Şeb-i Arus,
Türkçe anlamı düğün gecesi demektir. Mevlânâ Celaleddin-i Rumi'nin
öldüğü gecedir. Mevlânâ Celaleddin Rumi,
bu geceyi Rabb'ine, sevgiliye kavuşma gecesi olarak düşündüğü için, “Düğün
Gecesi” olarak adlandırmış.
1968
ve 1969 yıllarında Akşehir’de Yedek Subaylığımı yaparken Feyzi Halıcı üstadın
(CHP Milletvekili Emrehan Halıcı’nın babası) çağrısıyla iki kez Şeb-i Arus
törenlerine katılmıştım. Yüce Mevlana’yı çok sevdiğim şu güzel dörtlüğüyle
anıyorum.
Aşk beni arif etti,
İnceltti zârif etti,
Ben aşkı bilmezdim,
Aşk beni tarif etti…
(Mevlana)
Sadettin
Kaynak’ın Hicaz, Fehmi Tokay’ın Tahir Puselik makamlarında besteledikleri şu
güzel şarkıyla müzik zevkinize sesleniyorum.
Gülle hem bezm-i
visâliz gerçi hâr olsak da biz.
Gönlümüz benzer bahara ihtiyar olsak da biz.
Aşıkız meh-rûlara nezr eyledik can nakdini.
Dönmeyiz sevda yolundan târümâr olsak da biz.
Şairiz kan etmeden sayd eyleriz ahûları biz,
Geçmeyiz gülden güzelden hâk-i târ olsak da biz… (Adnan Üryâni)
(Diken olsak da biz gülle beraberiz, ihtiyar olsak
da gönlümüz bahardır, güzellere âşıkız, kefen paramızı onlara adadık, biz perişan
olsak da sevda yolundan dönmeyiz. Güzelleri incitmeden de avlarız biz, Hakk’a kavuşsak da güzellerden
geçmeyiz biz.)
İstatisliklere
göre Dünya’da her beş kişiden biri akıl hastasıymış. Eğer dört tane aklı
başında arkadaşınız varsa kendinize dikkat edin.
Şu
dörtlüğümü çok sevdiğim için ikinci kez sizlerle paylaşma gereği duydum.
Hayatı geç kavradım,
olanı kader sandım.
Olmayanla savaştım,
tekâmülde zorlandım.
Kader alında değil,
akılda şifrelenmiş,
Ömrüm hazana erdi,
yaşadıkça anladım…(Mehmet Özata)
Akıl
hastanesinde bir deli : “Ben Napolyon’um!” Doktor : “Nereden biliyorsun?
“Tanrı
söyledi!” Bir başka deli: “Ben öyle bir şey söylemedim.
2
Aralık Pazar günü Çorum’lular olarak Esenler Kültür Merkezinde buluşmuştuk.
Baktık
ki, çok güzel oluyor.16 Aralık Pazar günü de aynı yerde Osmancık’lılar olarak
buluştuk. Bugüne kadar İstanbul’da yapılan en çok katılımlı (yaklaşık 410 kişi)
Osmancık toplantısı görülmeye değerdi.
Sunuculuğunu
yaptığım toplantıya Osmancık’tan Kaymakam’ımız İbrahim Küçük, Belediye
Başkanımız Bekir Yazıcı ve Osmancık Haber gazetesi sahibi Orhan Güçlü ağabey de
katıldı.
Katılanların
üçte ikisini tanımıyorum ama onlar beni tanıyorlar. O güzel insanların gülen
gözlerle yüzüme bakarak boynuma sarılmaları beni çok duygulandırdı.
Osmancık’lılar
toplantımıza, yaklaşık 56 senedir görmediğim Talat Aydemir kurbanı
Harbiyelilerden Okan Topuk ve Enver Göktürk, Bursa’dan Tansu Çetin ve
Tayland’dan İsmail Koç’un katılımı ayrı bir mutluluktu.
Osmancık’lılar
olarak, İstanbul’da çok önemli görevlerde olan, akademisyen, doktor, mühendis,
savcı, hakim, öğretmen ve iş adamlarımızdan oluşan bir lobimiz olduğunu görmek
bizleri çok sevindirdi. Yıllar sonra Osmancık’lı hemşehrilerim ve çocukluk
arkadaşlarımla buluşmak bana ayrı bir yaşam enerjisi verdi.
19
ARALIK 2012