BİLGE ÖYKÜLERİ

Abone Ol

Bilgelik nedir ?

– Bilgelik, dünyaya gelenin büyümesine izin vermek, olgun olanın tadına varmak ve ölenin gitmesine aldırmamaktır.

(Orhan Tuncay, Bilge Öyküleri kitabı, Nokta kitap)

Yaşamda, yaşanan değil yaşanması gereken dersler veren, yol gösteren kısa, öz tespitler ve reçetelerdir bilge öyküleri. Kimi zaman iki satıra sığdırır hakikati, kimi zaman sizi içine çeker, yoğurur, şaşkına çevirir bilge öyküleri.

Ve artık bilirsiniz ki, hakikate giden en kısa yol bilge öykülerinden geçer.

 İHTİYACIM OLAN

Çırak sordu: - Usta, Tanrı’dan istediklerin gerçekleşti mi? Usta yanıtladı: 

Güç istedim; Tanrı beni güçlü yapmak için karşıma zorluklar çıkardı. Bilgelik istedim; Tanrı bana çözmem için sorunlar verdi. Zenginlik istedim: Tanrı bana çalışmam için beyin gücü ve kaslar verdi. Cesaret istedim; Tanrı beni üstesinden gelebileceğim tehlikelerle karşılaştırdı. Sevgi istedim; Tanrı bana yardım etmem için sorunlu insanlar gönderdi. İyilik istedim; Tanrı bana fırsatlar verdi.

İstediğim hiçbir şeyi Tanrı bana vermedi, ihtiyacım olan her şeyi verdi.

GELİŞİM

Dindar bir adam, bir bilgeye sorar:

- Uzun zamandır Tanrı için çalışıp çabalıyorum, ama yine de bir gelişme gösteremedim.

– Yani nasıl?

– Hâlâ basit ve cahil bir insanım.

Basit ve cahil olduğunu fark etmişsin. Bu oldukça iyi bir gelişme…

YARADILIŞ NEDENİ

Hakikati arayan adam dolaşırken dilencilerle ve ezilmişlerle karşılaştı. Onlardan o kadar çok gördü ki, dua ederken haykırdı: Tanrım, bu insanları yaratıp, onlarla ilgili hiçbir şey yapmıyorsun. Bu nasıl olur?

Uzun bir sessizlikten sonra yanıt geldi:

Onlar için bir şey yaptım. Seni yarattım.

ANNE VE BABALAR, GENÇLERE TEKNOLOJİ  DİYETİ GEREKİYOR.

Çağımızın yeni hastalığı sosyal medyanın aşırı kullanımıdır. Özellikle çocuklar ve gençler cep telefonlarıyla yatıp kalkıyorlar. Kulaklarında müzik, ellerinde telefon veya tablet, dizlerinde bilgisayar, robot gibi yaşıyorlar.

Sabah spora giderken gördüğüm gençler, her nedense özellikle kızlar ve işe giden bayanlar cep telefonlarıyla konuşuyor, ya da mesaj yazıyorlar. Parkta yürürken yine özellikle bayanlar, yüksek sesle konuşa konuşa yürüyorlar. 

Herkesin her yerde, her zaman, her koşulda telefonla hem de yüksek konuşması beni çok rahatsız ettiği için 1400 kayıtlı arkadaşım olduğu telefonumla kimseyle konuşmamaya başladım. Avrupa’nın en geveze milleti bizmişiz. 

TÜRKİYE’DE BİLGE HAKEMLER OLMADIĞI İÇİN FUTBOLUN DA ADALETİ YOK!

Masum ama fanatik bir Galatasaray’lıyım. 2016-2017 futbol sezonunda Galatasaray aleyhine hakemlerin yaptığı hatalar çoğalınca, Galatasaray Kulübü Twitter’den “Bu kaçıncı hata TFF? diye bir bildiri yayınladı.

En son Beşiktaş maçı dahil, 10 maçta Galatasaray’ın ya penaltıları verilmedi ya da nizami golleri sayılmadı. Hakem hataları yüzünden Galatasaray bu on maçta tam 11 puan kaybetti. Galatasaray’ın gerçekleri dile getirmeye çalışan bildirisi yüzünden Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’e 130 bin TL. para cezası ve 45 gün hak mahkumiyeti verildi.

Bu nasıl adalet sayın TFF Başkanı Yıldırım Demiören ve MHK Başkanı Yusuf Namoğlu? Hakemlerin yaptığı haksızlık hiç konuşulmayacak mı bu ülkede? 

Her nedense, bu tür haksızlıkların Fenerbahçe’ye karşı yapılamıyor olması çok düşündürücü.  Bu yüzden tek zevkimiz olan futboldan da soğuttunuz insanları.

*

Güftesi Kâzım Ömer Bey’e, bestesi Lemi Atlı’ya ait Uşşak şarkıyla teselli bulalım.

Günler geçiyor gönlümün ezvâkı (zevkleri) tükendi,

Sustum da hazin ruhumun feryâdı tükendi,

Bilmem ki gönül sen ne idin, sende ne vardı?

Ömrüm bitiyor aşkımın ilhâmı tükendi…                

1 Mart 2017