“İşleriniz iyi gidiyorsa eğitim bütçenizi iki katına çıkarın, kötü gidiyorsa dört katına.” TOM PETERS

PISA(Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) Direktörü Andreas Schleicher, Bahçeşehir Üniversitesi’nde düzenlenen toplantıda, yazdığı “Dünya Okulu: 21. Yüzyılın Okul Sistemi Nasıl Kurgulanmalı” adlı kitabı hakkında bilgi verirken, “okul başarısı” ile ilgili şunları söylüyor: ''Eğitim kendi amacını kaybetti. Öğrenci okulda anlam bulamıyor. Bilgiyi öğrenmek değil, inşa etmek önemli. Yeni müfredat hazırlamak, teknolojiyi sınıfa getirmek çok kolay. Önemli olan bunların sınıfta nasıl uygulandığı''.

GOOGLE DA HER ŞEYİ BİLİYOR

Ve devam ediyor: “Bazı şeyleri ezberliyoruz ama artık bir şeyleri biliyor olmanın önemi kalmadı. Çünkü Google da her şeyi biliyor. Artık insanlar bildikleriyle değil, bildikleri doğrultusunda yapabildikleriyle ödüllendiriliyor. Kendi fikirlerimizi sonraki nesillere aktarıp sistemi olduğu gibi kabul etmelerini bekliyoruz ama onların yenliklere karşı açık olmasını sağlayamıyoruz. Herkese aynı ilacı vererek sağlıklı olmalarını bekliyoruz. Başarı, öğrenme ile ilgili değil; öğrenmeye giden yolu bulmakla ilgili.”

DAHA İYİ ÖĞRETMEN

Hiçbir şeyin öğretmen kalitesi üzerine çıkamayacağına dikkat çeken Schleicher, “Daha iyi sınıfı değil daha iyi öğretmeni tercih etmeliyiz. Öğrenmeye çok zaman harcıyoruz ama bunu destekleyen bir şey yok. En uzun okul saati Birleşik Arap Emirlikleri’nde ama PISA sonuçları bunun yararı olmadığını gösteriyor. En kısa okul saati Finlandiya’da ve en iyi sonuç orada” diyor.

GELELİM TÜRKİYE’YE

PISA Direktörü, Türkiye’nin PISA sonuçlarıyla ilgili şunları söylüyor: “Türk öğrenciler, ödevlerini iyi yapıyor, ezberliyor ve aktarıyor ama yaratıcılıkta ve yargıya ulaşmakta zorlanıyorlar. Oysa dünya buraya doğru gidiyor.”

YETENEKLİ İNSAN AZ

Türkiye ve dünyada öğrencilere bir sürü gereksiz bilgi öğretildiğini, ancak beceri konusunda yetersizlikler bulunduğunu belirten Schleicher, “İstediğiniz beceride insan bulamıyorsunuz. Yetenekli insan konusunda kıtlık var. Bu nedenle de Türkiye’nin yüksek diplomalı insanlar yerine yüksek becerili insanlara ihtiyacı var” diyor.

Evet değerli okurlar, eğitimde durum bu. Tamam, anladık da “Bunu değiştirmek için ne yapabiliriz?” diye kendi kendime sorduğumda şu sonuçlar çıktı:

1.Sınıfları kuru kuru ders anlatılan yer olmaktan çıkarıp işlik haline getirelim.

2.Her şeyi yarım yamalak öğretmek yerine müfredatı sadeleştirip daha azını tam olarak verelim.

3.Öğretmen yetiştiren kurumları tamamen lağvedip yeni bir öğretmen yetiştirme sistemi kuralım. (Finlandiya benzeri)

4.Öğrencilerimizi, 4 ya da 5 yıllık temel eğitimde gösterdikleri başarıya göre akademik ya da mesleki eğitim öğrencisi olarak ayırıp buna uygun eğitim alacakları okullara yönlendirelim. (Almanya’daki gibi)

5.Okulları maddi yönden veliye el açan kurumlar olmaktan çıkaralım.

6.Eğitim-öğretim işini siyasetten ayrı tutup ehil eğitimcilere teslim edelim.

7.Sık sık müfredat değiştirip eğitimi yapboz tahtası olmaktan çıkaralım.

8.Eğitimcilerin hayat standartlarını yükselterek geçimini sağlamak için ikinci bir işte çalışma derdinden kurtaralım.

9.Öğretmene güven verip arkasında durarak görevini rahatça yapmasını sağlayalım.

10.Öğrenci başarısını değerlendirme sistemini kökten değiştirerek ilkokul dışındaki her kademede gerekirse sınıf tekrarı sistemini yeniden getirelim.

Bunlara katılırsınız ya da eleştirirsiniz, her ikisi de başım üstüne. Ama artık bir şeyler yapmanın zorunlu olduğunda hemfikiriz değil mi?

DÜŞÜNEN SÖZLER

•Planınız bir yıl içinse pirinç ekin, on yıl içinse ağaç dikin, yüz yıl için ise insanları eğitin. HUANG-ÇE

•Her şey akla muhtaçtır, akıl da eğitime. HZ. ALİ

•Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız, bir de cehaletin bedelini hesaplayın. SOKRATES

•Eğitim, gerçeklerin öğretilmesi değildir; düşünmek için aklın eğitilmesidir. ALBERT EİNSTEİN

•Geleceğin savaşı beyin savaşı olacaktır ve bu savaşın zaferi eğitim yoluyla kazanılacaktır. ATATÜRK