Tarihe baktığımızda şunu görürüz. Zulüm asla payidar olmaz, zalim asla cezasız kalmaz. Er veya geç, yaptığı zulmün hışmına, belasına uğrar. Yani hiç kimsenin yaptıkları yanına kâr kalmaz. Daha bu dünyada zulümlerinin, ağır suçlarının cezasını çekerler.

Bu gerçek Allah’ın ayetleri, R.SAV.in kutsal sözleri, tarihsel belgeler ve yaşanmış tecrübeler ile sabittir.

Önce zulüm nedir, ona bakalım:

Sözlükte zulüm: Haksızlık, aşırı adaletsizlik, hukuk tanımamazlık, karanlık, şiddetli acı veren her türlü kötülükleri ferdi ve toplumsal boyutta, uluslararası şiddet, kan, gözyaşı, ızdırap içeren acımasız eylemler, mal ve can emniyetini yok edici faaliyetler, namus, şeref, haysiyet ve izzete yönelik acımasız katliamlar, masum insanların acımasızca öldürülmeleri gibi onursuz insanların işledikleri her türlü kötülüklere zulüm denir ki, zulmün hiçbir dinde, sistemde yeri yoktur. Mutlak haramdır ve reddedilmiştir.

En büyük ceza zalimlere verilen cezalardır. Örnek vermek gerekirse; kişisel bazda, masumun boğazına basıp elinden ekmeğini almak, güçlünün zayıfı ezmesi, hakkın ve haklının yerlerde sürünmesi, ulusal ve uluslararası durumlarda, günümüzde, yurdumuzda cereyan eden bölücü, yıkıcı terör faaliyetleri, Güneydoğumuzda, Irak, Suriye, Yemen, Libya, Arakan’da, yakın tarihte Yugoslavya’da aşanan katliamlar tam bir zulüm hareketleridir ki, bu korkunç olaylarda binlerce insan, çoluk-çocuk, kadın-erkek can vermişlerdir.

Yüce dinimiz zulme giden bütün yolları kapatmış, zalimlerin cezalarının çok çetin olacağını ahiretteki korkunç azapları hariç bu dünyada iken onların cezalandırılacağını bildirmiştir.

Ulu Allah’ın şu ayetleri bunu anlatmaktadır:

-Allah zalimleri asla sevmez. (Ali İmran 57)

-Allah zalimleri asla doğru yola iletmez. (Mümin 86)

-Allah kullarına (zerre miktarı) zulüm etmez. (Ali imran 86)

-Sakın Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanmayın. Allah sadece cezaları erteler. (İbrahim 42)

-Zalimin yardımcısı yoktur. (Hac 71, mümin 40/18)

-Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun. (Hud 18)

-Andolsunki sizden önceki kavimleri, milletleri zulmettikleri için helak ettik (kalıntıları size örnektir) (Hud 102)

-Allah hiçbir mazlumun ahını zalimde bırakmaz. İntikamını alır. (La Edri)

-Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah’ı var. Avcının tüfeği varsa, kuşun da ahı var. Bir gün o avcıyı yakar.

Allah asla ihmal etmez. İmhal eder, yani erteler. Ama yakalar ve asla bırakmaz.

*

Şimdi, Kur’an’da bize bildirilen hadisi şeriflerle açıklanan tarihi belgelerle, kalıntılarda örenlerde önümüze serilen bazı zalim kral, kavim, millet ve azgın şahısların zulümleri nedeni ile acı sonlarını belgeleyen örnekleri bizlere ibret olması için sizlerin yüksek anlayışına arzedeceğim.

1. Örnek: Hz. Nuh A.S. ve kavmi:

Andolsun ki biz Azimüşşan Hz. Nuh’u kavmine uyarıcı olarak gönderdik. 950 sene onların arasında kaldı. Kavmi Hz. Nuh’a zulmettiler. En sonunda Allah onları tufanla suda boğdu. (Hud 37)

2.Örnek: Hz. İbrahim A.S. Babil halkına peygamber gönderildi. Babil kralı Nemrud veya Nümrud Allahlık iddası ile halkı kendisine taptırıyordu. Zulümle canlar yakıyordu. Hz. İbrahim’i Urfa’da günlerce çektirdiği odun yığını ateşledi ve Hz. İbrahim’i ateşe attı. Ateş Allah’ın emri ile Hz. İbrahim’i yakmadı. Güllük gülüstanlık, şırıl şırıl suların aktığı bir bahçe oldu.

(Enbiya 69: Biz ateşe emrettik. İbrahim için selamet ol dedik. Ateş İbrahim’i yakmadı. Bunu gören Nemrut yine iman etmedi.)

Nemrud ordusu ile Hz. İbrahim’in peşine düştü. Ulu Allah sivrisinek ordusu ile Nemrut’un ordusunu helak etti. Nemrut saraya kaçtı. Kapıları kapattı. Ama topal bir sivrisinek anahtar deliğinden içeri girerek Nemrut’un burnundan girip beynine yerleşti. Sinek beyninde vızırdadıkça Nemrut çıldırıyor ve beynime vurun diyordu. Netice acılar içinde tokmakla öldürüldü. (Kimse Allah ile harp edemez)

3.Örnek: Hz. Musa’nın kavminden Karun, firavunun dostu Hz. Musa’nın düşmanı idi. Varlığına güvenip Hz. Musa’ya zulmediyor, ona iftiralar atıyordu.

Allah cc. sana (çalışman ve nasibin nedeni ile) aşırı dünyalık verdi. Onu Allah yolunda harcamanı istedi. Ahiretini kazan dedi. Ha dünyadan da nasibini unutma, çalışmayı bırakma.. Allah sana bunca varlığı vererek iyilik etmişse, sen de o malı insanların yararına, onlara iş, aş, eş, yardım vererek iyilik et. Yeryüzünde fesat (bozgunculuk) çıkarma. Allah’ın sana verdiği bu nimeti kötüye kullanma. Ulu Allah bozguncu fesatçıları asla sevmez. Karun halka bu serveti ben kendi aklım, fikrim, bilgim, ticari sanatım sayesinde elde ettim diye övünmeye, insanlara zulmetmeye devam etti.

Bunun üzerine Hz. Musa A.S. bu ayetleri Karun’a okudu. Karun’un inadına karşı; peki, mucrimlere günahları sorulmaz. Çünkü Allah seni senden iyi bilir, dedi.

(Onu koruyan bir topluluk olmadı. Onu ve sarayını yere batırdık. Kasasa 81)

(Allah’a karşı hiç kimse onu koruyamadı. Onun yerinde olmak isteyenler sabahleyin bu felaketi görünce, demek ki Allah zenginliği dilediğine veriyormuş, iyi ki Karun’un yerinde değiliz, yoksa biz de onun gibi yerin dibine batardık.

verdiği nimetleri sırf dünyada böbürlenmek, zevk ve sefa için kötülüklere kullananların ahirette de nasipleri yoktur.

(SÜRECEK)