- 2 -

… …

Şimdi bu tekniği, Tayyip Beyin ustalık(!) dönemine, yani günümüze taşıyalım.

Ne dedi Sayın Başbakan?

"Madem ağaçları bu kadar seviyorsunuz, ben orman arazisinin içine üniversite yapılmasın diye yırtınırken neredeydiniz? Neredeydi bu kalabalıklar?"

"Madem basın özgürlüğü diye bu kadar yırtınıyorsunuz, 28 Şubat döneminde neredeydiniz?"

*     *    

Algoritmatik yöntemde 7. adım: Olaydan yırttın, kendini iyi gösterdin. Şimdi bu avantajı rakibini kötü göstermek için kullan.

Senaryoya göre Çocuk Tayyip de bunu yapar, der ki;  “… Bu vazo kırmak falan hep Ali'nin (kardeşimin) yapacağı şeyler. O yapar bunları. Geçen sene cam dolabın penceresini kıran, küçükken babamın pikabına top atan kim? Ali. Ali gibiler, onun zihniyetinde olanlar kırar vazoyu. Ben sana söyleyeyim, bunun arkasında da o var. Şimdi babamın harçlıklara karar vereceği dönem yaklaşıyor ya, beni okul konusunda da yenemiyor, aklınca böyle bir çamur atma yolu buldu. Babam bunları  görüyor ve biliyor.. Benim içim rahat, en doğru kararı babam veriri. Ben babamdan o sinyali alıyorum, ben hep konuşuyorum babamla."

… …

Şimdi bu tekniği, Tayyip Beyin ustalık(!) dönemine, yani günümüze taşıyalım.

Ne dedi Sayın Başbakan?

"Bu gösteriler, kargaşalar hep CHP zihniyetinin bir ürünü. Bunların arkasında onlar var, seçim yaklaşıyor ya aklınca oradan vuracak. Marjinal grupları örgütleyip, üç beş çapulcuyla kargaşa çıkartmaya çalışıyorlar. Ama biz halkımızı biliyoruz, halkımız bunlara itibar etmiyor. Halk her şeyi görüyor."

*     *    

Algoritmatik yöntemde 8. adım: Konu kapandı, cevap verildi. Konuşmanı, kendini ve yaptıklarını överek zirvede bırak.

Senaryoya göre Çocuk Tayyip de bunu yapar, der ki;  “… Ben bu tür zırvalıklarla hiç ama hiç ilgilenmiyorum anne. Ben işime bakıyorum. Bak 2 senelik ortaokul hayatımda, sınıfın en çalışkanı olmuşum. Herkes beni parmakla gösterir hale gelmiş; diğer çocukların annesi, oğullarına, ‘sen de Tayyip gibi olsana evladım’ der duruma gelmiş. Ben bugün bu durumdayım. Din 5, beden 5, matematik 5.. Ben işime bakıyorum, dersime bakıyorum. Ailemiz için hayırlı bir evlat olmaya, ailemizi, babamın da dediği gibi apartmandaki örnek aile konumuna taşımaya çalışıyorum, senin beni suçladığın şeye bak.”

… …

Şimdi bu tekniği, Tayyip Beyin ustalık(!) dönemine, yani günümüze taşıyalım.

Ne diyor(du) Sayın Başbakan?

"Ekonomi söyle güzel, İMF borçları şöyle azaldı, böyle yok oldu, milli gelir şöyle yükseldi vs vs."

*     *    

İşte Usta(!) Tayyip, kendisinin ya da arkadaşlarının içinden çıkılmaz hale getirdikleri sorunlardan böyle sıyrılıp(!), böyle kurtuluyor(!)…

Bitti mi?

Bitmedi.

Bu 8 adım dışında başka yöntemler de var.

İşte o diğer yöntemler.

Algoritmatik yöntemde 9. adım: İlişkilendirilmekten rahatsızlık duyamayacağın konularda ‘biz’ ; rahatsızlık duyacağın konularda da ‘kurum’ adlarını kullan.

Usta’da öyle yapıyor.

Örneğin, ilişkilendirilmekten hoşlandığı konularda, “biz” sözcüğünü kullanıyor.

İlişkilendirilmekten rahatsız duyduğu konularda da “devlet, polis ya da asker” gibi kurumların adını veriyor.

Toplumun da olumlayacağı işleri anında sahipleniyor.

