Bir Vefanın Adı: Metin Sözen

Abone Ol

Çorum, Anadolu'nun köklü şehirlerinden biri. Tarihi ve kültürel zenginlikleriyle her zaman övünürüz. Ancak ne yazık ki, kendi içimizden çıkan, değerlerimize değer katan büyük isimlere hak ettikleri vefayı her zaman gösteremiyoruz.

Bu isimlerden biri de şüphesiz ki, kentsel koruma ve kültür mirası alanında Türkiye'nin en önemli isimlerinden biri olan Prof. Dr. Metin Sözen hocamızdır.

O çocukluğunu Çorum Boğazkale’de, Hititlerin kadim topraklarında geçirmiş; hem de Yazılıkaya'da oynarken, eline aldığı o küçücük kil tabletlerin bir zamanlar tarihin ilk hukuk metinleri olduğunu bilmeden…

Yıllar sonra, bir rastlantının ötesinde bir kader birlikteliğiyle, dünyaca ünlü arkeolog Prof. Dr. Kurt Bittel ile yolları kesişir. Onunla çalışma fırsatı bulduğunda, çocukken elinde tuttuğu o kil tabletlerin anlamını derinlemesine öğrenir. Hititlerin sadece bir uygarlık değil, aynı zamanda insanlık tarihine damga vurmuş bir hukuk anlayışının da taşıyıcısı olduklarını fark eder.

Metin Sözen, bu topraklara olan aidiyetini akademik bir merakla değil, yürekten gelen bir bağlılıkla sürdürürdü. "Çocukluğum Çorum'da geçti, bu benim için büyük bir şans," derken sadece nostaljiyle konuşmuyordu; bu sözlerin arkasında bir mirasa sahip çıkmanın, köklerine sadık kalmanın bilinci vardı.

Onun ismi, yalnızca akademik çevrelerde değil, Türkiye’nin dört bir yanında koruma bilinciyle atılmış her adımda yankılanır. Ancak doğup büyüdüğü topraklar olan Çorum’da, ona yeterince sahip çıkabildik mi? İşte asıl sorulması gereken soru bu…

Metin Sözen ile ilk tanışmam, 1988 yılında TRT’de görev yaptığım sırada oldu. Müdür yardımcımız beni Sedat Örsel ile tanıştırmaya götürdüğünde, yanında bir misafir vardı. “Çorumlu musun?” diye sordular. “Evet,” dedim. “Peki, bu hocamızı tanıyor musun?” diye eklediler. O an, Metin Sözen ismiyle ilk kez karşılaştım, ama ne büyük bir çınarın gölgesine girdiğimi sonradan anladım.

Metin Sözen, sadece bir akademisyen değil, aynı zamanda memleket sevdalısı bir aydın, bir yol göstericiydi. Çorum'un kültürel dokusuna, tarihi değerlerine ne denli önem verdiğini, bu konudaki hassasiyetini bilenler bilir. Çorum'un kadim tarihini araştırmış, koruma bilincini yaymak için sayısız çaba sarf etmiştir.

Peki, biz Çorum olarak, Metin Sözen hocamıza yeteri değeri verebildik mi? Bu sorunun cevabı ne yazık ki pek iç açıcı değil. Hocamızın hayatta olduğu dönemde, onun engin bilgisinden ve tecrübesinden yeterince faydalanabildik mi? Çorum'a dair projelerinde ona yeterli desteği sağlayabildik mi?

Bu soruların cevabı çoğu zaman "hayır" oluyor. Onun kıymeti, vefatından sonra daha iyi anlaşılacak bir hazine gibidir.

Şimdi geriye dönüp baktığımızda, keşke diyoruz… Keşke Metin Sözen gibi bir değeri daha fazla sahiplenseydik. Keşke onun adını daha fazla caddeye, sokağa, kültür merkezine verseydik. Keşke genç nesillerimize Metin Sözen'in kim olduğunu, Türkiye’ye ne tür değerler kattığını daha iyi anlatabilseydik.

Ancak geçmişi değiştirme şansımız yok. Önemli olan, gelecekte bu tür hataları tekrarlamamak. Metin Sözen hocamızın anısını yaşatmak, onun mirasına sahip çıkmak bizlerin boynunun borcu olmalıdır. O’nun için, O’nun adını taşıyan bilimsel çalışmalar düzenlemek, Çorum'un kültürel mirasını koruma adına projeler geliştirmek gibi adımlar atabiliriz.

Bugün, onun adını anarken; bir mimardan, bir akademisyenden öte, bu topraklara aşk ile bağlı bir vefa ışığını selamlıyoruz. Metin Sözen, bize sadece tarihi öğreten değil; tarihe nasıl sahip çıkılacağını da gösteren bir yol gösterici olmuştur.

Çorum, Metin Sözen gibi bir değeri kaybetmenin üzüntüsünü yaşarken, aynı zamanda onun bize bıraktığı mirası onurlandırma sorumluluğunu da taşımaktadır. Unutmayalım ki, bir şehrin gerçek zenginliği, beton yığınları değil, yetiştirdiği değerli insanlardır. Metin Sözen hocamızın ruhu şad olsun, bizler de onun mirasına layık olmaya çalışalım.