Bir nimetin elde tutulması; sürekliliğinin sağlanması, nimeti başlangıçta elde etmek kadar zor ve önemlidir.
Sıhhatinizi düşünün, eğer sağlığınızı korumazsanız hasta olmanız kaçınılmazdır. İşte bunun gibi insan hak ve hürriyetlerinin toplumsal olarak yaşanması anlamına gelen demokrasi de, insana Allah’ın verdiği en yüce bir nimettir. Bunun devamının sağlanması ve korunması bir milletin birlik ve beraberlik içinde, aynı düşünce ile hareket etmelerine bağlıdır. Onun için toplumun birlik ve beraberliği, o toplumun can damarı, hatta bedeninin ruhu gibidir. Ruhu olmayan beden ölür. Birlik ve beraberliği bozulan ulusların yaşamaları mümkün değildir.
Yüce Allah, Kur’an’da birlik ve beraberliğimizin önemini şöyle bildiriyor ve bizi uyarıyor: “Toplum içinde huzurlu olabilmeniz, birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde olmanız, birbirinizden ayrılmamanız, aralarınıza ikilik sokmak isteyenlere fırsat vermemeniz, daima iri ve diri olmanız için şarttır.”
Ali İmran Suresi 103-104-105. ayetleri: “Ey inananlar; hepiniz toptan Allah’ın ipine, Kur’an’a sarılınız. Sakın bölünüp parçalanmayınız. Allah’ın size verdiği nimetleri anınız. Allah sizlerin kalplerini birleştirdi de sizleri kardeş yaptı. Sizleri ateş çukurunun kenarından çekti, çıkardı ve sizi kurtardı. Sakın bir daha ayrılığa düşmeyiniz, bölünüp parçalanmayınız. Sonra sıkıntıya düşer, hayatınız zehir olur. Bir azaba düşer de mahvolursunuz.”
Enfal Suresi 182. Ayette ise; “Allah’a ve resulüne itaat edin, öğütlerine kulak verin, onun emirlerine sımsıkı sarılın, bölünüp parçalanmayın. Daima birlik içinde olunuz, birbirinize sırt çevirmeyiniz. Sonra aranızdaki sevgi, saygı kaybolur. Birliğiniz, dirliğiniz bozulur. Sen-ben kavgasına düşersiniz de gücünüz kaybolur, zayıf düşersiniz ve neticede düşmanlarınıza yem olursunuz. Aranızdaki sorunları anlayışla çözünüz, sabır ve metanetle tahammül gösteriniz. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir” buyuruyor ve bizleri bu konuda şiddetle ve önemle uyarıyor.
Şimdi Ulu Allah bizlerin, bir ipliğe dizilmiş uyumlu tesbih taneleri gibi birbirimize bağlanmamızı emrederken, bizler birbirimizin kuyusunu kazarsak ipi kopan tesbih gibi dağılır, kuru yaprakların, rüzgarın önünde savrulduğu gibi ufak bir yelle havada uçuşuruz. Yaşama hakkımızı yok ederiz. Bugün yüreğimizi kanatan PKK, DAİŞ vs gibi terör örgütlerinin açtığı onulmaz yaralar, zararlar devam ederken, yüzlerce şehit verilirken, şimdi de bu yüce milletin yüz senedir bir türlü kurtulamadığı şu veya bu bahanelerle, hatta sebepsiz olarak cuntacılar tarafından darbelerle boğuşması, bu milletin kaderi olamaz, olmamalıdır ve olmayacaktır. Çünkü “Sahipsiz vatanın batması haktır. Ey yüce millet, sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır” diyen milli şairimiz Mehmet Akif bizi uyarıyor. Birlik ve beraberliğe davet ediyor.
Darbe, ihtilal nedir? Kandır, gözyaşıdır, ızdıraptır. Hak ve hürriyetlerin toptan askıya alınmasıdır. Kederdir, elemdir, hüzündür. Kindir, hasettir, fesattır, zulümdür. Tefrikanın doğurduğu bir zalimdir. Bir darbenin bir millete verdiği zarar, o milletin içinden 50 sene çıkamaz. Telafisi asırlara uzanır. İnsanlar can derdine düşer. İş, aş, eş yok olur. Yatırım sıfır olur. Emniyet, güven, asayiş, sevgi, saygı, hoşgörü göğe çekilir. Topluma kin, haset, fesat, düşmanlık, ispiyonculuk, yalan, dolan, talan, yağma, korku, endişe hakim olur. İşte bunun için 15 Temmuz darbe girişiminde bu millet; muhalifi ve müttefiki ile bir oldular, beraber oldular ve zulümü önlediler. Milli iradeye sahip çıktılar. Bu millet idamlarla sonuçlanan 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 müdahalelerini gördü, 28 Şubatları, e-muhtıraları gördü.
1980 darbesinin getirdiği antidemokratik ihtilal hukukunun kalıntıları 36 senedir ortadan kaldırılamamıştır. Sebebi, sen-ben davasıdır. Yine batı ülkelerinde ihtilal olmuyor. Neden? Çünkü halkı da, yöneticisi de, askeri de, sivili de kendilerine karşı içerde tam bir demokrattırlar da ondan. Dışarıya karşı çifte standart, içlerinde hepsi birler. Bizler de bu olgunluğa erişecek ve bu korkunç felaket olan yıkıcı, ihtilal belasından kurtulacağız. Bunun yolu da birlik, beraberlik ve demokrasidir. Bu zehirin panzehiri milletin tevhidi, birliği, dirliği ve kardeşliğidir. Akif ne diyor? “Tefrika girmeden bir millete düşman giremez. Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez”
Aramıza fitne sokanlara dikkat edelim. Fitnenin sağı solu, dinlisi, dinsizi olmaz. Bütün kutsallarımızı kullanarak düşmanlar aramıza fitne sokabiliyorlar. Uyanık olalım. Allah bu milleti bütün kötülüklerden korusun.
Bu vesile ile bu vatan, bu millet, bu devlet, bu cumhuriyet, bu demokrasi ve hürriyet uğruna canlarını seve seve veren, kanlarını akıtan, geride gözü yaşlı, bağrı taşlı analar-babalar, yetim ve dul insanlar, boynu bükük, gönlü hüzünlü kitleler bırakan bütün aziz şehitlerimize ulu Allah’tan sonsuz rahmet, acılı ailelerine ve yüce milletimize başsağlığı dilerken, 15 Temmuz darbe girişiminin önlenmesinde canlarını ortaya koyan başta sayın Reisicumhurumuz Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında olmak üzere devletimizin her kademesindeki yöneticilerimize, kahraman ordumuzun vatansever evlatlarına ve tam bir demokrasi kahramanlığı gösteren yüce milletimize sonsuz şükranlarımı sunarken, hürriyetimize kasteden, hangi yönden gelirse gelsin bütün vatan hainlerini, darbecileri ve destekçilerini lanetliyorum. Allah bu yüce milleti darbelerden korusun. Birlik ve beraberlikten ayırmasın.