DİN İŞLERİ, PARA KARŞILIĞI YAPILAMAZ

Abone Ol

Yaşamak için, uygarlaşmak için, ülke olarak ayakta kalabilmek için bilimin, öneminin ve gereğinin bilincine varan tüm dünya ülkelerinde giderek tek bir ses yükseliyor; “Din işleri para karşılığı yapılamaz.”

Yapılırsa ne olur?

Dinler, din adamı geçinenlerin elinde sömürü aracı olur. Din olur olmaz, ilgili ilgisiz her alanda ve her konuda kullanılır. İyi niyetler sömürülür.

Sözde din adamları, sırf kendileri önemsensin, el üstünde tutulsun düşüncesiyle; mensup oldukları dinin ve o dinin kutsal kitabının anlaşıl(a)maz halde kalması için çaba gösterir.

Örnek mi?

Örnek ülkemiz, örnek çevremiz, örnek görüp yaşadıklarımız…

Örnek Ortadoğu ülkeleri.

Artık tüm dünya, dinle devlet işlerinin birbirine karıştırılmamasına her zamankinden daha fazla önem veriyor.

İşte Yunanistan.

Yunanistan, Yunan Diyaneti diyebileceğimiz Ortodoks Kiliselerinde çalışan on binin üzerindeki tüm papaz ve rahipleri, devlet memurluğu kadrosundan çıkarıyor.

SAĞ GÖRÜŞLÜ, Yunanistan Başbakanı Çipras, “…Din işlerinin para karşılığı yap(tır)ılması etik ve dini değil” diyor.

Çok da doğru söylüyor.

Bizim dinimiz, bizim kutsal kitabımız da bunu öngörüyor, bunu söylüyor, bunu yazıyor.

Bakara suresinin 2:174 ayetinde; “…Allah'ın indirdiği kitaptan bir bölümünü gizleyen ve onu bir ücrete değişenler, karınlarına ateş dolduruyorlar; Diriliş Gününde ALLAH onlarla konuşmaz ve onları arındırmaz.” diyor.

“Yasin Suresinin 21. Ayetinde de; “Sizden herhangi bir ücret istemeyenlere uyun. Onlar, doğruyu ve güzeli bulanlardır.” diyor

Kendisi doğruya ulaşmamış insan, başkalarını doğruya ulaştırabilir mi?

Ya da siyasetçilerin telkinleri doğrultusunda dini fetvalar veren; malum kurumun başındaki malum zat gibilerine, din adamı denir mi?

* * *

Günümüz Diyanet İşleri Başkanlığı, iktidarın emrinde örgütlenen mezhepçi bir kurum olmanın ötesinde; tavır, davranış ve söylemleriyle mevcut iktidara, “biat toplumu” yaratma görevini üstlenmiş gibi çalışmaktadır.

Bunu da; eğitimden, sağlığa, ekonomiden siyasete, hukuktan sosyal politikalara, çocukların hayatlarından ailelerin hayatlarına kadar her alanda müdahil olarak yapmaya çaba göstermektedir.

AKP İktidarının Cumhuriyet Tarihinde görülmemiş bir biçimde akçaladığı Diyanet; iktidara olan borcunu, iktidarın yarattığı yıkımları, Muaviye zihniyetiyle aklamaya çalışmaktadır.

* * *

Yukarıda anlatmaya çalıştıklarımı, aşağıda vereceğim rakamlarla pekiştireceğim.

Verdiğim sayımsal bilgileri lütfen dikkatle ve tarafsız bir gözle değerlendirin…

Yorum sizin…

… …

İşte o sayımsal (istatistiki) bilgiler.

Türkiye’de kaç okul var?

68.589…

Kaç hastane var?

1220…

Kaç sağlık ocağı var?

6 bin 300…

Peki kaç cami var?

90 BİN…

Her 60 bin kişiye 1 hastane düşerken; her 350 kişiye 1 cami düşüyor.

Peki kaç kilise var?

270 adet

Kaç cem evi var?

100 adet.

Türkiye’de kaç doktor var?

77 bin…

Peki Diyanet’in kaç personeli var?

2020 yılı itibariyle; 95 bini din adamı olmak üzere 130.000 personeli var.

Türkiye’de her 900 kişiye bir doktor düşerken; her 780 kişiye bir din görevlisi düşüyor.

Eğitim-Sen’e göre de Türkiye’nin 200 bin öğretmen açığı var.

* * *

Peki Türkiye’de kaç kütüphane var?

1435…

Almanya’da kaç kütüphane var?

11 bin…

* * *

Türkiye’de 1 opera derneği var; 11 bale, 10 heykel, 18 resim, 18 sinema, 38 tiyatro derneği var.

Peki kaç tane “cami yaptırma derneği” var?

35 bin…

* * *

Ve bütçeler…

İçişleri Bakanlığı’nın bütçesi ne kadar?

783 trilyon…

Ulaştırma Bakanlığı’nın?

678 trilyon…

Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın?

677 trilyon…

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın?

632 trilyon…

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın?

280 trilyon…

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın?

249 trilyon…

Çevre ve Orman Bakanlığı’nın?

404 trilyon…

Sadece Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi ne kadar?

1.3 katrilyon…

Yani?

Yani 8 bakanlığın bütçesinin toplamı kadar… 22 üniversitenin de toplam bütçesine denk…

* * *

Bir de Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinin yıldan yıla büyümesine bakalım:

1997’de 66 trilyon.

1998’de 119 trilyon.

1999’da 180 trilyon.

2000’de 270 trilyon

2001’de 302 trilyon.

2002’de 553 trilyon.

2003’te 771 trilyon.

2004’te 1 katrilyon…

2005’te 1 katrilyon…

2006’da 1,3 katrilyon…

2007’de 2.7 katrilyon…

… …

2020’de 10,9 milyar (Yani, NASA’nın ABD’nin federal bütçesinden aldığı pay, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın genel bütçeden aldığı payın yaklaşık olarak yarısı kadar. İstihdam edilen kişi sayısı açısından da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın NASA’dan 6,3 kat büyük personel kadrosuna sahip olduğu anlaşılmaktadır.)

2021’de 12 milyar 977 milyon 926 bin TL

2022 yılı için yüzde 24,02 oranında bir artış öngörüldü.

2023 yılı tahmini bütçesi 18 milyar 620 milyon 802 bin TL,

2024 yılı tahmini bütçesinin de 20 milyar 729 milyon 373 bin TL olması öngörülüyor.

* * *

Bir ülke, Diyanet’e, bütün üniversitelerine ayırdığı bütçe kadar pay ayırıyor ve bunu son bir yılda ikiye katlıyorsa; doktordan, öğretmenden fazla imam yetiştiriyorsa, hastane değil cami yaptırıyor, kütüphaneden çok Kuran kursu açıyorsa, o ülkenin durup bir daha düşünmesi gerekmez mi?