Toplumcu gerçekçiliğimizin öncü yazarlarından Mahmut Makal bize büyük kentlerin dışında da bir yaşam olduğunu, bu yaşamın en çarpıcı yönlerini gözümüze sokarcasına betimler her yapıtında. Mahmut Makal, Abbas Sayar, Fakir Baykurt tümce ve paragraflarla, Nazım Hikmet, Enver Gökçe ve niceleri dizelerle betimler gerçekliğimizi.
Bizim Köy ilk okuduğum ve etkisinde kaldığım anlatısıdır. Ortaokul sıralarında okuduğum yapıtlar arasında. Bu anlatının, basılmasından yirmi bir yıl sonra, 1971 yılında, öğretmen okulunu bitirip atandığım küçücük bir köyde (Çorum, Ortaköy, Senemoğlu Köyü) yaşadıklarımla örtüşmesi rastlantı değil. Gözlemlerimi Köprü adı altında topladım ve 2024’ te yayımlandı.Ayrıca Köyümden Mektuplar adlı şiir kitabımda da aynı köyü, çevre köyleri ve kendi köyümden (Karamahmut) izlenimlerimi betimledim, şiirsel bir dille.
Köylerimizin kendi yazgılarına terk edilmesi, günümüzde bilinçli olarak tarımdan uzaklaştırma politikasıyla göçe zorlanması, köylerde yok denecek kadar az insan kalması ve buna koşut olarak üretimin çok zor koşullarda yapılması veya durdurulması, köy okullarının kapatılması, köylerin tek aydınlık ışığı olan öğretmenden arındırılıp imama terkedilmesi hiç rastlantı değil. Tarlasını ekmeyen köylüye, ekmediği için, dönüm başına ücret ödenmesi ülkeyi daha da yoksullaştırma ve yabancı tekellere peşkeş çekme politikasının ürünüdür. Günümüzde kullanılmayan arazilerin başkalarına kiraya verileceği haberi dolaştı basın-yayım organlarında. Bu toprağa ‘çökme’nin yeni bir yöntemi olmalı! Tıpkı yabancı ortaklara, büyük pay yabancının olmak üzere, maden ruhsatı verilerek köylünün zeytin ağaçlarının sökülmesi gibi… Yöneticilerimizin çok uluslu şirketlerin istekleri doğrultusunda tarımı yok edercesine bir politika izlemeleri çok acı. Ülkeyi yıkıma götüren taşlar yine bu ülkenin insanları tarafından döşeniyor. Yalnızca küçük bir küme insan bıkmadan bu gerçekleri dillendirmeye çalışıyor.
“Bizim Köy, Mahmut Makal'ın 1950'de yayımlanan ve Köy Edebiyatı'nın sembol kitaplarından sayılan deneme türündeki kitabıdır. Kitaptaki yazıların pek çoğu ilk olarak, 1948-1949 yılları arasında "Bir Köy Öğretmeninin Notları" başlığı altında Varlık dergisinde yayımlanmıştır. (Wikipedia)”
Mahmut Makal yeryüzünde kültüre hizmet etmiş, dünyayı daha iyiye ve daha güzele götürmek için çaba harcamış dört kişiden biridir. Eskiden İstanbul İstanbul'du, taşra da taşra. Romancı, yazar, şair adam kentsoylu olmalıydı. Makal bu çerçeveyi parçaladığında bomba patlatmıştı.
- İlhan Selçuk (Cumhuriyet)
Bu bilinçle yazdığım şiirimi okulları kapatılmış, boşaltılmış, birkaç yaşlıdan başka kimse kalmamış köylerimizin bugünkü durumunu anlatmak için paylaşıyorum.
“ALLI TURNAM BİZİM ELE VARIRSAN”
“allı turnam bizim ele varırsan”
bizim eller dört dönüm tarla eken yok
bizim eller üç dönüm bağ bakan yok
göçüp gitmiş yeşil elma sarı ayva,
yazı kalmış kala kala tilkiye çakala
varsan no’lacak
“allı turnam bizim ele varırsan”
umarsızlar kentin yolunu tutmuş
bahçıvanlık odacılık yoklukta umut olmuş
boz kertenkele bakar durur
evler bacasız evler rüzgârda sarsılır
kapı pencere menteşesinden sökülür
giden bakamaz boynu bükülür
kafamıza taş bulgur gibi dökülür
varsan no’lacak
“allı turnam bizim ele varırsan”
çılgada yabani ot diz boyu
ellerde yoksulluk diz boyu
ellerde yoksunluk diz boyu
ellerde açlık diz boyu
ellerde umarsızlık diz boyu
ellerde karanlık koyu mu koyu
varsan no’lacak
“allı turnam bizim ele varırsan”
yokluklar büyüyor bizim ellerde
açlıklar büyüyor bizim ellerde
ilenmeler dilenmeler büyüyor bizim ellerde
almalar çalmalar büyüyor bizim ellerde
bir çocuklar büyümüyor bizim ellerde
kafalar büyümüyor gözler pörtlek benizler sarı
bülbül terk etmiş gülü
yılanlar kokluyor sümbülü
varsan no’lacak
“allı turnam bizim ele varırsan”
varmasan da olur eller mi kaldı
kırı yazıyı yabancı aldı
kasası dolan yıllık kiraladı
yol kapandı pıtrak dikeni sardı
adım atacak mülk mü kaldı
başımızı kara duman aldı
varsan no’lacak
“allı turnam bizim ele varırsan”
bez çürüdü dikiş tutmuyor
kıran girdi çocuk uyutmuyor
üfürükçüsü aşı vurdutmuyor
süt ekşidi maya tutmuyor
hane soğuk baca tütmüyor
varsan no’lacak
allı turnam bizim ellere varmasan da olur
saz kırık tezene tutmuyor bizim ellerde
“allı turnam bizim ele varırsan
şeker söyle kaymak söyle bal söyle
ah gülüm gülüm
yâr gülüm gülüm
tutmuyor elim
turnalar hey” (Kırıkkale Türküsü)