İmamoğlu “hayal görmekte” serbest…

Abone Ol

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul adına hiç kimsenin tahmin edemeyeceği büyük hayalleri olduğunu anlatmış Parlamento muhabirlerine.

Hedefinin ise mevcut 14 ilçe belediyesinin yanı sıra 14 belediyeyi daha almak olduğunu söylemiş.

Artİstanbul Feshane’de Parlamento Muhabirleri ile buluşmasındaki en önemli  nokta,  kendisinin siyaseten “ikinci Erdoğan” olarak tanımlanması olmuş.

Buna şiddetle karşı çıkmış ve şunları söylemiş:

“Bu nedir Erdoğan potansiyeli? Anlamış değilim. Ben hayatım boyunca demokrat olma, 2019’da bile gelmiş geçmiş en demokrat belediye başkanı olacağım iddiasını ortaya koyan ve vurgulayan birisiyim. Şeffaflığı vurgulayan biriyim. CHP’de siyaset yapan birisiyim. Çok taban tabana zıt bir durum. Hayatımda hiçbir zaman mış gibi yapmadım. Çok uyumlu olduğumuzu düşünmüyorum. ‘İkinci Erdoğan’ derken neyi kastediyorlar bilmiyorum, anlamış değilim”

Biz anlıyoruz.

Halk da anlıyor.

Geriye “ anlamayan” olarak sayın İmamoğlu kalıyor.

O da biliyor ya…

Neyse…

Biz gelelim 14+14 formülüne. Yani 14 ilçeye bir o kadar daha ilçe ekleyip, 28 ilçede seçimleri kazanacakmış…

İlçeleri bilemem..

Ama sayın İmamoğlu’nun şu anda oturduğu koltuk ne kadar “sağlam” ona dair kuşkularım var.

Şuraya yazıyorum.

Eğer Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan İstanbul’da sadece Kurum için değil, kendi prestijini korumak için tüm  ağırlığını koyup seçimi kazanmakta kararlı ise elindeki tüm güçleri seferber edecek demektir.

Buna son anda ortaya konacak provokasyonlar dahil.

Yani, “Kürtlerin geleceğine yönelik” DEM ile de eğer gizli pazarlıklar son anda devreye sokulursa şaşmam.

Bu ve buna benzer “yeni işbirlik”telikler ortaya çıkarsa, bu kez sandıkta 800 bin oy farkının, Kurum lehine dönüşmeyeceğini kim garanti edebilir?

AKP’nin geleceği ve de Erdoğan’ın istikbali, İstanbul’u “fethetme” başarısına bağlı.

Bu açıdan bakınca İmamoğlu’nun işi zor.

Hem de çok zor.

Yani, 4 yıl sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimi için CHP’den “başkan” olacağına dair bir planı varsa eğer, bana göre  bu  “hayal” gibi bir şey…

“Önce İstanbul’u kazansın görelim.” derim…