Öfke, gadap bir afettir. Sonu yıkım ve felakettir. Öfkeye hakim olmak ise üstün bir meziyet, yüce bir marifettir.

Peki, öfke nedir?

Kişiyi herhangi bir olumsuz söz ve davranış karşısında onu etkileyen, insan bedenindeki kanın beyine hücum etmesi sonucu insanı çılgına çeviren, onu saldırgan yapan, kızgınlık, hışım, hiddet, şiddet, gazap haline getiren olaya öfke denir.

Öfke halinde kişi insanlığından çıkar, akıl devre dışı kalıp, mantıklı düşünme melekesi kaybolur. İşte o zaman felaket gelir, olacak olur. Ayıkla pirincin taşını denir. Bea bizi bulur.

*

Bir anlık öfke bir ömrün mahvolmasına neden olabilir. Allah korusun, o anda insan ölebilir ve öldürebilir. Bakmışsın birisi mezara, diğeri pazara –hapise- girebilir. Bu da yetmez, çevremize onulmaz yaralar ve bitmez acılar bırakabilir.

İşte; öfke deyip geçmeyin. Bir anlık şiddet, büyük felaketlere yol açabilir. Öfke insan psikolojisini bozar, insan ruhunu esir alır. Aklı-fikri ve mantıklı düşünceyi yok eder. Bunun tabii sonucu da bela ve musibet olur. Onun için büyüklerimiz ne demişler; “Öfke ile kalkan, zararla yere oturur.” Öfke anında bağırıp çağırmak insana bir an ferahlık verse de, sonu elem ve keder olur. Hüzün ve üzüntüye dönüşür.

*

Yüce dinimiz müslümanlık; insan hayatını, bedeni ve ruhi yapısını kötü yönde etkileyen bütün olumsuzlukları, zararlı hareketleri, kötü alışkanlıkları yasaklarken, bunlardan birisi olan öfke, şiddet ve gadabı da haram kılmıştır. İnsana zarar veren herşey haramdır. İnsanları sebep ne olursa olsun öfkelendirip onların zarar görmelerine sebep olanları kınarken, öfkelenmeyen veya öfkesini yenen şiddete mağlup olmayan irade sahibi müminleri övmüş ve onları genişliği yer ile gök arası kadar olan ve içerisi insan hayaline sığmayan nimetlerle dolu olan cennetlerle müjdelemiştir.

İşte ilahi ferman:

“O takva sahipleri ki; (onlar Allah’ın has kularıdırlar) bollukta da yoklukta da elinden geldiğince Allah için, Allah yolunda hayra harcarlar. Bütün varlıklarını allah için harcamak amacı ile kazanırlar. (Onlar sebep ne olursa olsun) öfkelenmezler. Öfkelerini yenerler. Öfkelerinin zarar vermesine mani olurlar. Öfke karşısınd ametanet, dayanıklılık, sabır ve direnç gösterirler ve insanları affederler. (Allah da onları.) Güzel davranışlarından dolayı onları sever” buyrmuştur. (Ali İmran Suresi, 134. Ayet, Sh.66)

R.SAV. efendimiz hazretleri de bu konuda “Öfke ve gadaptan sakının. Sakın öfkenize mağlup olmayın. Öfke karşısında metanetli, dirençli ve sabırlı olun. Öfke halinde ayakta iseniz oturun, oturuyorsanız orayı terk edin, uzaklaşın. Mümkünse hemen abdest alıp 2 rekat namaz kılın. Çünkü öfke şeytandandır. Şeytan ise ateştir. (Ateşten yaratılmıştır) Ateşin düşmanı sudur. Öfke ateşini abdest suyu söndürür ve Allah’a sığının. Allah’a dayanın. Sakin olun, Allah’a güvenin ki; ulu Allah sizleri o beladan koruyacakır” buyurmak suretiyle öfkenin felaketinden korunma yollarını göstermiştir.

İslam da çok yüce bir dindir. İnsanı böylesine koruma altına alan İslam’ın dışında hiçbir din ve sistem bulamazsınız. Maalesef Müslümanlar, dinlerinin kıymetini bilmiyorlar ve ona sımsıkı sarılmıyorlar.

*

Bütün bu koruyucu tedbirlere rağmen insanların öfke belasından tamamen kurtulmaları mümkün değildir. Çünkü öfke tek taraflı bir olgu değildir. Çetin yaşam koşulları, olumuzluk ve imkansızlıklar, insanların aralarındaki iyi ilişkileri bozmakta, geçimsizlikler ortaya çıkmaktadır. Haksız işler, ahlak dışı haller, aile içi ve aile dışı ters etkenler huzursuzluğa ve stree neden olmakta ve kişilerin beden ve ruh sağlığını bozmakta bu da öfkelenmelere sebep olmaktadır. Onun için öfkelenmeyen insan olmaz. Önemli olan öfkeye yenik düşmemektir. Bugün ortalığı kasıp kavuran, korkunç kadın cinayetleri, taciz olayları, sudan bahaneler ile dökülen kanlar ne yazık ki hep anlık bir öfke sonucu oluşmakta, sonunda derin bir pişmanlık doğmakta, çok pişmanım demenin hiçbir yararı olmamaktadır. Son pişmanlık fayda vermemektedir.

Halbuki, sabredebilseydi, öfke atlatılsaydı, bu pişmanlık olmayacaktı. Yazık değil mi? Öfke sadece insanın dünyasını değil ahiretini de karartan bir beladır. Öfke halinde kişinin işlemeyeceği günah yoktur. Öfkenin sonu dünyada felaket, ahirette rezalettir.

*

Yazımızı dünyamızı karartan, ahiretimizi yok eden öfke ve şiddetin felaketini dillendiren atasözlerimiz ile bitirelim:

-R.SAV. “Yiğitlik güreşte rakibini yenmek değil, öfkeni yenmenizdir” buyurur. (Bahari Müslim)

-Öfke şeytanın nefesidir. (Hadisi şerif)

-Öfke insanın değerini ölçen bir mihank taşıdır.

-Ateşin suyu söndürdüğü gibi, abdest de öfkeyi söndürür. (Hadis)

-Öfke halinde ne dediğini bilmeyenler, el etek öperek özür dilerken anlarlar.

-Öfke probleminin çözümü zamandır.

-Taşkınlığın sonu şaşkınlıktır.

-Keskin sirke küpüne zararlıdır.

-Öfke hararetle yanan kızgın ateştir. Önce sahibini sonra başkalarını yakar.

-Öfkene kapılıp kapıyı sert çarpma. Sonra o kapıyı usulca açmak zorunda kalabilirsin.

-Şeref ve izzetini korumak için öfkelenenler, sonunda şeref ve izzetini kaybederler.

-Edepsizin sizi kızdırmasına izin verme. Hayasızı dövmekten elbisesini yırtmak evladır.

Allah cümlemizi öfkemize esir etmesin. Şiddetten ve hiddetten korusun. Amin.