İbret nazarı ile şu aleme baktığımızda her canlının çift olarak yaratıldığını, her işin bir aslının temelinin olduğunu açıkça görürüz.

Başta insanlar, hayvanlar, bütün çeşitleri ile bitkiler, hatta cansız sandığımız tabiatı oluşturan taşlar, kayalar, madenler, toprak vs.nin de farklı olsalar da erkekli dişili çift yaratıldıklarını görürüz. (78/8 Ayet, Kur’an ayeti)

Bu gerçeği yüce rabbimiz canlılar için Nebe Suresinde “ve halagnaküm ezvecin” “Ben sizleri çiftler olarak yarattım” buyuruyor.

Hucurat Suresinde 49/13 ayetinde:

Ey insanlar! Biz azimüşşan sizleri ünsiyet (uyum içinde yaşayasınız) edesiniz, mutlu olasınız diye bir erkekle bir kadından yarattım” buyuruyor.

Ulu Allah diğer ayetleri ile şöyle devam ediyor:

Nahl 6/72. ayet: “Allah sizlere kendi cinslerinizden eşler, oğullar, torunlar ve rızıklar verdi. Allah’ın bu nimetlerini görmemezlikten gelip yok sayıp da nankörlük etmeyin.”

Daha açık çarpıcı bir ifade ile; “Ey insanlar, sizi bir erkekten sonra, ondan da eşini yaratan, böylece sizleri erkekler ve kadınlar olarak çoğaltan (hem de dengeli) yüce rabbinizden saygı ile korkunuz (onun yüceliğini görünüz)” (Nisa 4. sure 1. ayet) buyurur.

Kudret sahibi Allah insanları ve canlıları çift olarak yaratmakla kalmadı. Sistemli bir şekilde ayrıntılı, birbirlerine soyu sopu karışmamak için onları nikah bağı ile birbirine bağladı. Kim kimin oğlu, kızı, kim kimin anası, babası belli şekillerde açıkça bilinen nesiller vücuda getirdi. Bu gerçeği de 30/21. ayetinde; “Sizleri nikah bağı ile birleştirip aranıza sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü koyup evli çiftler olarak mutlu kılan ulu Allah’tır. Yüce Allah’ın varlığının delillerinden birisi de budur. Düşünen kavimler için bunda ibretler vardır” buyuruyor.

Son olarak da bu gerçekler doğrultusunda nikahlı yaşamanın önemini vurgulayan Cenab-ı Hak şöyle hitap ediyor: “Aranızdaki bekarları evlendiriniz. Eğer evlenmeye güçleri yetmezse; Allah onlara fazlı kereminden yardım edecektir. Allah için darlık yoktur. O her şeyi hakkı ile bilendir.”

Bu ayetten esinlenen ecdadımız kültürümüze “evlenene ev yapana Allah yardım eder” şeklinde atasözü olarak yansımıştır.

Bu ayete ek olarak Ulu Mevla Nisa Suresi 3. ayetinde “Aranızda bekar olanlarınızı diledikleri, anlaşabilecek olanlarınızı evlendiriniz, nikahlayınız” diye tavsiye etmektedir. Bu ve benzeri ayetlere bakarak bazı İslam hukuk alimleri evlenmenin zaruret “farz” olduğunu savunmuşlar. Bazıları ve esas olan hükme göre ise “evlenmek yüzde bin farz olmayıp, önemle tavsiye edilmiştir” demişlerdir.

Büyük hadis alimi 5 büyük ve belgeli mevsuk gerçek hadis kitabı olan İbni Macenin nikah bahsinde evlenecek çiftlerin evlenirken takip edecekleri yolu ve gerçekleri bildirmektedir. Buyurur ki, “Kadınlar ve erkekler şu dört özelliği dikkate alarak evlenirler: Birincisi; Evlenecek çiftler birbirlerinin en önce “Li maliha” malına zenginliğine bakarlar. İkincisi; “Velihasebiha” makamına, mevkisine (hakim mi hekim mi) ona bakar. Üçüncüsü, “Velicemaliha” fiziki güzelliğine, cemaline bakar. Dördüncüsü, “Velidiniha ve ahlagıha” Dinine ve ahlak, huy güzelliğine bakar.”

Siz din ve ahlakı güzel olanı seçin. Çünkü huzur ve mutluluğun kaynağı ahlak ve huy güzelliğidir. Diğerlerinin hepsi “arızi” geçicidir. Kalıcı olan din güzelliğidir. Ve hadis alimleri bu hadisi şerifin açılımını şöyle izah ediyorlar:

Mal, mülk, makam, mevki, şöhret ve bedeni, fiziki güzellikler geçicidirler. Öyle değil mi? Bir kıvılcım sarayını, köşkünü, fabrikanı vs. yok edebilir.

Bir iftira, bir fitne bir anda koltuğunu, makamını, mevkiini altından kaydırabilir.

Bir sivilce, acı bir hastalık sıhhatimizi yok edebilir. Bedenimizi iskelete döndürebilir.

Nice dünya güzellik kraliçeleri vardır ki, çirkinlikten yüzlerine bakılamayacak halde ölmüşlerdir. Dünyada hiçbir şey baki değildir. Ama Allah için sevenler, sevilenler asla solmaz ve kendilerinden usanılmazdırlar. Öyle ise, önce ahlaken, mazbut, güzel huylu, geçim ehli bireyler yetiştirmeli ve sonra bunlarla yuvalar kurulmalıdır.

Evlilikte huzur ve mutluluğun birinci şartı eş seçiminde ince eleyip sık dokumalı, iyi ve isabetli tercihler yapılmalıdır.

Evlilik anında düğünde dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan birisi de; külfeti az, zahmetsiz, az masraflı, ileride evliliği etkilemeyecek harcamalar yapılmasıdır. Aaltından kalkılamayacak borçla evlilik yapılmamalıdır. Borç batağına batmış bir evlilik ve evliler mutlu olamazlar. Borç saadeti engeller, yuvada huzur bırakmaz. Onun içindir ki, yüce peygamberimiz, “evliliğin en hayırlısı külfeti ve zahmeti az olanıdır” buyurur.

Demek ki herkes ekonomik ve sosyal durumuna ve konumuna göre davranmalıdır. Lüks ve israftan kaçınılmalıdır.

Evlilikte (Resulallah sallallahü aleyhivessellem) R.SAV.in ve İslam büyüklerinin şu özlü sözleri dikkate alınmalıdır. Sanırım bu öğütlere kulak verenler asla pişman olmazlar.

-“Büyük masraflar yaparak alınan ipek ve ibrişim giysilerin hepsi eskir, eskidikçe güzelliğini yitirir, güzel ahlak erdemli davranışlar eskidikçe çoğalır, asla eskimez.

(SÜRECEK)