ANAYASA MAHKEMESİ VERGİ DAVALARINDA MÜKELLEFLERE BİREYSEL BAŞVURU YOLUNU AÇTI (I)

Abone Ol

Anayasa’nın 148. maddesinde yapılan düzenleme uyarınca; herkes, Anayasa’da güvence altına alınmış bulunan temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Ancak bireysel başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.
Bireysel başvurular Mahkeme bünyesinde oluşturulan bölümlerce karara bağlanmaktadır.
Yasama işlemleri (kanun, kanun hükmünde kararname gibi) ile idarenin düzenleyici işlemlerine karşı (yönetmelik, tebliğ, tüzük gibi) doğrudan bireysel başvuru imkanı bulunmamaktadır. Ancak yasama işlemleri ve idarenin düzenleyici işlemlerinin uygulanması neticesinde bireylerin temel hak ve özgürlüklerinde bir ihlale sebebiyet verilmiş ise söz konusu uygulama aleyhine bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne dava açılabilmektedir.
Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilmektedir.
Özel hukuk tüzel kişileri sadece tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunabilmektedirler.
Bireysel başvurular doğrudan ya da mahkemeler veya yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılabilmektedir.
Bireysel başvurular 226,90.-TL yargı harcına tabidir.
Bireysel başvuru bir dilekçeyle yapılabileceği gibi Anayasa Mahkemesi’nin web sitesinde bir örneği bulunan “Bireysel Başvuru Formu” kullanılarak da yapılabilmektedir.
Gerek başvuru sırasında gerekse dava aşamasında avukat tutma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Başvuru dilekçesinde başvurucunun ve varsa temsilcisinin kimlik ve adres bilgilerinin, işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle ihlal edildiği ileri sürülen hak ve özgürlüğün ve dayanılan Anayasa hükümlerinin, ihlal gerekçelerinin, başvuru yollarının tüketilmesine ilişkin aşamaların, başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarih ile varsa uğranılan zararın belirtilmesi gerekmektedir. Başvuru dilekçesine, dayanılan deliller ile ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem veya kararların aslı ya da örneğinin ve harcın ödendiğine dair belgenin eklenmesi de şarttır.
Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir. Haklı bir mazereti nedeniyle süresi içinde başvuramayanlar, mazeretin kalktığı tarihten itibaren onbeş gün içinde ve mazeretlerini belgeleyen delillerle birlikte başvurabilirler.
Başvuru evrakında herhangi bir eksiklik bulunması halinde, Mahkeme yazı işleri tarafından eksikliğin giderilmesi için başvurucu veya varsa vekiline onbeş günü geçmemek üzere ek süre verilir. Geçerli bir mazeret olmaksızın bu sürede eksikliğin tamamlanmaması durumunda başvuru reddedilir.
Gerekli inceleme yapıldıktan sonra kabul edilebilirliğine karar verilen bireysel başvuruların esas incelemesi, Anayasa Mahkemesi bünyesinde oluşturulan bölümlerden birisi tarafından yapılmaktadır.
Bireysel başvurunun kabul edilebilirliğine karar verilmesi hâlinde, başvurunun bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmekte, Adalet Bakanlığı gerekli gördüğü hâllerde de görüşünü yazılı olarak Mahkemeye bildirebilmektedir.
Anayasa Mahkemesi bireysel başvuruları incelerken bir temel hakkın ihlal edilip edilmediğine yönelik her türlü araştırma ve incelemeyi yapabilir. Başvuruyla ilgili gerekli görülen bilgi, belge ve delilleri ilgililerden isteyebilir. Mahkeme gerekli görürse duruşma yapılmasına da karar verebilir.
Bölümler, esas inceleme aşamasında, başvurucunun temel haklarının korunması için zorunlu gördükleri tedbirlere resen veya başvurucunun talebi üzerine karar verebilmektedir. Tedbire karar verilmesi hâlinde, esas hakkındaki kararın en geç altı ay içinde verilmesi şarttır. Aksi durumda tedbir kararı kendiliğinden kalkar.
Bölümlerin, bir mahkeme kararına karşı yapılan bireysel başvurulara ilişkin incelemeleri, bir temel hakkın ihlal edilip edilmediği ve bu ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağının belirlenmesi ile sınırlıdır.
Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi halinde, ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. Ancak Anayasa Mahkemesi’nce yerindelik denetimi yapılması, idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilmesi mümkün değildir.
Tespit edilen ihlal, bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hallerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.
Bölümlerin esas hakkındaki kararları gerekçeleriyle birlikte ilgililere ve Adalet Bakanlığına tebliğ edilir ve Mahkemenin internet sayfasında yayımlanır.
Bireysel başvuru neticesinde Anayasa Mahkemesi’nce verilen kararlar kesindir. Bu kararlar herkesi bağlar. Ancak başvuru sahibi, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen karar sonucunda mağduriyetinin giderilmediğini düşünüyorsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurabilir.
(Devam Edecek)