CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

Abone Ol

70 yaşını geçmiş, 80’e doğru yaklaşan bir arkadaşıma kendisinde ne gibi değişiklikler fark ettiğini sordum. Bana şöyle cevap verdi:

Anne babamı, kardeşlerimi, eşimi, çocuklarımı ve arkadaşlarımı sevdikten sonra nihayet kendimi sevmeye başladım.

Ben Atlas değilim, bunu fark ettim. Dünya omuzlarımda durmuyor.

Artık manavla pazarlık yapmıyorum. Birkaç kuruş daha fazla vermek beni fakir yapmaz ama belki o adamın kızının okul taksitini ödemesine yardımcı olur.

Garsona büyük bahşiş bırakıyorum. Bu küçük fazlalık onun gününü aydınlatabilir. Hayatını kazanmak için benden çok daha fazla çalışıyor.

Yaşlı insanlar bana aynı hikâyeyi defalarca anlattığında artık “Bunu daha önce söylemiştiniz” demiyorum. Çünkü o hikâyeler onları anılarına götürüyor, geçmişlerinden kıymetli bir ânı yeniden yaşamalarını sağlıyor.

İnsanları düzeltmeyi bıraktım, yanlış olduklarını bilsem bile. Herkesin doğru olmasını sağlamak benim görevim değil. Huzur, haklı olmaktan daha değerlidir.

Övgülerimi cömertçe dağıtıyorum. Bir iltifat ruhun merhemidir, sadece alan için değil, veren için de. Ve küçük bir tavsiye: Bir iltifat aldığınızda asla küçümsemeyin. Sadece “Teşekkür ederim” deyin.

Artık gömleğimde bir leke ya da kırışık varsa endişelenmiyorum.

Kişilik, görünüşten daha yüksek sesle konuşur.

Beni değersizleştiren insanlardan uzak duruyorum. Belki onlar değerimi bilmiyor, ama ben biliyorum.

Biri bana karşı bir yarış başlattığında sakin kalıyorum. Ne bir sıçanım, ne de bir yarışın içindeyim.

Duygularımdan utanmıyorum. Onlar beni insan yapan şey.

Bir ilişkiyi bozmak yerine egomu bir kenara bırakmayı öğrendim. Ego beni yalnızlaştırır ama ilişkiler beni hayata bağlar.

Her günü son günüm gibi yaşamayı öğrendim. Çünkü belki de öyledir.

Beni ne mutlu ediyorsa onu yapıyorum. Kendi mutluluğumdan ben sorumluyum ve bunu kendime borçluyum. Mutluluk bir seçimdir. Her an mutlu olabilirsiniz, sadece seçmeniz yeter.

Bunları tüm arkadaşlarımla paylaşmaya karar verdim.

Neden 60’ı, 70’i, 80’i bekleyelim ki? Neden bunları şimdi uygulamaya başlamayalım? Her yaşta, her anda?

BİR HAYAT DERSİ DAHA

Bir kadın öğle yemeği için bir restorana girdi… Garson tabağı önüne koyar koymaz, dışarıdaki bir baba ve kızının, camdan onun tabağına baktığını fark etti. Onlara içeri girmeleri için el salladı ve yanına oturdular. Kadın, ne yemek istediklerini seçmelerini istedi.
Kız çocuğu, kadının tabağına utangaçça baktı. Bunun üzerine kadın, baba ve kızı için iki porsiyon sipariş etti. Onların neşeyle yemek yemesini, minnet dolu gözlerle izledi. Yemeklerini bitirip kalktıklarında, cömert kadına övgüler yağdırmadan çıkmadılar. Kadın yemeğini bitirip hesabı ödemek için kalktığında çok şaşırdı; fatura boştu ve restoran sahibinin şöyle bir notu vardı:
“İNSANLIK değerini hesaplayacak bir hesap makinemiz yok.”

*

ÜLKÜ TAMER NE GÜZEL YAZMIŞ / ZÜLFÜ LİVANELİ NE GÜZEL SÖYLEMİŞ.

Seher yeli çık dağlara / Güneş topla benim için
Haber ilet dört diyara canım / Güneş topla benim için
Umutların arasından / Kirpiklerin karasından
Döşte bıçak yarasından canım / Güneş topla benim için
Seher yeli yar gözümden / Havadaki kuş izinden
Geceleri gökyüzünden canım / Güneş topla benim için

*

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMIMIZIN 102. YILINI EN İYİ DİLEKLERİMLE KUTLAR SELAM, SEVGİ VE SAYGILAR SUNARIM.