DİLDEN GÖNÜLE -160 -

Abone Ol


İslam tarihinde belki adını duymadığımız ismi Ömer olan belki nice paşalar, beyler olabilmiştir. Ama biz, iki Ömer’i iyi biliriz ki, bunlardan birisi 1400 senedir adı adalet tarihinde anılan, Müslümanlar arasında engin sevgi ve saygı ile anılan Hz. Muhammed S.A.V.in aziz dostu, İslam’ın hakiki ikinci halifesi Hz. Ömer R.A. Ömer İbnül Hattab, hakkında binlerce kitap yazılan adalet modeli cennetle müjdelenen yekta muhterem zattır. İkinci Ömer ise, Hz. Ömer’in oğlu Asım B. Ömer R.A.dan olma Ömer B.Abdülaziz’dir ki, Emevi halifesidir. Bilindiği gibi asrı saadet, halifelikle birlikte 40 seneyi geçmez. Buna İslam tarihinde asrı saadet derler ki, bütün olumsuzluklara rağmen İslam’ın en mutlu dönemidir. Çünkü bu zamanın çoğu R.SAV. hayatta iken geçmiştir. M. 610-632, 20 sene daha sonra Hz. Ebubekir R.A. Hz. Ömer R.A., Hz. Osman R.A ve Hz. Ali R.A. ile Hz. Hasan R.A. altı ay, bu devre asrı saadet mutluluk asrıdır. Daha sonra maalesef demokrasi rafa kaldırılmış, cumhuriyet padişahlığa dönüştürülmüştür. İşte Muaviye’nin yanlış tavrı sonucu idare veliahtlığa dönüştürülmüştür. Muaviye cebirle hilafete el koymuş, bununla da yetinmemiş oğlu Yezidi hiç layık olmadığı halde veliaht (Veliaht Emevilerde halifelik, padişahlık, krallık gibi babadan oğula geçer) olmuş ve İslam açısından bu durum 29 Ekim 1923’e kadar (bizim Türkler açısından) devam etmiş. Cumhuriyetin ilanı ile halifelik-padişahlık devri kapanmıştır. Saltanat devri başlamıştır. İşte Emevilerin katı idaresi özellikle ehli beyt düşmanlığı üzerine kurulan saltanatına rağmen bir yiğit halife çıkmış, Ömer B. Abdülaziz 2 senelik kısa hilafetinde ehlibeyte hutbelerde adice yapılan laneti kaldırmış ve yasaklamıştır ki, bu olay bir devrim niteliğindedir. Hilafeti kısa sürmüş, nasıl öldüğünü araştırmadım. Ama şahsi kanaatim katı ehlibeyt düşmanlarınca öldürülmüş olabileceği yönündedir. Allah ruhunu şad etsin.
Ömer B. Abdülaziz ile ilgili bir adalet örneğini geçen yazılarımızın birinde sunmuştum. Bu yazımızda da bazı özelliklerini ve hayat serüvenlerinden bazı örnekleri vermek istiyorum.
Ömer B. Abdülaziz, Emevi şam halifeleri içinde son derece yüksek seciyeli, temiz ahlaklı, mütteki, Allah korkulu, dedesi Hz. Ömer gibi adil bir halife idi. Devrinin en yüksek seviyeli insan örneği idi. Çağdaşlarının hiçbiri onun dengi değildir. Çünkü onun örneği Hz. Ömer gibi bir dahi idi.
Verdiği her sözü mutlaka yerine getirir, herkese saygı gösterirdi. Hakka inanır, haksızlıklar nedeni ile kimsenin üzülmesini istemez, işe vaziyet eder, haksızlığı ortadan kaldırırdı.
Birgün bir harici (Hz. Ali’yi ve Muaviyeyi, ikisini birden kabul etmeyen, onlara tabi olanların kanlarını helal sayan taife) birisi yakalanıyor ve Halife Süleyman B. Abdülmelik’in huzuruna getiriliyor. Ölümü göze almış olan harici, halifeye küfrediyor. Bunun üzerine halife Süleyman, Ömer B. Abdülaziz’i çağırıyor. “Bak sen her suçluyu hoşgörüyor, mazeretlerini kabul ediyorsun. Ne dersin bu harici bana küfretti ve ölümü haketti” diyor.
Ömer B. Abdülaziz, hayır, bu adamın kanını akıtabilmen için bu haricinin birini öldürmesi lazım ki ona kısas yapasın. Ne yapmış, size sövmüş, siz de ona sövebilirsiniz. Af da edebilirsiniz. Yoksa onu öldüremezsiniz, diye gayet açık bir şekilde hakkı savunmuştur. Ama halife Süleyman hakkı gözetmemiş, harici kişiyi öldürtmüştür.
Şimdi zalim bir krala karşı cesaretle hakkı savunmak, ölümü göze almaktı. Ömer B. Abdülaziz daha halife olmadan dedesi Hz. Ömer gibi adil davranışları ile halkın sevgisini kazanmış, sayısız insanların çevresinde toplamıştı. Onun gayesi Allah rızası idi. Halife olunca, halk bayram etmiş, şükür duaları etmişlerdir. SÜRECEK