FOTOĞRAF DEĞİL, YANAŞMA SİYASETİ

Abone Ol

Bazen siyasetin akışını bir tümceyle özetlemek olanaklıdır. Sık kullandığımız “Ava giderken avlanmak” deyimi, tam da günümüz siyasetinin mihenk taşına oturuyor desem yalan olmaz. Bir dönemler “Altılı Masa”da halkın umudu senaryosunu oynarken yağıp gürleyenler, şimdi Erdoğan’la aynı karede ağzı kulaklarında poz verme yarışındalar. Yanar döner poz verirken kameralara yakalandılar.

“Ne var canım, tek kare fotoğrafta” diyenler olabilir. Oysa bazen bir kare fotoğraf çok şey anlatır. Sonuçta o kare, bir niyetin belgesi, hatta teslimiyetin; halka karşı ikiyüzlülüğün kanıtıdır. Bir dönem halka umut olurken çekilen “görev icabı tebessüm” fotoğrafı, siyasetin kara mizahıdır.

Şunu anladık ki meğer Erdoğan bu ülkenin yalnızca siyasetini değil, fotoğraf sanatını da iyi biliyormuş. Poz verme, fon oluşturma, ışık ayarları derken “işte tüm muhalefet yanımda” algısı tamamlanmış sayılır.

İsteyen bu fotoğrafı “normalleşme” diye okusun, ama bu dört dörtlük bir yanaşma siyasetidir. Eskiden masada oturuyorlardı, şimdi karede yer bulma telaşındalar. Masada karar almayı beceremediler, bakalım karede algı yaratmayı becerebilecekler mi?

Sözde halkın temsilcileriydiler. Şimdi halkın tepkisini ölçüyorlar: “Acaba fazla mı güldük, az mı?” Oysa gülümsemeden öte olan, gönüllerin fethedilmesidir.

Bir dönem iktidarı sert dille eleştirenler, şimdi iktidar sahipleri yanında “devlet terbiyesi” kılıfı altında sıraya girmiş durumda. Bu fotoğraf, siyasetten çok karakter ağırlıklı bir tablo olarak kameralara yansıyor. Bakıyorum da yandaş medya bu fotoğrafı “siyasi olgunluk” ve “devlet adabı” gibi adlar altında pazarlamaya çalışıyor; oysa işin gerçeği, bu bir yanaşma siyasetidir.

Halk açlık sınırında yaşayadursun, muhalefet sarayın parlak ışıkları altında poz veriyor. İşçinin, emekçinin, köylünün, gencin umudu; “iyi geçinme protokolü” fotoğrafıyla ne yazık ki sönümlenmek isteniyor. Fotoğraf karesine bakan halk, “demokrasi için bir aradayız” tekerlemesinden çok samimiyete bakıyor.
Erdoğan, yaratmak istediği algının elbette farkında. Rejisör kurguyu mükemmel kurmuş; kimin gülümseyeceği, kimin kaç santim eğileceği, kimin ne kadar tebessüm edeceği bile ince ince ayarlanmış.

O halde, halktan yana bir yazar olmanın sorumluluğuyla soruyorum: Madem iktidar memnun, muhalefet memnun; halkın çektiği sıkıntı nedir? Burada bir ters orantı yok mu?

Elbette iktidar ve muhalefet tokalaşabilir, tebessüm edebilir; yeter ki halkın da yüzü gülsün. Aksi hâlde halk deyimidir: “Alt tarafı kurt yiyor, üst tarafın haberi yok.”

Fotoğraftan okuduğumuz tablo şu: İktidar ve muhalefet ağzı kulaklarında, vur patlasın çal oynasın derken; halk, pahalılık ve demokrasi dışı uygulamalar altında inim inim inliyor, “Yandım anam” türküsünü söylüyor.

Unutmayalım, o fotoğraf çok geçmeden raflardaki yerini alır, tozlanır. Ama halk, bir dönem umut olan muhalefetin ikiyüzlülüğünü, iktidar masasında pazarlanan yanaşma siyasetini asla unutmaz.

Not: Değerli okuyucularım izninizle bir haftalık yazılarıma ara vereceğim, umarım tatil dönüşü sizlerle güzel anıları paylaşma fırsatı bulurum.