EMEKÇİ

Abone Ol

Erol Eğrek bir Çalık Holding çalışanıydı, emekçiydi. Mayıs 2025'e dek adı sanı bilinmeyen bir emekçiydi.

Çalık Holding iktidara yakınlığıyla bilinen ve muhalefet çevrelerince ‘yandaş’ şirket diye anılan büyük bir holdingdir. Bünyesindeki şirketlerde binlerce insanın çalıştığı, devletten sayısız ihaleler aldığı yazılır, çizilir. Bu işsizlik ortamında bunca insana iş vermesine söylenecek söz yok.

Bu olması gereken çalışma anlayışıyla yazıya başladıktan sonra gelelim iş anlayışı konusunda neler yaptığına. Yapıklarının yasal olup olmadığını sorgulamayacağım. Bu kadar büyük bir şirketler topluluğu holdinge dönüşmüşse çalışma alanlarında başarılı olmuş demektir. Başarılarının sırrı her ne kadar yöneticilerinin yetisine bağlı olsa da devlet ihalelerinden aldığı payın büyük öneme sahip olduğu görülüyor. Büyük şirket topluluklarından birisi olması nedeniyle işlerinin önüne bir engel çıkmaması anormal sayılmaz.

Buraya kadar, anamalcı düzenin işleyişine büyük ölçüde katkıda bulunması nedeniyle faaliyet alanlarını genişletmesi, çalışan sayısını çoğaltması ve sigortalarını ödemesi beklenir. İşten ayrılmak isteyen bir çalışanını tazminatını ödeyerek işten ayırması yasal süreçtir. Şirketler ve bankalar, ki onlar da birer şirket niteliğinde sayılır, kapitalist sistemin kaleleridir.

Kapitalist sistemin diğer bir ayağı, bana göre en güçlü ayağı da emektir. Sermaye emekçi olmadan ayakta kalamaz. Emekçinin ürettiği malı pazarlamadan, bu maldan elde ettiği kârı yeniden ürüne dönüştürmeden varlığını sürdüremez. Emekçiye ödediği ücret düşüklüğü ile sattığı maldan elde ettiği büyük kâr arasındaki, ekonomistlerin artı değer diye adlandırdığı fark, sermayedarın kasasına girer. Buradan doğan kâr doğrudan şirket sahibiyle ortaklarınındır. Çalışanlar, toplu sözleşmeyle kazandıkları, ücretleri ve diğer yasal hakları dışında bir gelir elde edemez. Bu düzen böyle işler.

İşte emek sömürüsüne dayalı işleyen bir düzenin çalışanı olan Erol Eğrek adlı işçi hak ettiği tazminatı yıllardır alamadığından yakınarak şirket yetkilileriyle görüşmek istediğini belirtir. İçeri alınmaz. İsteği reddedilince protestoda bulunmak üzere bağırıp çağırmaya başlar. Elinde bir tabanca vardır, havaya üç el ateş eder ve tazminatı verilmezse intihar edeceğini haykırır.

Şirket girişindeki korumalar Eğrek’in elindeki silahı almayı başarır, yere yatırır dakikalar boyunca tekme tokat döver. Fenalaşan Eğrek hastaneye kaldırılır ve bütün müdahalelere karşın yaşamını yitirir.

Holding yönetimi hızla bir açıklama yaparak Eğrek’e tüm haklarının ödendiğini duyurur.

Holding yönetiminden ikinci bir açıklamayla Eğrek’in ‘kalp krizi’ geçirdiği, bu nedenle yaşamını yitirdiği bildirilir.

Ne kadar kolaycı bir kendini aklama yöntemi değil mi?

İşçiye tazminatını ödeme, hak talep ettiğinde kaba kuvvete başvur, ölesiye dövdür ve emekçi canından olsun! Pes doğrusu!

Kapitalist sistem emeğin artı değerine el koyduğu gibi iş yasasına da uymayıp tazminatını ödememe yoluna giriyor. Sömürü katmerleşiyor.

Bu olay bize Soma’da maden faciasında ölen 301 işçiyi, Tuzla’da yüksekten düşerek can veren emekçiye giydirilmek istenen ‘can yeleği’ olayını anımsatıyor.

İşçi dövülerek öldürülsün, hiçbir vicdani sorumluluk duyma ve bu korkunç olaydan yasal boşluklara sığınarak kurtulmaya çalış!

Sorumluluk emekçiyi döverek komaya sokan ve ölümüne neden olan korumalar değil, onlara bu cesareti veren, azmettiren ve hak gasbı uygulayan şirket yönetimidir.

Emekçinin hak ettiği tazminat ve ailesine insanca yaşamasını sağlayacak ücret ödenmelidir. Varsa çocuklarının eğitimini Çalık üstlenmeli ve eğitim sonrası iş güvencesi vermelidir.

Eğrek’in dövülerek öldürülmesini protesto eden Emek Partililer şirket önünde bir gösteri düzenledi ve bir açıklama yaptı.

Açıklamada, “Çalık Holding’in zehirlediği, sömürdüğü, üzerine düşen vergisini ödemediği ve hatta canını bile aldığı Türkiye işçi sınıfına karşı işlediği bütün suçların hesabı sorulmadan bize bir gün rahat uyku yok.”

“Bu şirketin duvarında kan var.” denildi. (Nefes Gazetesi, 11 Mayıs 2025)

Arşiv ve bellek unutmaz. İşçi sınıfı da bireylerine uygulanan haksızlıkları unutmaz!