İKİ TEKERLEKLİ TERÖRÜ

Abone Ol

Sevgili Okurlar,

Aşağıdaki yazı, aslında Alanya bazındaki “motosiklet terörü” için kaleme alınmış bir yazı.

Ama aldığım duyumlara göre, doğduğum topraklarda da aynı sorun(lar) yaşanıyormuş.

Siz bu yazıdaki özneleri değiştirin, onların yerine “Çorum” yazın ya da öyle kabul edip, okuyun…

İsmail Haboğlu

*

Bu köşede, her fırsatta, kalemimizin erdiğince, dilimizin döndüğünce, Alanya gençliğine kötü örnek olan motosiklet ustalarını(!) ve motosiklet tutkunlarını (!) uyardık.

Dedik ki,

“…Burası dağ başı değil Ustalar (!), yanlış yapıyorsunuz. Kötü örnek oluyorsunuz. ‘Herkes beni görsün, beni izlesin, benim farkıma varsın’ kompleksi ve görgüsüzlüğüyle, motosikletlerinizin çıkardığı o iğrenç ses yetmiyormuş gibi; o sese ek olarak monte ettirdiğiniz patlayıcı sesler çıkaran aparatlarla, o da yetmiyormuş gibi verdiğiniz ara gazı patlamalarıyla, sevimsiz oluyorsunuz.

Altlarınızdaki o iki tekerli garabetlerin çıkardığı rahatsız edici seslere zor tahammül edilirken; üstüne üstlük verdiğiniz ara gazlarıyla ortalığı inletiyor; insanları korkutuyor, rahatsız ediyorsunuz.

Ne hakkınız var buna?

Dağ başı mı burası?

Ayrıca da niye böyle yapıyorsunuz?

Sizin hasta ananız, babanız; hamile eşiniz, bacınız; istirahat etme durumunda olan yakınınız olmadı mı hiç?

Ne zevk alıyorsunuz, bu iğrenç sesleri çıkartan olmaktan?

Sizler, altınızdaki o garabetleri tek tekere düşürüp, o sesleri çıkarta çıkarta seyrüsefer ederken; yüzlerce kişi de masum annelerinizin kulaklarını çınlatıyor!

Değer mi buna?”

* * *

Onlarca kez yazdık buna benzer şeyleri.

Yazdık, anlattık, uyardık…

Yazdık, anlattık, uyardık da ne oldu?

Biz yazdık, biz okuduk; biz söyledik, biz dinledik.

Sonuç?

Sonuç sıfıra sıfır, elde var sıfır!

Yıldık mı; yılmadık.

Dönemin kaymakamlarını, belediye başkanlarını (hatta meclis üyelerini, hatta kent konseyi üyelerini, hatta sivil toplum kuruluşlarını) emniyet müdürlerini ziyaret ettik.

Onlara da dedik ki;

“…Bu terör, Alanya’yı bitirecek.

Bu teröre karşı, bugünden tezi yok, gerekli önlemler alınmazsa; yarınlar çok geç olacak. Tümden baş edilemeyecek bu terörle.

Bir an önce; ana arterlerin belli noktalarına, örneğin Atatürk Caddesi’nde Çimen Otel’le Büyük Otel arasına sivil ekipler yerleştirin.

Görün bakın; sarı ışık yanar yanmaz nasıl fırlıyorlar, altlarındaki iki tekerli garabetleri şaha kaldırıp, tek teker üzerinde, ortalığı inlete inlete nasıl seyrüsefer ediyorlar.

Kameraya alıp, tüm Alanya’ya deşifre edin bu sapıkları.

Siz de görün, görmemiş olan Alanya yaşayanı da görsün… Görsün ve tanısın bunları.

Hiç değilse; bu tür bir iki müdahaleyle, caydırıcı olmuş olursunuz…”

* * *

Bu ziyaretlerimizden de sonuç alamadık.

Alamadığımız gibi çağımız Alanya’sına yakışmayan gerekçeler dinledik yetkililerden.

Neticede?

