Yemeğe davetliydik geçen hafta
Yiyecek,
İçecek,
Soğuk sıcak ne varsa söylendi mutfaktan.
Çoban salata da geldi.
Bir arkadaşım salatanın üzerine doğramak üzere bir- iki diş sarımsak istedi garsondan.
Veremem beyefendi dedi.
Neden?
Mutfakta aşçı diyor ki, çoban salata domates, soğan, biber, salatalık karışımından ibarettir,
Sarımsak ise ekstra…
Ekstra şeyler de ayrıca ücrete tabidir.
Bir diş sarımsağın ücreti mi olur? Hem benim bildiğim çoban salatanın içine isteyen maydanoz da doğrar sarımsak da…
Sirke de döker isteyen, limon da sıkar…
Herkes ustanın keyfine-tarifine uymak zorunda mı?
“Valla burada böyle” dedi.
İnatlaştık.
Biz ekstra ücret ödenmesini istemedik,
Garson da mutfaktan bir diş sarımsağı getiremedi.
Adam bankayı götürüyor!..
Adam belediyeyi götürüyor!..
Adam memleketi,
Adam ülkeyi götürüyor!..
*
Mustafa Tanrıverdi
Karadeniz’li
Dini bütün Müslüman,
İyi eğitim almış!
Demek ki neymiş!
Vatana hainliğin dini, dili, cinsi cibilliyeti, milleti, milliyeti, memleketi, makamı, tahsili, bölgesi olmuyormuş.
Liyakati hizmetten değil de,
Siyasetten, din ekseninden,
Hele hele hemşericilik ve bölgecilikten alırsanız hiç olmuyormuş.
Birçok bürokrat hak etmediği halde, hak edemeyeceği koltukta oturuyor şu anda. Arkalarını iktidara dayamış, “bana bir şey olmaz” pervasızlığındalar…
Hep söylerim:
“Burası Anadolu…
Burada culuğun cücüğünü güzün sayarlar”
Bu gün Mustafa Tanrıverdi paranın zaafına yenik düşerek suçüstü yapıldı.
Yarın, bu pervasızlar adaletin pençesinden nasıl kurtulacak, ne şekilde yakalanacak, hangi şeytanın hangi icraatına uydum diyecek;
Kısacası,
Eline makam geçiren, götürüyor da götürüyor…
Ama biz karışıma dahil olduğu halde bir diş sarımsağı götüremiyoruz
Herkesin devlet malını kolayca mideye indirdiği bir ülkede, ben neden sarımsağa uzaktan bakmak zorunda kalıyorum?
Her gününüz güzel olsun.