HASAN ÖĞRETMEN

Abone Ol

O bir öğretmen.

İlkokul öğretmeni.

Adı Hasan Kartal.

Görev yeri, Diyarbakır’ın Sur İlçesinin Kumrucuk Köyü…

Farkı, kendisini, eğitime adayan bir öğretmen olması.

Hasan Öğretmen, eğitim verdiği okulda, dünyanın en iyi eğitim sistemi olarak olurlanan Finlandiya Eğitim Sistemi benzeri bir sistemi uyguluyor.

Derslerinde, sağlıklı beslenmeden tutun, görgü kurallarına; bilim ve teknolojiden tutun, bahçe ve doğa ile ilgili konulara değin her bir şeyi uygulamalı olarak, göstererek, yaşatarak anlatıyor.

Hasan Öğretmen, sınırları zorlayan, hırslı, inançlı, başarılı bir eğitmen.

Hasan Öğretmen "Mahrumiyet ve yoksulluk çocukların kaderi olamaz" diyor.

Hasan Öğretmeni başarılı ve farklı kılan özelliği de işte bu tümcede gizli…

Hasan Öğretmen, “Bir öğretmen isterse, görev yaptığı okulundan başlayarak, yaşadığı tüm çevreyi cennete çevirebilir. ‘Yaşanamaz’ denilen ortamları, ‘yaşanabilir’ kılar. Bütün bunların anahtarı ‘eğitimdir’. Bilimsel ve doğru eğitim… Bilimsel ve doğru bir eğitimin açamayacağı kapı, yenemeyeceği güçlük yoktur…” diyor.

11 çocuklu bir ailenin çocuğu olan ve 55 kişilik sınıflarda eğitim gören Hasan Kartal; çocukluğunu, aşçı babasının yanında çalışarak geçirmiş.

Batman’da ücretli öğretmenlik yaptıktan sonra atandığı Diyarbakır'da, "Mahrumiyet ve yoksulluk, çocukların kaderi olamaz" diyerek; ödev ve zorlamanın olmadığı, her bir öğrenciyle birebir ilişki kurularak eğitimin verildiği Finlandiya Eğitim Sistemi benzeri bir sistemi uygulamaya başlamış.

31 öğrencili köy okulunun birleştirilmiş sınıfında, adeta kolej eğitimi veren Hasan Öğretmen, öğrencilerine renkli bir sınıf ortamı yaratmış.

Çocuklar, okul bahçesinde sebze-meyve yetiştiriyor.

Konserveler, reçeller yapıp, turşu kuruluyor.

Sobada yemekler pişiriliyor.

Kümeslerinden getirdikleri yumurtalarla kahvaltılarını okulda yapıyorlar.

Hasan öğretmenin eğitim verdiği sınıfta dersler, diğer okullardan farklı olarak kitaplardan değil, uygulamalar ile öğreniliyor.

İşlenen konular içinde, sağlıklı beslenme, topluluk içinde görgü ve temizlik kuralları, sofra adabı, bilim, sanat, fen, teknoloji, mühendislik, kültür, sinema, spor, akıl-zeka oyunları, bahçe ve doğa, kodlama, yaratıcı drama yer alıyor.

Hasan Öğretmen, yarattığı değişimle; büyükşehirlerin olanaklarından yararlanarak yetişen yaşıtlarına göre kıt olanaklarla eğitim alma durumunda olan köy çocuklarının kaderini değiştiriyor.

Büyük kentlerimiz kolejlerinde eğitim alan çocuklarla, Diyarbakır’ın küçük bir ilçesinde son derece kısıtlı olanaklarıyla bir köy okulunda eğitim alanların da eşit olarak yetiştirilip, eğitilebileceğini kanıtlayan Hasan öğretmen, öğrencilerine Nobel Ödüllü Aziz Sancar'ı örnek veriyor.

* * *

Görüyor ve izliyoruz ki, eğitimin kalitesi her geçen yıl düşüyor.

Bu haberi, “Hasan Öğretmen gibi öğretmenlere gereksinimimiz var” demek için taşıdım köşeme.

Kaldı ki Hasan Öğretmen gibi öğretmenlerle de iş bitmiyor.

Aklını dinle, hurafelerle bozmamış, Hasan Öğretmen gibi bilimi her şeyin üzerinde tutan, “eğitimin, mutlak ve mutlak bilimsel olması gerektiğine inanan” Milli Eğitim Bakanlarına, Milli Eğitim Müdürlerine, Okul Müdürlerine de gereksinimimiz var.

Bu gereksinimi özellikle şunun için vurguladım:

Bugün sosyal paylaşım sitelerine Milli Eğitim Bakanlığı’nın rehber öğretmenlere dağıttığı kitap için seçilen resimler düştü.

Kitapta, çocuklara cinsel istismar ve şiddet uygulayan annelerin (ya da kadınların) başı açık, şefkat gösteren anneler türbanlı olarak resmedilmiş.

Büyük bir hiddetle ama asparagas bir haber olması dileğiyle araştırmaya başladım; ne yazıktır ki haber doğru çıktı.

Sistemleri oturmuş ülkeler, uzayda koloniler kurma yarışı yaparken; aklını dinle, hurafelerle bozmuş biz ve bizim gibi ülkeler, hemen her konuda yerlerde sürünüyoruz…

Çünkü aklı ve beyni asırlar öncesinde kalmış, kendini hurafelerden kurtaramamış kişiler tarafından yönetiliyoruz.

Kanıtı Milli Eğitim Bakanlığı’nca rehber öğretmenlere dağıtılan malum kitap(!).

Başka söze gerek var mı?