Siyaset zemini hiçbir dönem bu kadar kaygan, bu kadar parçalı ve bu kadar güvensiz hale gelmemişti.
Bu naçizane saptamam, hem iktidardaki parçalı yapı ve hem de muhalefetteki dağınık, renksiz yapı için geçerli.
CHP ve AKP dışındaki mücadele alanlarına yani yeni yetme partilere bakın, hiçbir muhalif partinin ileriye dönük ne planı, ne hedefi ve ne de ulaşacağı nokta belli.
Ülke zaman kaybediyor oysa…
Tabii bunda en büyük pay, CHP’nin gibi görünüyor.
Çünkü CHP, yerel seçimlerden sonra “zafer sarhoş”u kıvamında bir yol izliyor.
Bu alanın başat rolünü CHP oynadığı sürece de mutlu sona ulaşmak oldukça zor görünüyor.
Tamam..
Ortada büyük bir başarı var..
Mahalli seçimlerde birinci parti oldu, CHP’nin yeni lideri ve kadrosu çok sevindi...
Oysa ülkedeki ekonomik durum ortada…
Piyasa kan ağlıyor.
Halkın satın alma gücü dibe vurmuş durumda…
Yerel seçimlerden sonra, birbirine güvenmeyen Saray ve ülke yönetiminin mutlak sahibi sayın Erdoğan, ve de sayın Bahçeli yurt içi gezileri dahi yapamıyor.
Ya da yapmak istemiyor.
Dikkat edin, yönümüz Batıdan çok Doğuya çevrilmiş.
Ziyaret edilen ülkelerin nerdeyse tamamı Arap dünyası...
Batı yönünü görmek istemediğinden değil, bu taraftan isteyeceği pek fazla şey yok.
Ama AKP oyları hâlâ yüzde 30’larda…
Yani yüzde 50 artı 1’e epey mesafe var.
CHP ve kadrosu, erken öten horoz misali yerel seçimlerde elde ettiği başarının ardından nedense olduğu yerde sayıyor ama kendisini yüzde 51’i aşmış bir parti gibi görmeye çalışıyor.
Yani “Nasılsa yüzde 51 cepte” gibi davranıyor.
Yeni politika ve taktik şu:
CHP’lilerin deyimi ile “Silivri Zindanı”nda hapse atılan ilk İstanbul Belediye Başkanı İmamoğlu’nu dışarı çıkarabilmek için miting üstüne miting düzenlemek.
Rakibi AKP ise iddianame üzerine yeni iddianamelerin peşinde.
Bizim çiçeği burnundaki CHP Genel Başkanı arkadaş da, miting üzerine miting düzenliyor.
Yani, “daha çoook miting” diyor.…
Bu “miting” siyaseti sonucu iktidara gelebileceğini sanıyor olmalı.
Evet, CHP birinci parti.
Ama Genel seçimler sonucu TBMM’de çoğunluğu sağlamış birinci parti değil.
Yerelde birinci, genelde ikinci parti.
Genel seçimlere ne kaldı demeyin, 2028 olmasa bile en yakın tarih 2027 diyelim.
Önündeki günleri, ayları ve yılları hiç hesaba katmıyor sanırım CHP lideri Özel…
“Oyun yüzde 40 olsa ne yazar…”diye sorarlar adama..
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 51 gerçeği var ki, buralara ulaşmak, hele hele mitinglerle seçim kazanmak hayal gibi…
Hala aynı kanıdayım…
CHP ve kadroları ya yeni stratejiler belirleyecek…
Ya da karşı tarafın, yani Saray ve kadrosunun çözülmesi üzerine yeni politikalar üretecek…
Veya, şarkılarla-türkülerle meydanlarda teselli bulmaya çalışacak.
Yani, önündeki çorbayı ısrarla “çatalla içmeye” devam edecek…