İSRAİL - GAZZE GERGİNLİĞİ – 4

Abone Ol

Buna artık İsrail-Gazze gerginliği demek değil, genelde İsrail-Filistin sorunu, özelde Gazze katliamı demek daha doğru olacaktır.

İsrail-Filistin sorunu ve Gazze katliamları üzerine bugüne kadar 10’dan fazla yazı yazdım. Yazılarımda İsrail’in saldırganlığını ve Ortadoğu’daki jandarmalık görevini anlatmaya çalıştım.

Ve de özellikle İslam Dünyası’nın ve Arap Dünyası’nın çaresizliğine vurgu yaptım.

Bugünkü yazımda ise genelde İslam Dünyası’nın, özelde Arap Dünyası’nın İsrail karşısında düştüğü işte bu çaresizliğe, farklı bir bakışla değinmek istedim.

***

Dünyadaki toplam Yahudi nüfusu, 9 milyonu İsrail’de olmak üzere yaklaşık 16 milyondur. Ama bu küçük cemaat adeta bütün dünyayı yönetir olmuştur.  

Dünyanın en ünlü bilim adamları onlardandır:

Einstein, Freud, Marx, Newton, Darwin...

Dünyanın en ünlü iş adamları onlardandır:

Rockefeller ailesi (ABD), George Soros (finansçı-ABD), Robert Murdoch (medya devi-ABD), Ralph Lauren (Polo'nun sahibi-ABD), Levi Strauss (Levi's Jeans'ın sahibi-ABD), Mark Zuckerberg (Facebook'un sahibi ve kurucusu-ABD), Sergey Brin (Google'un kurucusu-ABD), Michael Dell (Dell compütürlerin sahibi-ABD)...

Dünyanın en ünlü basın organları onlarındır:

New York Times, Wall Street Jurnal, Time, Newsweek, Washington Post, The Times, The DailyTelegraph, The Daily Mail, Daily News, MTV, REUTERS, Warner Grubu, NBS, CBS ve ABC gibi medya grupları...   

Dünyanın en ünlü yönetmenleri onlardandır:    

Steven Spielberg, Woody Ailen, Roman Polanski, Oliver Stone...

Dünyanın en ünlü siyasetçileri onlardandır:

ABD’nin ünlü Dışişleri Bakanı Kissinger, İngiltere eski Başbakanı David Comeron, İngiltere İşçi Partisi Lideri Ed Milband, Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicole Sarkozy, ABD parlamentosunda birçok senatör, birçok ABD eyaletinin valileri...      

***

Bilim dünyasına baktığımızda ise:

Dünyanın en prestijli bilim ödülleri Nobel ödülüdür. 1901'den bu yana verilmektedir.     Edebiyat-Ekonomi-Tıp-Fizik-Kimya-Barış dallarındadır bu ödüller.     

57 devletten oluşan 1,7 milyarlık İslam dünyasında, bilim dalında Nobel ödülü alan 3 kişidir. Pakistanlı Abdus Selam 1979’da Fizik dalında, Mısırlı Ahmed Zewail 1999’da Kimya dalında ve Türk Aziz Sancar 2015'te Kimya dalında Nobel Ödülü almıştır.

Müslümanların %1'i kadar ve dünyadaki toplam nüfusu 16 milyon olan Yahudi toplumu ise bilim dalında 104 Nobel ödülü almıştır.

Pakistanlı bilim adamı Dr. Saleem'in hazırladığı uzun bir liste vardır ki, bu yazının içine almak olanaksızdır. Ancak görülmektedir ki, 16 milyonluk Yahudi dünyası, dünya sermayesini ve dünya siyasetini yöneten, bilim hayatına damgasını vuran bir toplum olmuştur.

***

Elbette ki, bu durum Müslümanların aptal, Yahudilerin çok zeki olduğu anlamına da gelmez.     

Ama 1,7 milyarlık İslam dünyasının sorgulaması gereken bir realitedir.    

O halde soralım:

Soru: Neden Yahudiler bu kadar güçlüdür?

Cevap: Eğitimdir. Yani sorgulayıcı, araştırıcı, yaratıcı bir eğitimdir.    

Cevap: Başarılı olmak hırsıdır. Güçlü bir milli refleks varlığıdır.

Cevap: Çok güçlü bir dayanışma ruhudur.

Cevap: Dünya siyasetindeki etkinliğidir. Ve de küresel gücün desteğidir.  

Soru: Neden Müslümanlar bu kadar güçsüzdür?

Cevap: Yanlış eğitim, daha da ötesi sıfır eğitimdir. Yani sorgulamayan, araştırmayan, ezberci bir eğitimdir.

Cevap: Bilim üretmeyen, üretileni kullanan tüketici bir toplum oluşudur.    

Cevap: Dayanışma ruhu yoksunluğudur. Ki, Irak'ta, Suriye'de Müslüman'ın Müslüman'ı katlettiği gibi... Irak'ta Türkmenlerin katledilmesinin seyredildiği gibi...

Ve de bir aydır Gazze’deki katliamın, 1,7 Milyarlık İslam dünyası tarafından, 350 milyonluk Arap dünyası tarafından sanki bir savaş filmi olarak seyredildiği gibi...

***

Evet, İslam dünyası kendini bir sorgulamalıdır.

16 milyonluk Yahudi toplumu karşısındaki acizliğini bir sorgulamalıdır.  

57 devletli 1,7 milyar nüfusun, neden dünya siyasetinde etkisiz oluşunu, neden bilim-teknoloji üretemeyişini, neden dünya çapında bilim, sanat, edebiyat ve siyaset adamı yetiştiremeyişini sorgulamalıdır.

Ve her şeyden önce, ağırlığı din eksenli bir eğitimle bir şey verilemeyeceği, verilemediği sorgulanmalıdır.

Araştırmayan, sormayan, sisteme ya da herhangi bir düşünceye kapıkulu yetiştirmeyi amaçlayan bir eğitim sistemiyle, ne bilim adamının ne de siyasetçinin yetişemeyeceği sorgulanmalıdır.   

Herhalde bu sorgulamalar, İslam dünyası içinde çok önemli bir yeri olan Türkiye için, daha da önemli ve daha da öncelikli olmalıdır.