68 Kuşağı deyince aklımıza özgürlük ve bağımsızlığına düşkün, emperyalizme ve haksızlıklara karşı susmayıp yaşamını ortaya koyarak mücadele eden eylemci bir gençlik gelir değil mi?

O kuşaktan geriye kalanlar hala aynı kararlılıkla mücadelelerini sürdürürken, yeni yeni kuşak kavramları ortaya atıldı. Akademisyen, Ekonomist ve Yazar Prof. Dr. Emre ALKİN’e göre 1965-1980 arası dönem gençliğine yani o meşhur 68 kuşağına artık X KUŞAĞI adı veriliyor. 1981-2000 arası gençliği Y KUŞAĞI, 2001-2014 arası ise Z KUŞAĞI olarak adlandırılıyor.

Kuşaklar arası farklılıklar gayet doğal. Çünkü gelişen sosyo-ekonomik koşullar ve teknolojik olanaklar çok farklı. Ayrıca dönemin çevresel şartları, ailelerin gelir durumları, döneme damgasını vuran icatlar gibi daha pek çok etken kuşakların değişimlerini etkilemekte. Kuşaklar arasındaki en önemli ortak özellik ise toplumsallıktan bireyselliğe doğru bir gidişin olması. Yani “Birimiz hepimiz için” felsefesi yerini “Her koyun kendi bacağından asılır” ya da “Bana uymayan yılan bin yaşasın.” felsefesine terk etmekte. Bu nedenle de her kuşak toplumsal ilişkiler yönünden kendini bir öncekine göre daha az sorumlu ve görevli hissediyor.

Kuşakların temel özellikleri;

• X kuşağı yeniliklere adapte olmaya çalışırken, sabırla iş hayatlarında kademe atlıyor. Toplumsal sorunlara karşı duyarlı, iş motivasyonları yüksek, otoriteye saygılı, kanaatkâr, kurallara saygılı, aidiyet duygusu güçlü, aynı işte uzun yıllar sadakatle çalışmaları, çalışkanlığa önem vermeleri ortak özellikleri. İşe bakışları, “yaşamak için çalışmak” olarak açıklanabilir.

• Y (Milenyum) kuşağı iş hayatında hemen yönetici olmayı, para harcamak için çalışmayı tercih ederken, kendi görüşlerinden asla vazgeçmiyor. Çalışmaktan hoşlanmıyor, eğlenceyi, kazanmayı çok seviyorlar. Otoriteye karşı saldırganlar; ayrıca elde ettiklerinden asla tatmin olmuyorlar. İstekleri çok, beklentileri yüksek ama buna karşın bedelini ödemek istemiyorlar ve çok hızlı tüketiyorlar. Kitlesel olanı değil, kişiye özel olanı seviyorlar.

•Z (İnternet) kuşağı ise tabletleriyle sosyalleşiyor. Teknolojik aletlerle çok fazlaca haşir neşirler. Çağımızın iletişim ve ulaşım kolaylıkları sayesinde birbirlerinden uzakta olsalar bile ellerindeki cihazlarla istedikleri yerden sözel ve görsel iletişim kurabilme olanağına sahipler. Bu nedenle de fiziksel olarak tek başlarına yaşıyor, bu durumdan da şikâyet etmiyorlar. Aynı anda birden fazla konuyla ilgilenebilme becerisine sahipler. Tatminsiz, kararsız ve doğuştan tüketiciler. Olanaklarının fazlalığı, dikkat ve konsantrasyon (yoğunlaşma) zorlukları çekmelerine neden olmakta. O nedenle de ilgileri çabuk dağılıyor ve çok sakarlar. Otoriteye karşı çok umursamazlar.

İş yerlerindeki en temel sorunlardan birinin kuşaklar arası çatışma olduğu bilinmekte. "Ast-üst çatışması denilen sorunun altında, üç neslin bir arada, ortak amaç için, ekip olarak iş çıkarmaya çalışması yer alıyor. Kısacası, kuşaklar birbiriyle uyum sağlamakta büyük güçlük çekiyor. Bunun yarattığı iletişim sorunları ilişki problemlerine ve neticede çok büyük verimsizliklere, işten soğumaya neden oluyor.

Çözüm:

İletişimin en önemli kuralı karşındakini olduğu gibi kabul etmektir. Temel sorunumuz, hem iş hayatında hem de aile yaşantımızda diğerlerini kendimiz gibi görüp onlardan aynı düşünce yapısını ve performansı beklememiz. Oysa onlar farklı dünyaların insanları. Yönetici olanların kuşak farklılıklarını tanıması, iletişim becerilerine önem vermesi ve işlerin yapılış süreçlerine tüm çalışanları dâhil etmesi, kuşakların birbirleriyle çalışmanın yolunu öğrenmelerini sağlayacaktır.

Unutulmamalı ki, ne kadar çok kuşak varsa o kadar zenginiz. Hepsine de ayrı ayrı ihtiyacımız var.

DÜŞÜNEN SÖZLER:

Bu hayatta eğer bir şeyler öğreneceksek bize benzemeyen insanlardan öğreneceğiz; tıpatıp bizim gibi olan, bizimle aynı düşünenlerden değil. Elif Şafak

Dün ile bugün arasında bir kavga çıkarmak, yarını kaybetmekten başka işe yaramaz. Winston Churchill

Farklı olanları kendinize benzetmeye, kurallarınızı kabul ettirmeye çalışırken harcadığınız enerjinin bir kısmını onları anlamaya, dünyayı onların gözünden görmeye ayıralım. S. P.

Hangi çiçek, diğerini “sarı açtı’’ diye ayıplar?

Hangi kuş, ’’farklı ötünce’’ diğerlerine yasak koyar?

Derisinden, dilinden ötürü öldürülüyor insanlar.

Ah insanlar, her şeyi bulup kendini bulamayanlar. C. Bukwski