İsrail, geçmişte Yahudi toplumunun yaşadığı soykırımın acısını, mazlum Gazze halkına uyguladığı soykırımla çıkarmaktadır.
Adeta Gazze üzerinden dünyadan intikam almaktadır.
Nitekim şimdi de toplu mezarlar görünür olmuştur.
Evet, İsrail ordusu uzun süre kuşatma altında tuttuğu ve 15 Şubat günü baskın düzenlediği Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ni hizmet dışı bırakmıştı.
Ve 24 Mart günü yeniden kuşatma altına almış, hastaneye baskın düzenlemiş, çok sayıda Filistinli ile sağlık personelini alıkoymuştu.
Ama işgal sürecinin ardından 7 Nisan'da Han Yunus'tan çekilmişti. İşte bu çekilmeyle birlikte toplu mezarlar görünür oldu.
Nitekim Nasır Hastanesi yerleşkesinde bulunan üç toplu mezardan çıkarılan ceset sayısı 392'ye ulaştı.
Yapılan açıklamada, cesetlerin çoğunun plastik kelepçelerle bağlı olduğu, bazılarında işkence ve infaz edildiklerine yönelik izler bulunduğu, bazılarında ise canlı canlı gömüldüğü tahmin edilen belirtiler olduğu ifade edildi.
Ve çocuk cesetlerinin de bulunduğu 392 cesetten çoğunun, çürümeyi hızlandırmak için plastik poşetlerle 3 metre derinliğe gömülmüş olduğu ifade edildi.
***
Ve bugün ABD ve Batı üniversitelerinde vicdanları harekete geçiren protesto sesleri…
1948’den bugüne 76 yıldır Filistin’i işgal altında tutan, Gazze’de kanlı bir katliamla soykırım uygulayan İsrail’e ve kayıtsız koşulsuz destekleyerek katliamları seyreden küresel kapitalist güçlere karşı, Batılı vicdan, onur ve erdem sahibi insanların sesi yükselmektedir.
Yani Gazze’de sistematik olarak altı ayı aşkın bir zamandır sergilenen katliamlara karşı, ABD ve Fransa üniversitelerinde kitleselleşen protestolar yükselmektedir.
Ve de Siyonist İsrail rejimi karşıtı protestoları dağıtabilmek için polis gücü kullanılmaktadır.
Ama Texas Üniversitesi’nde, Harvard, Columbia, Maryland, Michigan, Brown, George Washington gibi birçok üniversitede kitleselleşerek yükselen protestolar, Fransız üniversitelerinde de kendini gösterir, Avrupa’ya yayılır olmuştur.
Evet, bugün Batılı vicdan sahibi insanlar arasında ve üniversite kampüslerinde, İsrail vahşetini kınayan bu gösterilerin kitlesel bir vücut bulması, insani bir uyanışın görüntüsü olmuştur.
Yani görünen o ki, İsrail soykırımına karşı Gazze direnişi, Batı üniversitelerinde vicdani adalet arayışının bir bayrağı olmaktadır.
Ve de farklı coğrafyalardan “katliamı durdurun” diye yükselen bu sesler, bir yeryüzü itirazına dönüşür olmaktadır.
***
Çünkü bugün dünya, Gazze’de modern çağın en karanlık günlerini yaşmaktadır.
Çünkü Filistin’de, Gazze’de bir vahşet vardır! Ve de eşi benzeri görülmemiş bir vahşet ve soykırım vardır!
Ama Gazze’de bu felaket yaşanırken, öte taraftan dünyanın farklı ülkelerinde vicdan sahibi insanlar meydanlara çıkmakta, zulmün son bulması için protesto gösterileri düzenlemektedir.
Ama İslâm dünyası ve Arap dünyası, bu soykırıma karşı sesiz ve tepkisiz kalmakta, sadece kınama mesajları ile yetinmektedir.
Oysaki Gazze’de büyük çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere katledilen insan sayısı 35 bini, yaralı sayısı 80 bini bulur olmuştur.
İşte yaşanan bu vahşete karşı, Amerika’daki onlarca üniversiteye yayılan protestolar, belki de tarihin seyrini değiştirecek küresel bir itirazın ateşini yakar olmaktadır.
Ve de bu protestolar, Siyonist katliama ses çıkarmayan, güçlü bir tavır koymayan tüm ülkelere bir başkaldırı olmaktadır.
Evet, ABD’deki üniversitelerde, Gazze’de yaşanan vahşet ve soykırıma karşı yükselen bu protesto sesleri, bir anlamda tüm insanlığa bir sesleniştir.
Ve de giderek yükselen bu öğrenci protestoları, sessiz kalan genelde İslam Dünyası’na, özelde Arap Dünyası’na da bir sesleniştir.
Özet olarak ifade edilirse, mazlum Gazze halkının yanında yer alan bu sesleniş vicdanlara sesleniştir, küresel bir direnişe sesleniştir.