Hasan Akarsu (1952) Tekirdağ/Saray/Küçükyoncalı Köyü doğumlu. İlk şiiri (1976) “Cemal Süreya” SEK’in Sanat El Kitapları sayısında çıkıyor. O günden bu güne dek 45 yıldır durmadan kesintisiz; “Saçak, Kıyı, Türk Dili, İnsancıl, Damla, Sanat Yaprağı, Çağ, Yeditepe, Somut, Çağdaş Türk Dili, Şarköy Sanat, Şarköy İletişim, Şiir Ülkesi, Gerçek Sanat, Kiraz, Öğretmen Dünyası, Söylem, Aykırısanat, Yaba-Öykü, Yaba-Edebiyat, Cımhuriyet Kitap Eki, Ardıçkuşu, Varlık, Edebiyat Gündemi, Tay, Bölgenin Sesi Güzel Yazılar, Öykü-Şiir, Tekirdağ’ın Sesi, Trakya’nın Sesi, Cumhuriyet...” dergi ve gazetelerinde yazı ve şiirleri yayınlanıyor.
Toplumsal sorumluluğun bilincinde olan ozanımız, o duyarlılık ve özveri ile yazıyor. Öğretmen kökenli ozanlarımızdan. Şiirle ve yazınla özdeşleşmiş bir yaşam biçimi. Şiirle doğmuş. onunla büyümüş, hep deriz ya “Ne ekersen, onu biçersin”. Hasan Akarsu bu topraklara, şiirin çocuğu olarak ekilmiş, şimdi onu olgun yediveren bir buğday başağı gibi, şiir olarak topluyoruz. Daha önce 15 şiir kitabını “Şiir Irmağı” adlı eserinde toplamıştı. O’na da bu yakışırdı, soyadı gibi sakin sakin akan Akarsu nehri büyümüş, artık ırmak olmuştu. “Şiir Irmağı” Son olarak elime geçen eseri “Önümüz Kış” ise artık ırmağın da taşması olarak yorumlanabilir. Akarsu çalışkan ve üretken şairlerimizden. Kısacık ömrüne otuzun üzerinde kitap sığdırmış. Sadece şiir değil, anı, gezi notları, deneme, inceleme, kitap yorumları, sanatsal düşünceler, mektuplar türünde de eserler vermiş.
Ozan yılların birikimi ile az sözle, çok şey anlatmayı ustaca başarıyor. Akarsu’nun şiirlerinde gereksiz söze yer yok. Sözü döndürüp dolaştırmıyor. Söyleyeceğini bir çırpıda dorğudan, sözcükleri ziyan etmeden kestirmeden söylüyor. “Yaşam bir ırmaktır akar / Kimisi bir izleyici / Kimisi ırmağın kendisi” İşte bu dizelerde olduğu gibi. Yine “Genç Olmak” şiirinde şöyle diyor: “Yaşınızla değil / Başınızla gençsiniz”. Yalın, sade, öz ve anlaşılır. Adeta konuşur gibi rahat.(S.16)
“Meyve Veren” şiirinde “Meyve veren ağaçsınız / Rahat toplasınlar diye meyvelerinizi / Uzamadınız / Meyve vermeyen ağaçsınız / Uzadınız gökyüzüne / Gözünüz daha yükseklerde / Hiçbir işe yaramadınız!” Meyve verenle vermeyen ağacı kıyaslıyor. Meyve verenin özverisini, boy, gösteriş yerine kısa bodur da olsa, doğru olanın topluma, çevreye meyve verebilmenin önemini ne kadar içtenlikli anlatıyor. Meyve vermeyen ağaç ise tüm bunlardan duyarsız, boya ve dallara önem veriyor. Hatta gözü daha da yükseklerde. (S.23)
“Yaşama Sevincine Çağrı” şiirinde “Kumrunun ötüşünde gel / Güvercinin Kanat Vuruşunda” duygusal dizelerinden sonra “İşçinin köylünün emeğinde gel / Alınterinin değerinde” (S.26) Değerlerin en yücesi emek ve alınterine dikkat çekiyor. Üretilen tüm değerleri onlar o çalışanlar üretmiyor mu? Onlar işçiler ve köylüler değil mi? Alınteri ve emek onların kol gücünden oluşan bir değer. Alınıp satılabilen bir meta ve üzerine bir kitap yazılabilecek konuyu, ozan ustaca duygularını da katarak bir dizeye sığdırıyor.
Ozan kitabının ilerleyen bölümlerinde yazın dünyamızın usta ozanlarını, şiirsel bir dille anlatıyor. Onları şiirleri ile anıyor. Pek çoğu da tanıyıp ilişkide olduğu ozanlar sanıyorum. Çoğu da yaşamını yitirmiş ozanlarımıza, vefalı olmanın, sanat dostu olmanın, kadir bilirliğin örneklerini veriyor. Ülkü Tamer’den, Mahmut Makal’a, Refik Durbaş’a... kadar pek çok ozanımızı şiirleri ile anımsama gereği duyuyor.
Ozan Akarsu, son kitabında Akarsu olmaktan çıkmış, yılların birikimi ile adeta bir çağlayan nehre dönüşmüş. Bazen duygu yüklenerek, bazen umudun ve geleceğin güzelliklerini yaratabilme duygusuna kapılarak okuyacağımız “Önümüz Kış” adlı eseri okurken, boşa zaman harcamayacağımıza inanıyorum. (Barış Kitap 1 Baskı 2021-96 s.Ankara)