Neticede de bu hale geldi işte Alanya.

Meydanı boş bulan bu densizler, öyle bir zıvanadan çıktı ki; ‘Burası tek geçim kaynağı turizm olan bir turizm kenti, burası oteller bölgesi; burası hastane önü, okul önü, cami önü; seyrüsefer ettiğim bu güzergah, utanmadan korna çaldığım bu yer, bir yaya kaldırımı, bir refüj; saat gecenin ikisi, üçü, beşi…’ demez oldu.

Öyle bir demez, öyle bir aldırmaz oldular ki; şimdi de bu kentin her bir alanında, her bir şeyi yapabileceklerini; her bir alanını istedikleri biçimde kullanabileceklerini sanır oldular.

Ters yollara giriyorlar; kaldırımlarda, refüjlerde fütursuzca geziniyorlar, trafikte slalom yapıyorlar.

Olacağı buydu.

Oldu…

* * *

Hal böyle olunca; bundan böyle bir süre, bu konuda yazmamaya karar vermiştim ki; Alanya Belediye Meclisi Üyesi ve Turizmci Mehmet Kural’ın serzeniş üsluplu çağrısı çıktı (sanal ortamda) karşıma.

Mehmet Kural Kardeşim, şöyle diyordu o çağrısında;

“Alanya Kaymakamı Sayın Mustafa Harputlu, Alanya Belediye Başkanı Sayın Adem Murat Yücel ve Alanya Emniyet Müdürü Sayın Haşim Çakmaklı 'ya Alanya halkı adına açık çağrımızdır;

Sayın yöneticilerimiz, sizlerden istirham ediyoruz; yollardaki motosiklet teröründen vazgeçtik; hiç değilse, artık dayanılmaz boyutlara varan KALDIRIMLAR ÜZERİNDEKİ MOTOSİKLET TERÖRÜNE bir çözüm üretin.

Kaldırımlar, bu alanların gerçek sahipleri olan yayalar için; nereden, ne zaman çıkacağı belli olmayan motosikletler yüzünden, son derece tehlikeli alanlar haline gelmiş durumdadır. Küçük bir araştırma ile sizler tarafından da konunun vahameti anlaşılacaktır.

Göstereceğiniz ilgiye, Alanya halkı adına, şimdiden şükranlarımızı sunarız.”

* * *

Sayın Kural, toplu yaşam kültürü gelişmiş, duyarlı bir yurttaştır.

Benim gibi o da benzeri eleştirilerini, yıllardır sürdüre gelir.

O da bu motosiklet teröründen, hem turizmci olarak, hem duyarlı bir yurttaş olarak rahatsızdır.

Nitekim de bunu vurgulamış çağrısında.

* * *

Bu terör ve bu teröre karşı, vurdumduymaz boyutlardaki müsamahalı yaklaşımlar; böyle bir turizm kentinin insanlarına ve bu kentin yöneticilerine yakışmıyor.

Çünkü bu terör, sadece bununla da kalmıyor.

Konuya ilişkin olarak, Osman Güngör kardeşim de Sayın Kural’ın çağrısının altına not düşmüş.

Sayın Güngör, “Terörün kaynağı, sadece iki tekerli magandalar mı?” diyor, devam ediyor;

“Dört tekerli terör de aldı başını gidiyor.

Artık çağdışı kalmış sünnet ve düğün konvoyu adetlerindeki abartılı gürültüler; asker uğurlama ve siyasi parti liderlerinin geliş gidişlerinde sergilenen abartılı gürültüler; dört tekerli yürüyen diskoların (!) dört kapı camını da açarak bangır bangır çalınan müzikler (!); olur olmaz bir zamanda, gecenin bir yarısı patlatılan havai fişekler de bu terörün, bu sorumsuzluğun bir parçası.”

Haksız mı Sayın Güngör?

Artık Alanya, bir an önce silkinip, kendine gelmek, bu terörlere karşı çok ciddi mücadele başlatmak durumunda.

Alanya bitiyor çünkü.