KİM BUNLAR

Abone Ol

Bu hafta yoğun ölümlerin yaşandığı bir hafta oldu ne yazık ki.

Önce onlarca askerimizi yitirdik, ardından yüzlerce vatandaşımızı kaybettik enkaz altında…

Şu anda dağlarda ve enkazlarda ölümler sürüyor muhtemelen…

Askerler yitirildiğinde birileri gülmüş, mutlu olmuş mudur acaba?

Ya fırsatçı müteahhitlerin beton tabutlarında, yoksulluk nedeniyle çağdışı yapılara sığınmış insanları yitirdiğimizde birileri mutlu olmuş mudur?

“ Belalarını buldular”  diye ve hâlâ insan olduklarını iddia ederek, vicdanları rahat dolaşmakta mıdırlar ortalıkta?

Peki, nasıl bir sıfat yakıştırılmalıdır bu insanlıktan nasibini almamışlara…

Nasıl bir insanlıktır, nasıl bir acımasızlıktır, nasıl bir öfkedir ve akıl tutulmasıdır bu?

Kim bunlar?

Ne yapmaya çalışıyorlar?

Nasıl bu hale getirildiler?

En tepedekine de en alttakine de intikam çığlıkları attıran bu kinin mimarları kimler?

Barışçıl çözüm isteyenlere neden vatan haini yaftası yapıştırılıyor?

Neden kanın, ölümlerin sürmesi için intikam çığlıkları atanlar vatansever?

Acaba bir tarafın diğerini ölümlerle ve baskılarla sindirmesi dışında bir çözüm yolu yok mudur?

Hangi (dinsel ya da insancıl) kefeye koyarsanız koyun ölümlere gülmek, başkasının acılarıyla mutlu olmak, alay etmek insanlığın en büyük utancıdır…

Görsel ve yazılı medyada olsun, sosyal paylaşım sitelerinde olsun ne yazık ki bu akıl tutulması en acımasız biçimde yer alıyor…

Irkçılık ve faşizm hızla güç kazanıyor… Ülke sınırları içinde yaşayan halklar birbirine düşman ediliyor…

En seviyesiz, en cahil, en düşünce özürlü medya mensupları vatanseverliklerini ispatlamak için olmadık ırkçı söylemler geliştiriyor…

“ Saygın medyamız” böylece halkları terörize etme görevini her alanda, büyük bir yetkinlikle yerine getiriyor…

Bunu ne adına yapıyorlar?

Vatanın bölünmemesi adına…

Peki, sormazlar mı birileri: “ siz ülke bölünmesin diye aynı topraklar üzerinde yaşadığınız insanların ölümlerine ve acılarına saygı göstermek şöyle dursun, alay ederek, ‘ oh olsun’ mantığıyla yaklaşırsanız bu insanlarla birlikte yaşamanın gerekçeleri ortadan kalkmamış mıdır” diye…

Ne cevap vereceksiniz?

Ülkenin geldiği bu noktadan sonra çözüm nedir?

Vatan bölünmesin ama aynı topraklar üzerinde yaşayan insanlar birbirlerini düşman olarak görüyorlarsa bu nasıl gerçekleşecektir?

Çözüm, tüm azınlıkların sınırdışı edilmesi midir, yoksa sindirilmesi ya da…

Gerisini ağzıma bile almak istemiyorum…

Şu yadsınamaz bir gerçektir ki, halkların düşmanlığı birleşmeye değil sadece bölünmeye hizmet eder…

Vatanın bölünmesini önlemenin yolu ırkçı söylemlerden ve politikalardan değil, halkların kardeşçe yaşamalarına imkan sağlayacak barışçıl çözümlerden geçiyor…

Ulusalcılarımız, milliyetçilerimiz ve vatanseverlerimiz şapkalarını önlerine koyup uzun uzun düşünmeliler… Öyle bağırıp çağırmakla, asmakla, kesmekle bir arada yaşamanın koşulları sağlanmaz, aksine o çok korktukları “ parçalanma” o zaman gerçekleşir…

Son bir haftada yitirdiğimiz şehitlerimize ve Van depreminde yitirdiğimiz vatandaşlarımıza tanrıdan rahmet dilerim…

Umarım acılarını hafifletmek için ve insanlığımızı hatırlayarak, elimizden geldiğince yardımcı oluruz…

Ayrıca, oy vermememe ve birçok icraatlarını, ideolojilerini onaylamamama rağmen Sayın Başbakanımızın depremden birkaç saat sonra bakanlarıyla birlikte bölgeye ulaşmasını takdirle karşıladım ve bu davranışının ırkçı cenaha verilmiş insancıl bir mesaj olmasını diliyorum…

Anamuhalefet lideri de şahsına yakışanı yapmış, vatandaşların acılarını paylaşmak için bölgeye gitmiştir…

Birlikte yaşamanın yolu, ötekilerin ölümlerine ağlamaktan, acılarını yüreğinde duyabilmekten ve yardımlarına koşmaktan geçiyor…

Hangi ırka, hangi dile mensup olduklarının hiç önemi yoktur…

Acı bunu biliyor ve her fırsatta hatırlatıyor…

İnsanlığa ise ders çıkarmak, insani duygularla hareket etmek kalıyor…