R.SAV. “Evlilikte külfet, zahmettir. Zahmet engeldir. En güzel düğün engeli olmadan yapılan düğündür.”

“Sizin en kötüleriniz evlenmeye gücü yettiği halde evlenmeyip bekar yaşayanlarınızdır.”

R.SAV. “Günahtan korunmak için evlilik zırhına bürünün. Evlinin 1 rekat namazı, bekarın 70 rekat namazından daha hayırlıdır” buyurur.

“Ölülerinizin en kötüsü, imkanı olduğu halde evlenmeyip zina bataklığında ölenlerinizdir.”

-Evlilik rızkın cazibi, çekici gücü, mıknatısıdır, rızkı çeker. Evleniniz, rızkınız artsın.

Bir ömür boyu mutlu olmak için evlenen çiftler için evlilik ülfettir, muhabbettir, fazilettir, adalettir, mutluluktur, saadettir.

Ancak, huzursuz ve mutsuz aile ise; aile gaile, zahmettir, yüktür, külfettir hatta esarettir, çekilmez eziyettir, esarettir. O zaman eşlerin ayrılması selamettir, kurtuluştur.

Demek ki; Allah’ın bir erkeğe verdiği en büyük nimet saliha hanım, bir kadına verdiği en büyük nimet hanımına bağlı sadakatli erkektir.

Evlilikte aile yuvası kurulduktan sonra eşlerin görev ve sorumlulukları doğrultusunda hareket etmeleri yuvanın huzuru ve devamı için şarttır.

1.Evlilikte huzurun birinci şartı; Ailede adalettir. Adalet, adil-eşit davranıştır. Eşler ailede adil olacaklardır. Nikah anında verdikleri sözlerine sadık kalacaklar, aykırı davranışlar yapmayacaklardır. Örneğin; “İyi günde, kötü günde, hastalıkta-sağlıkta, varlıkta,darlıkta, çoklukta-yoklukta, sevinçte-kederde şartsız bir ve beraber olacağız, birbirimize destek olacağız” denmiştir. İşte bu sözlere sadık kalınacaktır.

2.Kurulan aile yuvasının huzur ve devamı için ikinci kural paylaşımdır.

Paylaşım aile yuvasında nimetin ve külfetin, zahmetin ve rahmetin ortak ve eşit bölüşümüdür. Problemleri eşler birlikte çözecekler, yükü ortaklaşa kaldıracaklardır. Özellikle nimetin paylaşımı adil olacaktır. Zahmet senin nimet benim anlayışının sonu felakettir.

Davranışlar, eşit olmalıdır. Ben istediğimi yaparım evin reisiyim anlayışı yoktur. Bu gibi davranışlar önce nefret sonra ayrılık, hatta felaket getirir yuvaya. Kendine yapılmasını istemediğini, başkasına, eşine ve çocuklarına asla yapmamalısın. Söz ve davranışlarımızda aile yuvasında ve toplumda kendimizi daima öbürünün yerine koyarak “empati” yaparak davranmalıyız. ‘Acep başkası bana bunu yapsa ben ne yapardım’ı daima insan kendisine sorarak hareket etmelidir.

3.Aile huzurunun sürekli olabilmesi için “meveddet ve rahmet” Rum Suresi ayet 21 yani; sevgi ve saygıya dayanan engin hoşgörü, kusurların ve küsürlerin yani hataların bağışlanması aile yuvasının neşesidir. Ailede sadakatin yok edilmesi olan ihanetin dışında bağışlanmayacak bir kusur yoktur. Peygamberimizin evlilik hayatına baktığımızda bunu açıkça görürüz. Eşler birbirlerine zina suçu ile ihanet ederlerse bu bağışlanamaz. Bunun sonucu bile hiçbir zaman şiddet olmaz, ayrılık olur. Ailede sadakat olmasa zaten huzur aradan çıkar. Bunun adına biz doğruluk, dürüstlük diyoruz. Aksi ise yalandır. Aile içinde yalan yılandır ve şiddetle haramdır. Yalanın maksadı ne olursa olsun kötüdür. Çünkü, yalan geçici bir hastalık gibidir. Çocuklara da sirayet ederse, hem kendimizi hem de yavrularımızı mahvetmiş oluruz.

4.Ailede huzurun dördüncü şartı; nezakettir, zerafettir. Nazik, tatlı davranış, ince, hassas olmak, söz ve davranışlarımızda iltifatkâr davranılırsa o evde sevgi olur, huzur olur. Demek ki nezaket, nazik olmak, tatlı davranmak. Zerafet, incelik (kabalık değil) hassasiyet, dikkatli olmak, kırıcılıktan sakınmaktır. Nezaket; beden, mekan ve ruh temizliğidir. Bunların üçü yanan yangının suyu gibi ailede etkin özelilklerdir. Örneğin; eşler birbirlerine sükunet ve öfke halinde gülümsemeli olacaklardır. Birbirlerine asla kırıcı, emredici davranmayacaklardır. Aslında bu toplumsal huzurun da ana kuralıdır. Devamlı ricacı, istirhamcı, lütfenci, iltifalatkar sözlerle hitap edilmelidir. Unutmamalıdır ki; bir kıvılcım bir binayı yakar, kül eder. Bir tebessüm bir yuvayı yıkılmaktan dağılmaktan kurtarır. Dünyada ölümden başka herşeyin bir çaresi vardır. Gülümsemek ise çok kolaydır. Sermayesiz sermayedir ve ödüllendirici olmalı insan yuvada. Yapılan bir işe karşılık sükut etme yerine sağolun, var olun, teşekkür ederim, iyi ki varsınız gibi sevgi dolu sözlerle ödüllendirici olmalıdır. Hangi durumda olursa olsun kadın ve erkek için nedeni ne olursa olsun yakıcı, yıkıcı, kırıcı, kaba, incitici, suçlandırıcı, şiddet içeren hiçbir söz ve davranış yapılmamalıdır. Bu da çok önemli aile terbiyesi ve kültürlü olmanın ürünüdür. Görgülü, asil aileler böyle davranırlar.

huzurunun beşinci temeli, ailede iktisattır. Tutumlu ve tasarruflu davranmak, lüks ve israftan kaçınmaktır. Çünkü lüks ve israf savurganlık aile çınarını kemiren kurt gibidir. Bir gün olur, koca çınarı devirir. Ailede ekonomik duruma göre harcama yapılmalı, ayağını yorganına göre uzatmalıdır. Sarfiyatı yerinde ve lüzumu oranında yapmalıdır. Tutumlu olmak, mutluluk getirir. Yılan bile kışın toprağı kıdım kıdım, az az yermiş. Büyüklerimiz aile içi iktisadı anlatmak için “Erkek ırmak, kadın göldür”, “Vanası açık havuz su tutmaz” demişlerdir. Bu konuyu ifade eden halkın yakıştırdığı bir söz de vardır. “Züğürdü kuru inat, memuru lüks avrat, zengini haylaz evlat bitirir” adam etmez demişlerdir.

(SÜRECEK)