Maliyet enflasyonu, düşen alım gücüne bağlı olarak iç piyasada satışların gerilemesi, dövizin baskılanması nedeniyle ihracatçıların zor durumda kalmaları, ülke ekonomisini ve beraberinde Çorum ekonomisini “7 şiddetinde deprem” gibi sarsmaya başladı. Konkordato ilanları, iflaslar, maalesef birbirini izliyor.
Özellikle banka kredisi kullanan firmalar, yüksek faizler karşısında işletme finansmanını döndüremez hale geldiler. Dahası, finans kaynakları daralan firmalara, bankaların “kredi kesme” ve “geri çağırma” operasyonları da son darbeyi vuruyor. Kıskaca giren firmalar, konkordato ilan etmekten başka çıkar yol bulamaz hale geliyorlar. Hatta, bu yolla da düze çıkamayan firmaların iflası ilan ediliyor.
Edindiğimiz bilgilere göre, ülke genelinde, konkordato yoluyla kesin mühlet kararı alan firmaların % 15’i, geçici mühlet kararı alan firmaların ise % 9’u iflas etti. Yani, konkordato alan her 10 firmadan en az 1’i iflas bayrağını çekti. İflas eden firma sayısı, Kasım ayında, geçen yılın aynı dönemine göre ikiye katlandı. Konkordatoda geçici mühlet alan firma sayısı Kasım’da 2.535 olarak belirlendi.
Geride bıraktığımız Kasım ayında, batık kredilerin miktarının da 550 milyar liraya dayandığı gözleniyor. Başta inşaat ve tekstil-hazır giyim, ardından metal ürünleri imalatı ve gıda olmak üzere pek çok sektörde zora giren firma sayısı olağan dışı rakamlara ulaştı.
Çorum’da da, tekstilden başlayarak çeşitli sektörlerde konkordato ve iflas felaketlerinin yaşanmaya başlaması, büyük endişelere yolaçıyor. Öncelikle, ekonomideki bu büyük bozulmanın nedenlerini iyi tahlil etmek ve ona göre önlem almak gerekiyor.
Bir yandan, uyuşturucu, yasa dışı sanal bahis gibi “kara para” kaynaklarından büyük servetler edinilmesi ve bunların çoğunlukla yurt dışına kaçırılması, diğer yandan, dişiyle-tırnağıyla sınai veya ticari işletmeler kurup büyüterek ülke ekonomisine katkıda bulunmaya çalışanların kaderleriyle başbaşa bırakılmaları, -hak etmedikleri halde- adeta cezalandırılmaları, toplum vicdanında da büyük yaralar açıyor.