BATIDA İSLAM DÜŞMANLIĞI...

Abone Ol

14 Nisan 2022 Perşembe günü İsveç’te, siyasi kimlikli Rasmus Paludan’ın Kuran yakması ile Avrupa’da yükselen İslam karşıtlığı bir kez daha gündeme geldi.

Son yıllarda Hollanda, Danimarka, Almanya, Fransa gibi Avrupa ülkelerinde sık sık meydana gelen İslam karşıtlığı eylemler ve saldırılar, İsveç’te yapılan bu eylemle giderek büyüyen bir tehlikenin ve İslam Dünyası ile bir kavganın işareti oldu.

Peki, Avrupa İslam Dünyası ile neden kavga etmek istiyor?

1,7 milyarlık İslam Dünyası’nın hassasiyetleri neden tahrik ediliyor?

Avrupa’da 70 milyonu aşan Müslüman nüfus, özellikle de Fransa nüfusunun % 10’u olan 7 milyon Müslüman vebalı mı görünüyor?

Macron’un kışkırtıcı konuşmalarının ardından, Hz Muhammed’in karikatürlerini resmi binaların duvarlarına yansıtmaktan amaç nedir?

İfade özgürlüğü şemsiyesi altında, Müslümanların hassasiyetlerini tahrik etmekten beklenen nedir?

Peki, bu bir laik tepki midir? Özellikle ifade edelim ki, değildir.

Eğer laiklik, din ile devlet işini ayırmaksa -ki, öyledir- ve de eğer bu tepkiler laiklik adına yapılıyorsa, öncelikle kilisede yapılan nikâhlara, and içme törenlerinde İncil’e el basmalara tepki gösterilmeliydi.

***

Sosyalist Sistem yaşarken, Sovyetler Birliği varken Batı, İslam’ı komünizm karşıtı olarak kullandı.

İslam vurgulu “Komünizmle Mücadele Dernekleri” kuruldu. İslam etiketli birçok terör örgütü inşa edildi, donatıldı, piyasaya sürüldü.

Ama komünizm tehlikesi kalktı.

Ve bu kez İslam, Batı için bir tehlike olarak görülmeye başlandı.

İşte Batı iktidarlarının bu bakışı, İslam karşıtı eylemleri tetikledi. Yabancı düşmanlığı da eklenince büyük ve tehlikeli bir soruna dönüştü.

Özet olarak ifade edilirse “Soğuk Savaş” döneminde Batı için temel ideoloji, komünizm ile mücadele idi, 2000’li yılların ideolojisi ise Müslümanlara yönelik ırkçılık ve ayrımcılık oldu.

İşte Batı’da yükselen İslam karşıtlığı böyle bir iklimin ürünü idi…

***

Ama bu sorun artık zorunlu da olsa gündeme getirildi.

Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Enes Bayraklı ve Georgetown Üniversitesinden Prof. Farid Hafez'in hazırladığı “2020 Avrupa İslamofobi Raporu”nda…

(BM) ve Avrupa Konseyi raporlarında…

Ayrıca Avrupa Konseyi’nin Haziran 2020'de hazırladığı “İnternetteki Yasa Dışı Nefret Söylemleriyle Mücadele” raporunda…

Ve “Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe karşı Avrupa Komisyonu”nun raporunda…

Yani bu raporlarda Müslümanlara karşı yükselen ve tehlikeli boyutlara ulaşan tepkiler dile getirildi.

Devam edelim…

“BM İnsan Hakları Konseyi”nin geçen yıl yayımladığı raporda da Müslümanlara yönelik nefret suçlarının, özellikle “sosyal medyada” büyük oranda arttığı vurgulandı.

Bu artışın Avrupa ülkelerinde gözlemlendiği ve de özellikle Avusturya, Belçika, Danimarka, Almanya, Finlandiya, Fransa, Yunanistan, Hollanda ve İngiltere'de Müslüman toplulukların her geçen gün daha fazla nefret söylemlerine maruz kaldığı belirtildi.

Ve yine “Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı”nın Haziran 2020’de yayımladığı ankette, Müslüman karşıtı nefretin çok yükseldiği…

“Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı”nın hazırladığı raporda ise Avrupa genelinde artan İslam karşıtı eylemlerin tehlikeli boyutlara ulaştığı ifade edildi.

Nitekim Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Marija Buric, “Avrupa korkunç bir gerçekle yüzleşiyor: Müslüman karşıtı ve diğer ırkçı nefret suçları endişe verici oranda artıyor” dedi.

***

Konuyu, bir de başka açıdan sorgulayalım…

Avrupa Birliği ve Amerika başta olmak üzere birçok Hristiyan ülkede:

Devlet başkanları, üst düzey bürokratlar, belediye başkanları İncil üzerine yemin ederken Kuran yakmaktan amaç nedir?

Mahkeme duruşmalarında İncil üzerine yemin edilirken Kuran yakmaktan amaç nedir?

Hükümet üyeleri ve valiler İncil üzerine yemin ederken Kuran yakmaktan amaç nedir?

Almanya ve Belçika’da belediye başkanlarının yanı sıra seçilmiş belediye meclis üyeleri de İncil üzerine yemin ederken Kuran yakmaktan amaç nedir?

Kiliselerde nikâh törenleri yapılırken 1,7 milyar İslam dünyasının hassasiyetlerini tahrik etmekten amaç nedir?

ABD’nin tüm devlet başkanları, İncil üzerine yemin törenleriyle görevlerine başlarken, özellikle Kuran yakmanın amacı nedir?

Acaba yükselen İslam karşıtlığı ve tahrik eden bu eylemlerle amaç:

Hitlerin Yahudi karşıtlığını iktidarını güçlendirmek için kullanması gibi, İslam karşıtlığı bir siyasi amaç için mi kullanılmaktadır?

Ve de İslam Karşıtlığı, Avrupa’da birlik olmayı güçlendirmenin bir aracı olarak mı kullanılmaktadır?

Ya da dillendirilen, ama net olarak ifade edilmeyen bir “Avrupa İslamı” projesi midir?