TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Çocuk Hakları Alt Komisyonu Üyeleri UNICEF işbirliğinde, Hırvatistan’da 4 günlük resmi bir çalışma ziyaretinde bulundu. Komisyon üyeleri, UNICEF yetkilileriyle bir araya gelerek çocukların üstün yararının korunması ve çocuk hakları alanında Türkiye’de ve Hırvatistan ve bütün dünyada yapılan çalışmaları değerlendirdi. Heyet ayrıca, Hırvatistan’da ile dünyanın bir çok bölgesinde gerçekleştirdiği başarılı faaliyetleriyle gündem olan Yunus Emre Enstitüsü’nü de ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi aldı. Hırvatistan Parlamentosu’nda Bölgesel Kalkınma ve AB Fonları Komisyonu Başkanı Marko Pavi, AB ile İlişkiler Komisyon Başkanı Domagoj Hajdukovic, Hırvatistan Engelli hakları Kamu Denetçisi Anka Slonjakile ve Çocuklar için Kamu Denetçisi Helenca Pirnat-Dragievi ile yüzyüze görüşürken Hırvatistan Parlamentosu Aile, Gençlik ve Spor Komisyonu ile de istişare toplantısı yaptı. Türk heyeti, Hırvatisan Kuranec’ta UNICEF himayesinde Roman vatandaşlar için oluşturulan Aile Merkezi ve AB Çocuk Güvencesi çerçevesinde kurulan Çocuk Yuvasında da incelemelerde bulundu. Hırvatistan ziyaretine ilişkin açıklama yapan milletvekili Erol Kavuncu, dünyanın en önemli, en değerli varlığının insan olduğunu belirterek, bununla birlikte dünyamızı savaş, zulüm, kan ve gözyaşı ile yaşanılmaz hale getiren de insan olduğuna dikkat çekerek, bu durumdan en çok zarar görenlerin ise geleceğin teminatı olan masum çocuklar olduğunun altnı çizdi. Dünya geleceğinin emanet edileceği çocukların yetiştirilmesi, üstün yararının korunması konusunda ailenin önemine vurgu yapan Kavuncu, “Aydınlık bir gelecek için muhtaç olduğumuz temel değerler öncelikle ailede hayat bulur. Oradan bütün topluma yayılıp nihayetinde tüm dünyayı huzura kavuşturur. Ayrıca, ailenin, nesli muhafaza etmek gibi çok önemli ve vazgeçilmez bir görevi de vardır. Çünkü nesli korumak aileyi korumakla mümkündür. Bir yerde aile kurumu çözülmeye başladığında, toplumda, çocuklar arasında adli suçlar, uyuşturucu kullanımı, alkol, şiddet, ahlaki zafiyetler, sosyolojik ve psikolojik problemler artmaktadır. Bu emarelerin hepsi bize, aile çöktüğünde, toplumun çökeceğini; toplum çöktüğünde ise bütün insani değerlerin de yok olmanın eşiğine sürükleneceğini göstermektedir. Aile kurumunun zayıflamasına sebep olan nedenlerin en başında, şiddete teşvik eden, gayrimeşru, çarpık, sapkın, sapık ilişkileri özendiren, sadakati önemsizleştiren diziler, filimler, yayınlar geliyor. Hiçbir kariyer, meslek ya da hedef, aile olmaktan, anne baba olmaktan daha önemli ve öncelikli kabul edilemez. Gerçek beka meselemiz olan aile ve nesil güvenliğimiz, en az can, mal güvenliğimiz kadar değerlidir ve dokunulmazdır. Aile, en büyük servetimiz çocuklarımız için, en güvenli kurum, en değerli limandır. Zira aile tükenirse, umutlarımız tükenir, aile tükenirse geleceğimiz tükenir, yarınlarımız tükenir. Toplumun çimentosu, mayası olan ailelerimiz en büyük servetimizdir. Aileye, sahip çıkmak çocuklarımıza, geleceğimize sahip çıkmaktır” diye konuştu. Tüm insanlık için en önemli ve öncelikli konunun çocukların en doğal ortamı olan kendi öz ailesinin yanında uygun şartlarda yetiştirilmesi gerektiğini belirten Kavuncu, çocukları en iyi şekilde hayata hazırlanmanın ve onları tehlikelerden korumanın en ideal güvenli yolunun bu olduğuna dikkat çekti. “Bütün dünyanın geleceği çocuklarımızın ideal aile ortamı kendi ailelerinde yetiştiklerinde, aileyi gerçek olması gerektiği yere koyduğumuzda bu gün çocuklarımız için konuştuğumuz problemlerin, sıkıntıların hiç birisi konuşulmayacak” diyen Kavuncu, yapılan görüşmelere aileyi, aileyi, evde anne-babayı değersizleştiren yayınlar, dizi, film, internet içeriklerinin gerçek beka meselesi olan aile kurumunu ve nesil güvenliğini bütün dünyada tehdit ettiğine dikkat çekerek acilen bu konularda gerekli tedbirlerin alınması konusunda işbirliği yapılması gerektiğine vurgu yaptıklarını sözlerine ekledi.