Ülkemiz, Ortadoğulu bir zihniyet tarafından, Ortadoğulu bir üslupla yönetiliyor.

Sayın Cumhurbaşkanı her fırsatta Ortadoğu’da alıyor soluğu.

İç içe geçtik Ortadoğu’yla.

Hangi taşı kaldırsanız, altından, bir Ortadoğulu ya da Ortadoğulu zihniyeti çıkıyor.

Görünen o ki, bu iktidarla, bu zihniyetle devam etmemiz halinde; tümden Ortadoğu’ya dönüşeceğiz.

… …

Nedir Ortadoğululuk bilir misiniz?

??!!...

Hele ben bir anlatayım Ortadoğululuğu da; Ortadoğululaşıp, Ortadoğulaşmadığımıza siz karar verin…

… …

* Lideri yüceltip, iyi sistem kurmayı aşağılamaktır, Ortadoğululuk.

* Sözü yüksek olanı değil, sesi yüksek olanı iyi lider sanmaktır, Ortadoğululuk.

* Üniversiteleriyle değil, camileriyle gurur duymaktır, Ortadoğululuk.

* “Alnı secde görüyor” diye, zorba ve hırsız politikacılara oy vermektir, Ortadoğululuk.

* Kurumsal çözümler üretmek yerine, karizmatik lidere tapmaktır, Ortadoğululuk.

* Ölümü yüceltip, güzel yaşamayı aşağılamaktır, Ortadoğululuk.

* Dini yüceltip, bilime kayıtsız kalmaktır, Ortadoğululuk.

* İmanı yüceltip, aklı aşağılamaktır, Ortadoğululuk.

* Duyguları yüceltip, mantığı küçümsemektir, Ortadoğululuk.

* Müteahhiti yüceltip, mühendisi aşağılamaktır Ortadoğululuk.

* İmamları yüceltip, filozofları aşağılamaktır Ortadoğululuk.

* Ev kadınlığını yüceltip, kariyer yapan kadını aşağılamaktır, Ortadoğululuk.

* Kendi çocuklarını Amerika’da okutup, halk çocuklarını imam hatiplere zorlamaktır, Ortadoğululuk.

* Şeytan taşlamaktan ibadet etmeye zaman bulamamaktır, Ortadoğululuk.

* Hatasından dönmek yerine, onunla duygusal bağ kurup hayatını bataklığa çevirmektir, Ortadoğululuk.

* Standart bir yaşam sürdürmek yerine; düştükçe, “beterin beteri var” diye kendini avutmaktır, Ortadoğululuk.

* Tarikat ve cemaatlerin; hocaların, şeyhlerin ve şıhların içinde boğulmaktır, Ortadoğululuk.

* Herkesi, kendi gibi düşünmeye zorlamaktır, Ortadoğululuk

* Başına gelenden pay çıkarmak yerine, hep dış güçleri suçlamaktır, Ortadoğululuk.

* Kendi hayatında hiçbir başarısı yokken, sürekli atalarıyla övünmektir, Ortadoğululuk.

* Sıkılmış bir yumruğun, açık bir elden daha güçlü olduğuna inanmaktır, Ortadoğululuk.

* * *

Yukarıdaki maddelerin birçoğunun dinle ilgili olduğunun ayırdına varmışsınızdır, sanırım.

Vardınız mı?

Vardınız.

Vardınız da; neden acaba diye hiç düşündünüz mü?

??!!...

Onu da söyleyelim.

Ortalama bir Ortadoğulunun beyninin yüzde 75'i dinle kaplıdır. Bu yüzden, yaşamın diğer gerçeklerine karşı o beyinde çok az yer kalmıştır.

Onun zihniyetiyle ilgili söylediğiniz her şeyi, dinine saldırı sayar.

Dinle ilgili olmayan konularda da pek fikri olmadığı için; dinini ilgilendirmeyen diğer konularda eleştiri yapma şansınız da yoktur!

Üstünüzü ıslatmadan, elinizle balık yakalamanın olanaksızlığı gibi bir şeydir, bu durum.

Düşünebiliyor musunuz; Ortadoğulular ülkelerinin sıkıcılığından kaçıp, nefes almak için turist olarak Türkiye’ye geliyor.

Türkiye’nin yöneticileri ise gittikçe ülkemizi Ortadoğululaştırıyor.

Yurt dışına çıktığınızda; en iyi restoranların en iyi yerlerinde, Arap şeyhlerinin çocuklarının, yanlarında Rus sevgilileriyle oturduğunu görürsünüz.

Kendi ülkelerini modernleştirmek yerine, modern ülkelerde hayatlarını yaşar, kendi halklarına da din pazarlarlar.

Gidip, bu adamların ülkesinde, “bu adamlar size din merkezli yaşamayı övüyor ama kendileri son derece dünyevi yaşıyor” desem, beni o diktatörlerin polislerinden önce, o yoksul insanlar linç eder. Celladına aşık zihniyetteki insanlar için ne yapılabilir ki?

Bu açıklamayı kimseyi ikna etmek için yazmadım. Mantığa inanmayan insanların mantıklı argümanlarla değiştirilemeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim. Bu hayatta, bazıları akılla öğreniyor, bazıları acıyla. Maalesef bu coğrafya, acıyla öğrenenlerin coğrafyası.

Benimki, sadece geleceğe dönük bir “ben dememiş miydim” notu.

Bu topraklarda, her şeyin bir gün anlaşıldığını ama hep geç anlaşıldığını biliyorum. Hepsi bir gün neyin ne olduğunu anlarlar, ama hep geç anlarlar!

Azgelişmişlerin kaderi iki kelimede saklıdır: İdrak gecikmesi!

Matbaanın 300 yıl geç geldiği bir topluma, mantık da olması gerekenden 30 yıl sonra geliyor. Neyin en mantıklı çözüm olduğuna karar vermeden önce 30 yıl kavga ediliyor!

"Coğrafya kaderdir" der, İbni Haldun, bizim kaderimiz de idrak gecikmesi!