Afyon Lisesinden arkadaşım ve okurum Mehmet Batmaz yazmış.

Diyor ki;

“Senden de, senin gibi solculardan da nefret ediyorum!…

Siz nasıl insanlarsınız; bilmem ki!

Norveç’i, İsveç’i anlatıyor, onlardan örnekler veriyor, eğitim diyorsunuz…

Matah ülkeler gibi, o ülkelerle bizim ülkemizi kıyaslıyorsunuz.

Yok onların ormanları hâlâ yerinde duruyormuş da; biz yakıp, yıkıyormuşuz!

Yok o ülkeler doğalarını koruyormuş da; biz talan ediyormuşuz.”

SENDEN DE, SENİN GİBİ SOLCULARDAN DA NEFRET EDİYORUM…

“Eşitlik diyorsunuz…

Adalet diyorsunuz…

Özgürlük diyorsunuz…

Herkese aş, herkese iş diyorsunuz…

Güvenceli gelecek diyorsunuz…

Varsıl yoksul farkı olmasın, sınıfsız toplum olsun diyorsunuz.

Herkesin evi barkı olsun, kimse evsiz yurtsuz kalmasın diyorsunuz.

SENDEN DE, SENİN GİBİ SOLCULARDAN DA NEFRET EDİYORUM!…

Çocuk işçiler, çocuk gelinler olmasın, diyorsunuz…

İnsanlar sömürülmesin, emeklerinin karşılığını alsın, hastane kapılarından, okul kapılarından döndürülmesin… diyorsunuz…

Sağlık ve eğitim parasız olmalı, diyorsunuz.”

SENDEN DE, SENİN GİBİ SOLCULARDAN DA NEFRET EDİYORUM!…

“İnsan ayrımı yapmıyorsunuz…

Sen Türk’sün, sen Kürt’sün, sen Alevi’sin, sen Sünni’sin… demiyor; ayrım yapmıyorsunuz.

Sen başı açıksın, sen başı kapalısın, sen siyahsın, sen beyazsın… demiyorsunuz.

Sen Diyarbakırlısın, sen teröristsin; sen Yozgatlısın, sen faşistsin… demiyor; insana, insan oldukları için değer verdiğinizi söylüyorsunuz…

??!!...

Zırva, tümden zırva!

Her insan bir olur mu?

Diyarbakırlıyla, Yozgatlı bir olur mu hiç?”

SENDEN DE, SENİN GİBİ SOLCULARDAN DA NEFRET EDİYORUM!…

“Doğayı seviyorsunuz; temiz bir doğa, sağlıklı bir çevre diyorsunuz...

Doğayı talan eden HES'lere, rant için yapılan köprülere hayır… diyorsunuz.

Atatürk Orman Çiftliğinde, ODTÜ'de ağaç kıyımına, ‘hayır’ diyor;

Ankara nefes alsın; Dünya nefes alsın, çocuklarımız nefes alsın… diyorsunuz…

Maden, mermer ve taş çıkarılan ormanlık alanlarda ağaç katliamı yapıldığını söylüyorsunuz. Elbette yapılacak. Ağaç katliamı yapmadan maden, mermer çıkarmak mümkün mü?

İki lafınızın biri Kaz Dağları oluyor. Babanızın yeri mi Kaz Dağları!

Bunlar bir yana, benim çekirdek çitlememe, kabuklarını yere atmama bile karışıyorsunuz.

Size ne, size mi kaldı ya!

Ne olurmuş yere çöp atmışsam ya da atarsam; ya da yere tükürürsem… Uçar ya da toprağa karışır gider…

Size ne, sana ne!”

SENDEN DE, SENİN GİBİ SOLCULARDAN DA NEFRET EDİYORUM!…

“Hırsızlığa, vurguna, soyguna, yolsuzluğa, rüşvete, talana cephe alıyor; halkın vergilerini halka hizmet olarak döndürmeyip, cebe indirenlere lanet okuyorsunuz…

Size ne kardeşim, size ne!

İnsanlarımızın tümünü, hatta ve hatta komşu devletlerin insanlarını bile seviyorsunuz…

Siz nasıl insanlarsınız ya!

Tanımadığınız, hiç görmediğiniz insanları nasıl seversiniz?”

SENDEN DE, SENİN GİBİ SOLCULARDAN DA NEFRET EDİYORUM!…

“Savaşlara da, her türlü sömürüye de ‘hayır’ diyorsunuz.

Savaşları varsıllar çıkarır, yoksullar ölür. Savaş, zengin terörüdür diyorsunuz.

Bütün halklar kardeştir, diyorsunuz.

Nah kardeştir! Ben kardeşlerimle, kardeş olamıyorum. Ne kardeşliği? Ne kardeşliğinden söz ediyorsunuz siz!”

SENDEN DE, SENİN GİBİ SOLCULARDAN DA NEFRET EDİYORUM!…

“Biz dine değil, din sömürüsüne karşıyız, diyorsunuz.

Nerede bir ezilen, nerede bir sömürülen, nerede bir mazlum, nerede bir ötekileştirilen varsa onun yanında oluyorsunuz.

Sen ben farkı bilmiyor, gelin bir olalım, gelin insanca bir düzen kuralım… diyorsunuz.

Bir de tutturmuşunuz, ‘Tam Bağımsız Türkiye’ diye…

Kolaydı öyle bağımsız kalmak, öyle bir düzen kurmak!

Hayal dünyasında yüzüyorsunuz, hayal…”

SENDEN DE, SENİN GİBİ SOLCULARDAN DA NEFRET EDİYORUM!…

DÜŞÜN ARTIK YAKAMIZDAN!

* * *

Mehmet Kardeşime yanıtımdır.

Ben bu yazıyı (ya da benzerini) bir tarihte, bir yerlerde okudum Mehmet.

Yazanı bilinmeyen, anlamlı ironik bir yazı, anlamlı bir ileti bu.

Yine de hoşuma gitti, köşemde yer verdim.

Keşke sözünü ettiğin konularda, sözünü ettiğin kararlılıkta mücadele verebilsem de; nefretin karşılık bulsa.

Seni seviyorum Mehmet, sen yine de benden nefret etmeye devam et.