Çanakkale Geçilmez

Abone Ol

(Geçtiğimiz Cumartesi (18 Mart) Çanakkale Savaşlarının 108.Yıldönümü idi. Atladık. Türk tarihinde çok önemli bir yeri olan ve “Çanakkale Geçilmez” sözcükleriyle zihinlere kazınmış bu önemli olayı anmadan geçmek olmazdı.)
Tarihimizde, geçmişte yaşanan olaylarla bütünleşip öyle kalıplaşmış sözcükler, öyle ifadeler vardır ki; o sözlere dokunmak, o ifadeleri değiştirmek, bozmak ve de istismar etmek son derece yanlıştır.
Yanlışın da ötesinde densizliktir.
Saygısızlıktır.
Geçmişin yadsınmasıdır.
Nankörlüktür.
Patavatsızlıktır.
Dahası art niyetin, art düşüncenin dışa vurumudur.
Örnek mi?
İşte örnek. 
21.yüzyıl için artık sıradan sayılan bir köprü yaptık diye; “Çanakkale geçilmez…” ifadesini bozup, “Çanakkale’yi geçilir kıldık” gibi saygısız ve küstah bir ifade son derece yanlıştır.
… …
“Çanakkale geçilmez” ifadesi, kutsal bir eylemin sonunda doğmuş, kutsal bir eylemi anlatan, kutsal bir ifadedir.
Gerekçesi ne olursa olsun, hiçbir olay için bu ifade bozulmaz, bozulamaz.
Ama bozuldu.
Üç beş kendini bilmez, yapılan sıradan bir köprüyü ön plana çıkarmak için bu densizliği yaptı ve “Çanakkale geçilir” dedi.
… …
Şu ana kadar da bu densiz söyleme karşı çıkan olmadı.
Bu densiz, nefret söylemine ben karşı çıkıyor, “Çanakkale geçilmez” ifadesini, “Çanakkale geçilir” olarak değiştirmeye kalkanların niyetlerini seziyor, onları kınıyorum.
Bu iş Atatürk’ün adını statlardan silmeye benzemez.
Vebali ağırdır.
*    *    *
Çanakkale, koca bir dünya savaşının sadece bir cephesi olsa da Çanakkale hem kazanan hem de kaybeden için her yönden çok pahalıya mal olmuş, kurşunların havada çarpıştığı bir savaştır.

Çanakkale Savaşı, ordumuzu zafere taşıyan Mustafa Kemal gerçeğini ortaya çıkarmış, milletimiz, bu savaşta 500 bin evladını şehit vermiştir.
Dökülen bunca kanın, yitirilen bunca canın sonunda kazanan Atatürk ve silah arkadaşları olmuş; düşmana geçit verilmemiştir.
… …
“Aman efendim, ne var ki bu benzetmede, bundan 108 yıl önce yapılmış bir savaşın sloganının tersyüz edilip kullanılmasında ne sakınca var ki…” diyemezsiniz.
Bu densizlik, millet olma bilincinin temellerinin atıldığı, ülkemiz Kurtuluş Savaşı’nın ön hazırlığı olan bir savaşta ölen insanlarımıza saygısızlıktır.
Çanakkale Savaşı, Batılı Ülkelerin oluşturduğu uzlaşmaya karşı Atatürk ve silah arkadaşlarının savunmada olduğu bir savaşın adıdır.
3 Kasım 1914 yılı - 18 Mart 1915 yılı tarihleri arasında deniz savaşları olarak yapılmış, 25 Nisan 1915 - 9 Ocak 1916 tarihleri arasında ise Gelibolu yarımadasında kara savaşları olarak yapılmıştır.
Türk Milleti bu savaşta pek çok kardeşini kaybetmiştir. Ancak yine de millet birlik olmuş ve çok büyük bir zaferi elde etmiştir.

Çanakkale Savaşları, tartışmasız yüzyılımızın en büyük savaşlarından birisidir. 
Birinci Dünya Savaşı’nı galip bitirmek isteyen düşman devletler, gemileriyle Çanakkale Boğazı’nı geçip İstanbul’u almak istiyorlardı.
Çanakkale Zaferi, dünya tarihinde bir dönüm noktası olmuş, tarihin akışı üzerinde Türk Ulusu, belirleyici bir rol oynamıştır.
Çanakkale Zaferi’nin, özellikle genç nesillere iyi anlatılması, ecdadımıza ve şehitlerimize bir borcumuz olduğu gibi, geleceğimizin de teminatıdır.