* Dedesi Vali Nazım Paşa’nın etkisiyle şiire başladı.

* 1919 yılında Bahariye Mektebini bitirdikten sonra Hamidiye Kruvazörü’ne stajyer bahriye subayı olarak atandı.

* 1920 yılında geçirdiği hastalık nedeniyle, sağlık kurulu kararıyla askerlikten çıkarıldı.

* 1921 yılında Milli Mücadele’ye katılmak üzere Anadolu’ya geçti. Bir süre Vâlâ Nurereddin’le birlikte Bolu’da öğretmenlik yaptı.

* Yazdığı bazı şiirleri, “Yeni Hayat” ve “Aydınlık” dergilerinde yayımlandı.

*1924 yılında Aydınlık Dergisi’nde çalışmaya başladı. Dergide yayımlanan şiir ve yazılar nedeniyle 15 yıl hapsi istenince; çok sevdiği ülkesinden ayrılarak Moskova’ya gitti.

* 1939 yılında 17000 dizeden (mısra) oluşan, “Memleketimden İnsan Manzaraları” adlı yapıtını yazmaya başladı.

* 1949 yılında Ahmet Oğuz Saruhan adıyla, “La Fontaine’den Masallar” adlı kitabını çıkardı.

* 25 Temmuz 1951 tarihinde, Bakanlar Kurulu kararınca Türkiye vatandaşlığından çıkarıldı.

* Aynı yıl Mehmet adında bir oğlu oldu.

* Kendisini "sosyalist şair" olarak tanımlayan Ran, sanatın amacı konusundaki tartışmada; "sanat, sanat için değildir" diyerek toplumcu bir anlayışı benimsediğini ifade etti.

* Nazım Hikmet'in İstanbul'da 1929'da basılan "835 Satır" şiiri, edebiyat çevrelerinde geniş bir yankı uyandırdı.

* Toplumcu bir sanat anlayışını benimsedi

* Şairin ilk şiir kitabı "Güneşi İçenlerin Türküsü" 1927'de Bakü'de yayımlandı.

* Cumhuriyet'in 5. yıl dönümü münasebetiyle çıkarılan aftan yararlanmak üzere Temmuz 1928'de Türkiye'ye girerken yakalanan Nazım Hikmet, bir süre tutuklu kaldı.

* Eserleri 50’den fazla dile çevrildi.

* Genel Af Yasası'ndan yararlanarak, 1950'de serbest kalan şaire, Dünya Barış Konseyi tarafından Picasso, Paui Rubeson, Wanda Jakubuurska ve Pablo Neruda'yla birlikte "Uluslararası Barış Ödülü" verildi.

* Neruda'nın "Nazım'a sahip çıkın, biz onun yanında şair bile sayılmayız." dediği şair Ran, serbest kaldıktan sonra askerliğe alınacağını öğrenince, öldürüleceği düşüncesiyle Stalin yönetimindeki Sovyetler Birliği'ne gitti. Ünü diğer ülkeler arasında yayıldıkça, “o ülkelerden, o ülkelerin vatandaşlığına geçmesi için” teklif alıyor ama o; “bir gün çok sevdiği ülkesine tekrar döneceği umuduyla”; bu cazip önerileri reddediyordu.

* Kendisini "sosyalist şair" olarak tanımlayan Ran, sanatın amacı konusundaki tartışmada "sanat sanat için değildir" diyerek toplumcu bir anlayışı benimsediğini ifade etti.

* Pek çok ülkeye seyahat ederek konferanslara katılan ve şiirlerini okuyan Nazım Hikmet, 3 Haziran 1963'te kalp yetmezliği sonucu Moskova'da hayatını kaybetti.

* Ünlü Fransız yazar ve düşünür Jean Paul Sartre, Nazım Hikmet'in vefatının ardından şu ifadeleri kullanmıştı:

"Vefalı dost, yiğit savaşçı, insan düşmanlarının amansız düşmanı, her yerde insana hizmet etmek ama hiçbir şeye kayıtsız kalmak istemiyordu. Bilirdi ki insan yaratılmış bir mahlûktur ve asla dünyaya hazır gelmiyor. İnsanın durmadan düşmanla savaşarak kendi kendini yaratması gerekmektedir. Sözün kısası, Nazım Hikmet'in dediği gibi asla uyumamak lazımdır. O asla uyumadı. Önemli olan odur ki, ölüm onun ilk ve son uykusu oldu."

* Yazar Yaşar Kemal ise kaleme aldığı "En Büyük Şairimiz" adlı makalesinde "büyük halk ozanlarının son büyük halkası" dediği Nazım Hikmet için "Türk dili var oldukça Nazım Hikmet de var olacaktır." demiş, ayrıca "Eğer Nazım Hikmet gibi büyük bir yol gösterici gelmeseydi, bizim edebiyatımız bu seviyeye çıkamazdı." değerlendirmesinde bulunmuştu.

* Nazım Hikmet Ran'ın doğumunun 100. yılı dolayısıyla 2002 yılı UNESCO tarafından "Nazım Yılı" ilan edildi.

* Novodeviçi Mezarlığında toprağa verilen şair, 5 Ocak 2009 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla yeniden Türk vatandaşlığına kabul edildi.

* Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısı olan Nazım Hikmet'in şiirleri, Ahmet Kaya, Ruhi Su, Edip Akbayram, Fikret Kızılok, Cem Karaca, Fuat Saka tarafından, bestelenip, seslendirildi.