GEZİ NOTLARIM – 6 AKDENİZ’İN MAVİSİNDE, DOSTLUK ESİNTİLERİ

Abone Ol

Anamur’dan Aydıncık’a uzanan kıyı şeridi, Akdeniz’in maviyle yeşili birbirine harmanladığı, koyların dağlara sokulduğu, rüzgârın tuzla karıştığı büyüleyici bir doğa cennetidir. Her kıvrımı, her dalga sesi, insana yaşamın dingin yanını fısıldar.

Bu güzergâhta yer alan Toslaklar Koyu, sanki denizin kalbi orada atıyormuşçasına berrak, sessiz ve insanın içini arındıran bir huzura sahiptir. Tarih boyunca denizcilerin sığındığı, uygarlıkların iz bıraktığı bu kıyılar, bugün hâlâ geçmişin sesini dalgaların fısıltısında saklıyor.

Yıllar öncesinden doğduğum şehirden, çocukluk arkadaşım ve kadim dostum Ali Yıldırım’la buluşma fırsatını yakalamak, gezimizin en anlamlı anlarından biriydi. Bozyazı’da, yeşille denizin kucaklaştığı o eşsiz noktada yaptığımız piknikte, yalnız doğa değil, çocukluğumuzun kahkahaları da yeniden yankılandı sanki. Aradan geçen yıllar, saçlara ak, gözlere derinlik katmış olsa da, o gün orada oturanlar hâlâ çocuktu; saf, içten ve gülüşleriyle tertemizdi.
Dostluk, insanın ömrü boyunca eksilmeyen tek sermayesiymiş meğer.

Gezimizin bir diğer durağı ise, Anamur ilçe merkezinden denize doğru uzanan Drama Çayı üzerindeki yaya asma köprüsü oldu. Tamamen yayalara açık bu nostaljik köprü, çelik halatları ve ahşap tabanlı yürüyüş yüzeyiyle klasik bir asma köprünün zarafetini taşıyor. Hafifçe sallanarak yürürken altımızdan geçen çayın serinliği, sanki geçmişten bugüne uzanan bir anı seli gibiydi. Dostlarla o köprüde verdiğimiz pozlarda, yalnız yüzlerimiz değil, geçmişimiz de gülümsüyordu objektife.

Bir başka çocukluk dostu, hemşerim ve akrabam Ali Ekber Eker, o içten gülüşüyle bizi Toslaklar Koyu’ndaki yazlığına davet etti. O saklı koyda deniz, mavinin en berrak tonunu yalnızca kendine saklıyor gibiydi. Ali Ekber’in sıcak misafirperverliğiyle denizin dinginliği birleşince, zaman bir anlığına durdu. Sözcüklerin yerini sessiz bir huzur aldı.
O an anladım ki, dostlarla geçirilen bir gün, bir ömrün yorgunluğunu alabiliyor. İnsan, bazen bir tebessümde, bir sarılışta yeniden doğabiliyor.

Eski dostlarla bir araya gelmek, yalnız geçmişi anmak değildir; insanın kendi çocukluğuyla yeniden buluşmasıdır. O saf duygular, yılların tozunu siler; içimizi tazeleyen bir ilkbahar rüzgârı gibi eser yüreğimizden.

Anamur sahilinde konakladığımız mekânda, Belediye Başkanı Sayın Durmuş Deniz’le de karşılaşmak güzel bir rastlantıydı. Son derece candan, beyefendi ve halktan bir insan. Herkesin tek tek hâlini hatırını soracak kadar samimi, içten bir belediye başkanı. İlçe hakkında bilgi alma fırsatım oldu; sorularımı içtenlikle yanıtladı. Sohbetindeki nezaket, Anamur’un insan sıcaklığını bir kez daha hissettirdi.

Gezinin sonunda, kaldığımız yerin hemen önünde Akdeniz’in sıcak sularıyla kucaklaşmak, adeta tüm yorgunluğu denize bırakmak gibiydi. Güneş yavaşça batarken, ufuk çizgisinde kaybolan ışıkla birlikte içimde bir duygu yankılandı:

“Denizin dalgaları yaşamın tüm olumsuzluklarını alıp götürürken, dostluk ve sevgi kalıyor; ölümsüzleşiyordu.”