Bu yenilgi bir son değil, yeni bir başlangıç olabilir

Abone Ol

Arca Çorum FK, şampiyonluk parolasıyla başladığı sezonun ilk yarısını Erzurum deplasmanında kapattı. -10 derecede alınan 1-0’lık yenilgi sezon başından beri süre gelen gerçeklerle bir kez daha yüzleşmemizi sağladı.

Mağlubiyet, skor tabelasının çok ötesinde anlamlar taşıyor. Bu sadece soğuk bir deplasmanda kaybedilmiş bir maç değil, sezonun ilk yarısının sonunda Çorum FK’nın gerçekleriyle yüzleştiği, ertelenemeyecek sorunların artık yüksek sesle konuşulmak zorunda kaldığı bir kırılma anı da oldu. Çok sert hava koşulları, buz tutmuş bir zemin ve oyunun doğasına aykırı şartlar... Böyle maçların ortak kaderi bellidir: Golü atan kazanır. Erzurumspor golü attı ve kazandı. Çorum FK ise sahadan hem puansız, hem de ciddi soru işaretleriyle ayrıldı.

Bu tür zeminlerde futbol estetikle değil, akılla oynanır. Risk minimumda tutulur, savunma güvenliği her şeyin önüne geçer. Hele ki, rakip puan tablosunda size bu kadar yakınsa ve “6 puanlık” bir maçsa, yapılan her bireysel hata katlanarak geri döner. Çorum FK açısından da tam olarak bu oldu. Normal saha koşullarında bile kaçınılması gereken pas tercihleri, buzlu zeminde neredeyse rakibe davetiye çıkardı. 52.dakikada Aleksic’in kaybedilen topta yaptığı hata, Erzurumspor’a sadece golü değil, maçı da hediye etti. Böyle zeminlerde topu geride bu kadar tutmak, futbolun temel gerçeklerine de ters.

İlk yarıda, oyun iki taraf için de dengeliydi. Hatta devre arasına golsüz girilmesi, Çorum FK adına bir nefes alma fırsatıydı. Ancak ikinci yarının başında aynı hataların tekrarlanması ve oyunun güvenlik önceliğinden uzaklaşması, sonucu kaçınılmaz hale getirdi ve 52. dakikada gol geldi. Erzurumspor çok üstün bir oyun oynamadı ama ne istediğini bilen, risk almayan ve anı kollayan bir takım görüntüsü verdi. Çorum FK ise kontrolü elinde tutmak isterken, oyunun gerçeklerini göz ardı etti.

Arca Çorum FK bu yenilgiyle birlikte ligin ilk yarısını lider Amed’in 7, ikinci sıradaki Pendikspor’un ise 5 puan gerisinde, 6. sırada tamamladı. Bu tablo ne umutsuzluk yaratmalı, ne de gerçekleri perdelemeli. Çünkü asıl mesele puan farkı değil, oyunun içindeki eksiklikler. Erzurum maçında bir kez daha net biçimde ortaya çıkan kadro zaafları, artık görmezden gelinemeyecek düzeyde.

Bazı oyuncuların 5 metre yanına bile pas verememesi, savunmacıların dikine oynamaktan sürekli kaçınması, orta sahada neredeyse yolgeçen hanına dönen alanlar ve rakibi gerçekten tehdit edecek bir forvetin yokluğu… Bunlar bir maçlık problemler değil, sezonun genelinde tekrar eden yapısal sorunlar. Şampiyonluğa oynayan bir takım, bu kadar temel aksaklıklarla yoluna devam edemez.

Özellikle forvet hattındaki eksiklik artık gizlenemez durumda. Çorum FK’nın ihtiyacı, sadece gol atan değil, rakip savunmayı meşgul eden, alan açan, takım arkadaşlarını oyuna sokan bir santrfor. Amed’deki Moreno ya da Diagne tipi oyuncular, bu profilin net örnekleri. Bununla birlikte oyunu iki yönlü oynayabilen, savunma yönü güçlü bir 6 numara, geriden oyun kurabilecek lider bir stoper ve güven veren bir kaleci ihtiyacı da aciliyet kazanmış durumda. Bu transferler lüks değil, zorunluluk.

İkinci yarının ilk maçı 9 Ocak’ta Amed Sportif Faaliyetler’le Diyarbakır’da. Hem psikolojik, hem de puan tablosu açısından son derece kritik bir maç olacak. Bu karşılaşmaya eksik, yetersiz ve güven vermeyen bir kadroyla çıkmak, şampiyonluk yarışında alınabilecek en büyük yaralardan biri olur. Devre arası, Çorum FK’nın adeta imdadına yetişmiş durumda. Ama bu süre doğru kullanılmazsa telafisi olmayacak bir fırsat kaybedilir.

Burada sorumluluk sadece teknik ekipte değil. Teknik direktör Hüseyin Eroğlu’nun elini güçlendirmek şart. Hem de şap şart. Bu kadroyla, bu derinlikle ve bu oyun gücüyle hedefe gitmek gerçekçi değil. Yönetimin hızlı, kararlı ve titiz bir transfer süreci yürütmesi gerekiyor. Aksi halde bu sezon, potansiyeline rağmen “keşke”lerle hatırlanan bir sezon olur.

Erzurum’da buz tutan sadece saha değildi. Çorum FK’nın hayalleri de o zeminde buz tuttu. Ama futbol, doğru dersleri çıkaranlara her zaman ikinci bir şans verir. Şimdi mesele, bu mağlubiyeti bir son değil, bir başlangıç olarak okuyabilmekte. Çünkü şampiyonluk yolu, hatalarla yüzleşmeden asla açılmaz.