Örneğin, “Galatasaray'ın Stadını biz yaptık ve Galatasaray'a verdik" ya da "Kayseri'ye, galaksinin en büyük su fıskiyesini yaptık" diyor.

İlişkilendirilmek istemediği konular olursa da anında yan çiziyor. Örneğin, "Polis gaz kullanımında aşırıya kaçmış olabilir"  ya da  “İmralı’yla biz değil, devlet konuşuyor. Devlet, İmralı’yla da konuşur, herkesle de konuşur" diyor.

*     *    

Algoritmatik yöntemde 9. adım: Sorulara ya da suçlamalara, kendi değerlerini değil; suçlayanın değerlerini ya da silahlarını kullanarak cevap ver.

Usta’da öyle yapıyor.

Örneğin, Yiyeceğimize, içeceğimize, sosyal yaşamımıza karışma diyene;

"Anayasada, devlet halkını alkolden, uyuşturucudan korur yazıyor. Bu görev bana verilmiş; bu maddeyi biz eklemedik ki." diyor.

*     *    

Algoritmatik yöntemde 10. adım: Adını telaffuz etmek istemediğin insanların/ kurumların adını farklı söyle, farklı söylenemiyorsa ad tak.

Usta’da öyle yapıyor.

Örneğin, Atatürk’e (bilinçli olarak) ‘Atatürk’ demiyor; ‘Gazi’ diyor ya da ‘Gazi Mustafa Kemal’. Terörist başına Apo’ya da ‘Öcalan’ demiyor; ‘İmralı’ diyor. CHP’ye de ‘Cehepe’ demiyor; ‘CeHaPe Zihniyeti’ diyor.

*     *    

Algoritmatik yöntemde 11. adım: Yanıtlanması uzun sürecek soruları sanki cevap evet/hayır kadar kısaymış gibi laf arasında sen sor, karşındaki cevap veremesin ki, haklı çıkasın.

Usta’da öyle yapıyor.

Örneğin, onlarca gazeteciyle konuşurken, "sizce gösterilerden ne mesaj almalıyım da almadım, siz söyleyin" diyor. Gazeteciler apışıp kalıyor.

*     *    

Algoritmatik yöntemde 12. adım: Her yaptığın işin ucuna, geniş perspektifli, büyük bir amaç koy.

Usta’da öyle yapıyor.

Örneğin, ne amaçla çıkarıldığı belli olan bir alkol yasasını ‘Biz çocuklarımıza ufuk vermek, hedefler göstermek zorundayız; yeni Fatihler, Mimar Sinan'lar yetiştirmek zorundayız…’ diye sunuyor."  Kıytırık bir kavşak açma törenine, ‘Hedefimiz 2023!’ diye başlıyor.

*     *    

Algoritmatik yöntemde 13. adım: Her şeye hâkimmiş, her şeyi biliyormuş havası yaratarak; bilinçaltlarında insanlara otokontrol aşıla. Aşıla ki; izlendiklerinin bilinciyle hareket etsinler.

Usta’da öyle yapıyor.

Örneğin, ‘Falanca olayı, kimin organize ettiğini çok iyi biliyoruz…’ ya da ‘Ny Times'da Gezi Parkı ilanını kimlerin fonladığını iyi biliyoruz...’ diye söze başlıyor. Kendince detaylı(!) rakamlar veriyor.

*     *    

Algoritmatik yöntemde 14. adım: Söylemlerinde ‘sebep/çünkü’ ilişkisini iyi belirle iyi kullan.  Kolay açıklanabilir bir sebebin yoksa söze, ‘çünkü’ ile başla…

Usta’da öyle yapıyor.

"Haydarpaşa'yı otel yapmak istiyoruz, çünkü İstanbul'da çok büyük bir otel açığı var."  diye başlıyor. Aksini söylese, yani cümleyi ters çevirip, ‘İstanbul’da büyük otel açığı var, o nedenle Haydarpaşa’yı otel yapmaya karar verdik dese, ikna edici olmaz. Yapmak istediği şeyi önce söylüyor ki, ne yanıt geleceğini biliyor çünkü.

Taksin alanı düzenlemesinde de aynı yöntemi izledi; “Taksim’i yayalaştıracağız, çünkü millet bizden bunu istiyor…” deyip, kestirip attı.

Çünkü o bir algoritma ustası, o bir demagog.

O bu işi iyi biliyor, çok iyi yediriyor.

Şimdi tam bu noktada sorulması gereken bir soru var.

Ne zamana kadar yedirebilecek…

Göreceğiz…