Son günlerin en popüler konusu, “seçim barajı” ve de özellikle “ittifak partilerinin milletvekili sayısının hesaplanmasındaki sistem” oldu.

31 Mart 2022 günü kabul edilen düzenleme ile seçim barajı %10’dan %7’ye indirildi.

İlk kez 1983'te, ülke ve il olarak çift barajlı bir sistemle halkın iradesine ipotek konulmuştu. 1995'ten bu yana da tek barajlı olarak, bu ipotek devam etti ve de etmekte.

O günden bu güne 11 genel seçim oldu. Yani meclis 11 kez yenilendi. 22 hükümet kuruldu. Bu hükümetler içinde her siyasi parti belli sürelerde yer aldı.

Ama darbecilerin çıkardığı bu yasaya, hiçbir lider elini sürmedi, sürmek istemedi. Çünkü seçim barajı kazanana bir fırsat, kaybedene sığınacak bir mağduriyet idi.

* * *

Önce bugüne kadar uygulanan seçim sistemlerine bir bakalım:

12 Eylül darbesinden önce 1946, 1950, 1954, 1957’de Liste Usulü Çoğunluk; 1961’de Barajlı D'hont; 1965’te Milli Bakiye; 1969, 1973, 1977’de Barajsız D'hont sistemleri uygulanmıştır.

12 Eylül'den sonra 1983, 1987 ve 1991 yıllarında Çifte Barajlı D'hont Sistemi; 1995, 1999, 2002, 2007, 2011, 2015 ve 2018’de ise Ülke Barajlı D'hont Sistemi uygulanmıştır.

Peki, seçim barajı neden konulmuştu? Amaç ne idi?

Elbette ki:

Toplumsal muhalefetin meclise girmesini engellemekti.

İstikrar adına, Turgut Özal'ın tabiriyle “iki buçuk partili parlamento” yaratmaktı.

Temsilde adalet nerde kaldı diye sorabiliriz, ama zaten istenen bu değildi.

* * *

Bu ülkeyi yönetenler ve yönetime talip olanlar bilmeliler ki;

Türkiye; bir Latin Amerika ülkesi değildir, bir Afrika ülkesi de değildir, sınırları cetvelle çizilmiş bir Ortadoğu ülkesi hiç değildir.

Mademki Avrupa'daki demokratik normlar bir hedeftir; o halde temsildeki adaletin de Avrupa standartlarında olması gerekmez mi? Elbette gerekir.

Bugün Avrupa ülkelerinde % 5'ten yukarı bir seçim barajı yoktur.

Nitekim İngiltere, Fransa, Portekiz gibi birçok Avrupa ülkesinde baraj hiç yoktur.

Danimarka'da % 2'dir. İspanya’da, Yunanistan'da % 3'tür.

Bulgaristan, Norveç, İsveç gibi ülkelerde % 4'tür.

Belçika, Almanya, İtalya gibi ülkelerde % 5'tir.

Rusya'da % 7 idi, son durumda % 5 oldu.

Türkiye'de ise % 10 olan baraj 31 Mart 2022 günü yapılan değişiklikle % 7 oldu.

Ki, bu oran da dünyada en yüksek orandır.

* * *

Başta 1982 anayasası ve YÖK olmak üzere, seçim barajı da 12 Eylül darbesinin Cumhuriyete en büyük ihaneti olmuştur.

82 Anayasası Cumhuriyeti tahrip etmiştir. YÖK üniversiteleri tahrip etmiştir. Seçim barajı da siyasi iradeyi tahrip etmiştir.

genel seçim sonuçlarında bu tahribat çok bariz olarak görülmüştür.

İşte örnekler:

1987'de ANAP’ın, % 36'lık bir oyla meclisteki oranı % 65 olmuştu.

AKP ise 2002'de % 34'lük oyla % 66 oranında, 2007'de % 46'lık oyla % 62 oranında, 2011 'de % 49'luk oyla % 60 oranda meclis çoğunluğu elde etmiştir.

Öyle ki, örneğin 2002 seçimlerinde geçerli 31,5 milyon oyun, 17 milyonu mecliste temsil edilirken 14,5 milyonu yani % 46'sı temsil edilememiştir.

Ve de yasalar, hiçbir siyasal uzlaşma aranmadan çıkarılır olmuştur.

Anayasa paketlerinde, açılım paketlerinde, yargı paketlerinde olduğu gibi...

* * *

Eğer bu ülkede, halk iradesine az da olsa bir saygı varsa ve de eğer bu ülkede, Cumhuriyeti kuranlara da biraz saygı varsa...

Yapılacak iş:

Darbecilerin getirdiği, halk iradesine ipotek koyan faşist ruhlu bir yasayı yırtıp atmaktı.

Anayasa Mahkemesi ne karar verirse versin, toplumsal iradenin meclise yansıyacağı bir yasal düzenlemeyi yapmaktı.

Ya barajı tümüyle kaldırmaktı -ki, doğru olan bu idi- ya da Avrupa Birliği’nin, Venedik Kriterleri’yle önerdiği % 3-5 oranındaki seçim barajını örnek almaktı.

Ve de seçim tarihinde 100’üncü yılına girecek Cumhuriyete yakışan da bu olmalı idi.

* * *

İttifak partilerinin milletvekili çıkarabilmesi için yapılan düzenlemede ise…

Değişikliği yapan iradede, 2023 seçimleri için bir endişe duyulmuş olsa gerek!

Çünkü 2018’de yapılan düzenlemede, ittifak tek parti gibi kabul edilmekte, hesap edilen milletvekili sayısı, yine D'hont sistemine göre ittifak içinde dağıtılmakta idi.

Şimdi ise bu sistem değişti. İttifak içindeki partiler, ittifak barajı aşmışsa bu partiler de aşmış olacak, ama milletvekili hesabı kendi aldığı oya göre hesaplanacak.

İşte bu değişiklik, özellikle siyasal bir endişenin yansıması olmuştur.

Ve de bu değişiklik, ittifak mantığına aykırı olmuştur.