EN FAZİLETLİ SAHABİLER-14

Abone Ol

Hz. Osman RA. Hazretleri, o zaman Medine’nin belki Arabistan’ın en zengin insanlarından biri idi. İkinci zengin kişi yine cennetle müjdelenen Abdullah b. Af. Hazretleridir. Bunlar bu zenginliklerini ticaretle kazanmışlardır.
R.SAV. rızkın onda dokuzu ticarettir, buyurmuştur. Hz. Osman büyük sayılarda 100-200-300 gibi deve ve atlara, kervanları olan, onlarla mallarını Şam’dan Halep’ten, İran’dan Mısır’dan alıp Arabistan’a, Yemen’e götürüp satan çok büyük bir tüccardı. Ticaretin bütün sırlarını bilir ve çok kazanırdı. Zengin olmak isteyen israftan kaçınsın, tasarruf etsin, kazancını hapsetmesin, devamlı ticarette hareket ettirsin, istediği zenginliğe ulaşır. “Eğer kazancını Allah yolunda harcarsa, yüce Allah ona istediğinden çok fazlasını verir. Allah’a yemin ederim ki, ben Allah yolunda insanlara verdiğim hayırlar mallarının yüz katına bana iade etmiştir. Allah’ın verdiğini Allah’ın kullarına aktardım. Ömrüm boyunca dağıttım. Yine de bitiremedim. Çünkü Allah daha vermeden misli mislini veriyordu. Allah’a gerçek manada itimat edeni Allah asla mahrum etmez, buyurmuştur.
Kulun sıkıntıları Allah-ü azimmüşana güvensizliği ve işin sebebine gereği yapılmayıdır. Yoksa ulu Allah oğlak ana rahmine düşmeden onun rızkını yaratmaktadır, derdi.
Devrinde büyük kargaşalar olmuş, Yahudi İkni Sebe Mısır’daki halkı, Irak ahalisini fitneleri ile ilgili ayaklandırmış ve Medine’yi teröristler basmışlardı. Kendisine sordular. Dünyada en büyük zulüm nedir, dediler. Bekliyorlardı ki, Hz. Osman’ı öldürmek için gelen bu asilerin zulmüdür, diyecek. Hz. Osman R.A. R.SAV. bana haber verdi, şehit olarak ona kavuşacağım. R.SAV. beni bekliyor. Ama size şunu söyleyeyim ki, dünyada en büyük haksızlık ve zulüm, Allah’ın insanlara verdiği nimetleri onun kullarından esirgeyip malı hapsetmektir. Dünyaya çıplak geldiği halde bunca nimetlere kauşunca Allah’ı unutup onun emanetine ihanet ederek çıplak olarak toprağa girmektir. İşte gerçek zulüm ve zalimler bunlardır.
Yine kendisine sordular. Allah’ın ayetleri, R.SAV.in sözleri ile onların övgüsüne mazhar oldunuz. Bunu neye borçlusunuz?
Şu cevabı verdi:
“Kur’an-ı Kerim’i sağıma, Allah’ın resulünün yaşantısını soluma aldım. Ne yaparsam hep sırf ve ancak Allah için onun rızası için yaptım. İşi yaparken beni Allah görüyor, biliyor. Hesap anını düşünerek yaptım” diye cevap vermiştir.
Şimdi, Hz. Osman-ı Zinnureyn R.A. hazretlerini bu mertebeye ulaştıran serüvenlerinden birkaç örnek:
Medine’de uzun süren bir kıtlık oldu. İnsanlar, hayvanat , haşerat açlıktan kırıldığı bir zamanda Hz. Osman’ın yüz deve yükü buğdayı tahılı taşıyan kervanı Medine’ye geldi. Ticareti elinde bulunduran Yahudi ileri gelen zenginleri, kervanı karşıladılar ve Hz. Osman’dan istediği fiyattan tahılların (buğday, arpa vs) alacaklarını söylediler. Hz. Osman örneğin bir ölçeğe kaç para verirsiniz, dedi. Ona almışsan misli mislini yani yirmiye alırız, dediler. Hz. Osman, hayır, daha çok veren var dedi. Nasıl olur, bu Medine’de izden başka bu fiyatı kimse veremez, dediler. Hz. Osman RA. Bire 7, 10, 70, 100, 700 hatta hesapsız deyince, Yahudi tüccarlerı şaşırarak kimdir bu dediler. Hz. Osman bize bu malı veren Hz. Allah’tır. Halk açlıktan ölürken ben bunu size nasıl satarım. Çünkü ben malımı Allah’a sattım, deyiverir ve 100 deve yükünü yiyeceği develeri ile birlikte Medine halkına taksim eder.
Allah yolunda mallarını harcayanların örneği, yedi başak bitren bir dane gibidir ki, her başakta 100 dane vardır. (Yani allah birinize 700 verir) Allah dilediğine daha fazlasını kat kat verir. Allah’ın lütfu geniştir. O her şeyi bilir. (Yokluk ve darlık, imkansızlık kullara mahsustur) (vema indillahi baagın) Allah’ın varlığı imkanı asla bitmez. Bakara 261. ayet. Ve yine mallarını Allah rızası için sarfedenler, mallarını Allah yolunda harcayıp da başına kakmayanlar, muhtaçların kalbini kırmayanlar var ya, işte onlar Allah’ın has kulları olup Allah katında hususi ecirleri vardır. Onlar için korku ve üzüntü yoktur buyuruyor.
Kelbi bu ayetlerin Hz. Osman ve abdurrahman Af. Hazretleri hakkında nasil olduğunu bildirmiştir. İşte Hz. Osman RA. Allah’ın bu yüce lütfuna erişmiş yüce bir sahabidir.
(SÜRECEK)