NE OLUYOR BİZE?

Abone Ol

Ne yazık ki ülkemizde yaşanan olaylar bize bu soruyu sorduruyor. Toplum olarak sabır, saygı ve sevgi gibi hasletlerimizi yitirdik. En ufak bir tartışmada hemen kavga ediyoruz.

Her gün haberlerde kadın cinayetlerini, çocuk tacizlerini ve hayvan katliamlarını izlemekten bıktık. Trafikte yaşanan kavgalar da ayrı bir sorun.

Ayrıca toplumda korkunç bir silahlanma salgını var. Buna nasıl göz yumuluyor? Bunun nedeni cezasızlık olabilir mi? Bunu hiç düşünüyor muyuz?

Biz böyle bir toplum değildik. Ne oldu bize? Neden bu istenmeyen olayları ve acıları yaşıyoruz?

Bu durum yasalara saygılı, dürüst insanlarımızı derinden üzmekte ve vicdanlarını yaralamaktadır.

Bir toplumda huzur olmazsa, insanlar mutlu olamaz ve geleceğe güvenle bakamaz. Yaşadığımız bu toplumsal kaos bize yakışmıyor. Bir an önce bu durumdan kurtulmalıyız.

Hiç istemediğimiz bu olumsuz durumdan çıkmak için başta yönetenler olmak üzere, siyasiler toplumu ayrıştırmaktan ve ötekileştirmekten bir an önce vaz geçmelidirler. Toplumda birlik, beraberlik ve kardeşlik iklimini oluşturmalıdırlar.

Dışa karşı güçlü olabilmek için, içerde güçlü olmalıyız. Bunun için birlik ve beraberliğimizi sağlayacak, hiç kimseyi ayırmayan, tarafsız ve adil bir yönetim olmalı. Hak, hukuk ve adalet herkese eşit uygulanmalı ve senden benden ayrımı yapılmamalı.

Konfüçyüs, "Soylu insanlar, hak ve adaleti her şeyin üstünde tutarlar" diyor. Gerçekten hak ve adalet duygusu her şeyin önünde ve üstünde olmalı.

İmam-ı Gazali de yönetenlerin adil olmaları gerektiğini şu çok önemli sözleri ile vurguluyor. İmam-ı Gazali şöyle diyor: "Âdil olmayan bir iktidar yerine, dinsiz bir iktidarı yeğlerim."

Ancak hukuk ve adalet herkese eşit uygulanırsa toplumda huzur ve mutluluk olur.

Bu ülkeyi gerçekten seviyorsak, birbirimize hakaret etmekten, incitici ve kırıcı dil kullanmaktan vaz geçmeliyiz. Ülkede saygı, sevgi ve hoşgörü iklimini oluşturmalıyız.

Bağırarak, çağırarak ve kavga ederek hiç bir sorunumuzu çözemeyiz

Tersine sorunları daha da içinden çıkılmaz hale getiririz. Bu konuda da Mevlana'nın şu sözlerinden ders çıkarmalıyız. Şöyle diyor Mevlana: "Söyleyecek sözü, fikri değerli olan bağırmaz. Bağıran düşünemez; düşünmeyen kavga eder."

Maalesef bu günlerde bu durumu yaşıyoruz