MÜSLÜM TUNABOYLU...

Abone Ol

Bir öğretmen, bir gazeteci, bir yazardı o…

Ve bir Köy Enstitülü idi. Ve de Köy Enstitülü bir öğretmendi.

Öğretmenlikteki heyecanı, Köy Enstitüsü’nde almıştı. Yazılarını, Köy Enstitüsü ruhuyla yazmıştı. Yaşamını, Köy Enstitüsü ruhuyla yaşamıştı.

Ailesi 1938’de Bulgaristan’dan Çorum’a gelip, Çıkrık köyüne yerleştiğinde 6 yaşında idi. İlkokuldan sonra Köy Enstitüsünde okumuş, öğretmen olmuştu.

Ama o, yerinde duramayan bir kimlikti…

Hem öğretmenlik yapmış, hem öğretmen mücadelesinin içinde yer almış, hep önde olmuştu.

1965’te kurulan ve kısa adı TÖS olan Türkiye Öğretmenler Sendikası’nın Çorum Şubesi’nin, hem kurucusu, hem yöneticisi olmuş, bölge temsilciliğinde bulunmuştu.

O dönemde öğretmen sendikacılığını başlatmasıyla, çağdaş eğitim mücadelesiyle, “yardım” ve “barış gönüllüleri” adı altında eğitim sistemimize girmeye çalışan Amerikan politikalarına karşı milli damarları kabartmasıyla TÖS, bir efsane olmuştu.

Çünkü Türkiye’de öğretmen mücadelesi, bir aydınlanma mücadelesi idi.

Çünkü Türkiye’de öğretmen mücadelesi, bir laiklik mücadelesi idi.

Ve de Türkiye’de öğretmen mücadelesi, bir demokrasi mücadelesi idi.

Ve bu mücadelenin ruhu Köy Enstitülerinde verilmiş, bu mücadelenin ruhu Köy Enstitülerinde alınmıştı.

İşte Tunaboylu hocamız, bu mücadelenin Çorum’da önderlerinden olmuştu.

* * *

Ve o, yerinde duramayan bir kimlikti…

Türkiye’de “Halkevleri” vardı. Ülkenin sosyal ve kültürel kalkınmasına katkısı için, Cumhuriyet değerlerinin geniş halk kitlelerine ulaşması için Atatürk’ün talimatı üzerine 1932’de açılmıştı. Ama 1951’de kapatılmıştı.

1963’te açılışına yeniden izin verilmiş, Tunaboylu hocamız Çorum Şubesi’nin kurucusu olmuş, Halkevi bünyesinde halk dershanelerini başlatmıştır.

Ve yine Çorum Halkevi adına kendi sahipliğinde aylık “Madımak” dergisini çıkarmış, yayınlanabilen 12 sayısını da Halkevleri’nin tüm şubelerine göndererek Çorum’un tanıtımında bulunmuştur.

(Not: Halkevleri 12 Eylül 1980’de yine kapatılmış, yöneticilerinin aklanması sonucu 1987’de yeniden faaliyetine başlamıştır.)

* * *

Evet, asla yerinde duramamıştır o…

Öğretmen kuruluşuna ve öğretmenlere mekân olan, 12 Eylül darbecileri tarafından elinden alınan, ama öğretmenlere geri verilmeyen TÖB-DER binasının yapımına da öncülük yapmıştır. İlginç de bir öyküsü vardır.

60’lı yılların sonuna doğru, öğretmenlerin katkısıyla yapılacak binanın arsası alınır, ama bir krediye ihtiyaç duyulur.

Bahçelievler ilkokulunun kurucu Müdürü Mümtaz Gürkan ile bir politikacı Ankara’ya gider. Bir bankanın genel müdürüne kredi talebinde bulunulur, ama olumsuz cevap alınır.

O dönemde sendikanın sekreterlik görevini yürüten Tunaboylu, bir kez de ben gideyim der. Dönemin genel müdür yardımcısı ile tanışır, sıkıntılarını anlatır. Cevap yine ‘hayır’ olur. Bunun üzerine Tunaboylu, genel müdür yardımcısına “kredi verirseniz iyi olur” der.

Genel müdür yardımcısı “tehdit mi ediyorsun” der.

Tunaboylu, böyle bir niyetlerinin olmadığını, ancak istendiğinde banka ile ilişkilerinin kesileceğini bankanın da bilmesini ister.

Genel müdür yardımcısı “ne yapabilirsiniz” diye sorar.

Tunaboylu, bir sayfalık bir yazı ile durumu yurt ölçüsünde faaliyet gösteren öğretmen kuruluşlarına iletebileceğini, böyle bir güce sahip olduklarını söyler ve ayrılır.

Aradan çok geçmez, genel müdürlükten bir yazı gelir, kredi alınması için görevliler Ankara ya çağrılır.

Tunaboylu, Sendikanın Şube Başkanı Rüştü Apaydın ile Ankara’ya gider, kredi anlaşmasını imzalar.

Çok geçmeden kredi alınmıştır. Öğretmenlerin de büyük katkısı ile bina yapılmıştır.

* * *

Ve de o, emekli olunca da yerinde duramaz…

1974 yılının başında, Çorum Gazetesi’nde Yazı İşleri Müdürlüğü ile gazeteciliğe başlar.

1981 yılında Anadolu Ajansı Muhabirliğini de üslenir. Yerel gazeteler ile ulusal basında Çorum Temsilciliği yapar.

Gazetecilik yıllarında Hürriyet, Milliyet, Günaydın gazetelerinin muhabirliği yapar. Çorum’un sorunlarını ulusal basına yansıtır.

Zaman zaman yerel gazetelerdeki yazılarıyla da duygu ve düşüncelerini okuyucuya iletir ve gazeteciliğe hizmet eder.

Evet, Tunaboylu hocamız işte böyle bir kimliktir.

Ve o, 1932’de doğmuş 30 Ocak 2021 günü aramızdan ayrılmıştır.

Ama unutulmayacaktır.