Mübarek gecelerimizden birisi de Recep ayının 26. gecesini 27. geceye bağlayan gece Miraç Kandili’dir. (Önümüzdeki Pazar gününü Pazartesi’ne bağlayan gecedir)
Miraç olayı R.SAV.in Kur’an’dan sonra en büyük mucizesidir. Bilindiği üzere mucize, peygamberlere verilen olağanüstü hallerdir. Akıl ve mantığın sınırlarını aşan insanüstü hallerin ortaya çıkmasıdır.
Ulu Allah kutsal dinini tebliğ için gönderdiği ve bizzat kendisinin seçtiği peygamberlerinin peygamber olduklarını ispat için onlara Allah tarafından verilen en yüksek ispat olayıdır.
Örneğin; Kur’an mucizedir. Çünkü, benzerini getirmek mümkün değildir. R.SAV.in defaatle parmakları arasından çölde buz gibi suların akması ve Hz. Muhammed SAV.in Miraçta ulu Allah cc. hazretleri ile vasıtasız konuşması da engin bir mucizedir. Mucizeler sadece peygamberlerden zuhur eder.
İsra gece yolculuğu anlamına gelmektedir. Dini anlamda R.SAV.in ilahi ve semavi yolculuğuna Miraç denmektedir.
Miraç olayı Kur’an-ı Kerim’in 17. suresinin birinci ayeti ile sabittir. Bu ayette; Ulu Allah; kulu Muhammed’i bir gece Mescidi Haramdan (Kabe) kendisine olağanüstü bir kısım ayetlerimizi göstermek için çevresini mübarek kıldığımız Mescidi Aksa’ya (Kudüs’e) götüren Allah’ın şanı ne yücedir. Doğrusu o ulu Allah cc. en iyi işiten ve en iyi görendir buyurulmuştur.
Hz. Peygamber A.S. Allah’ın emri ile bir gece semavi yolculuk yapmak üzere Mekke’deki Mescidi Haram’dan (Kabe’den) Kudüs’te bulunan Mescidi Aksa’ya süratle yıldırım hızı ile götürülmüştü.
İslam’a göre 3 kutsal mescit (cami) vardır. 1. Kabe, 2. Medine’deki Hz. Muhammed SAV.in mescidi Mescidi Nebevi ve 3. Kudüs’teki Mescidi Aksa’dır.
Kısaca, Miraç olayı şöyle olmuştur: Hicretten önceki yıllarda bir gece Hz. Muhammed SAV. yarı uyur, uyanık halde iken kalbi manen yıkanmış, göğsü hikmetle doldurulmuş. Burak adı verien çok hızlı bir binekle (vasıt) Kabe’den Kudüsü şerife götürülmüş. Mescidi Aksa’da geçmiş peygamberlerin ruhaniyetlerine iki rekat namaz kıldırmış, sonra Cebrail A.S. -vahiy meleği- rehberliğinde semaya yükselmiş. Bu yolculukta geçmiş peygamberlerin semadaki makamlarını görmüş ve ruhaniyetleri ile görüşmüş, 7. kat gökten sonra Sidrei Müntena denilen bir ulu makama ulaşmıştır. Cebrail A.S. buradan ileri gitmeye mezun değilim demiş. Oradan ulu Allah’ın katına vasıtasız olarak ulaşmış. Mülakatta bulunmuş. Bu yolculuk anında Hz. Muhammed’e gelmiş geçmiş ve gelecekte olacak olaylardan, cennet-cehennem kıyametle ilgili sırlar gösterilmiştir Hiçbir peygamberin ulaşamadığı ve görmediği ve bilemediği bilgiler, makamlar, mekanlar, Hz. Peygamber SAV.e gösterilmiştir.
Miraç olayı bir gayb olayıdır. Bu gibi konularda gayba inanmak esastır. Cennet cehenneme, kıyamete, mahşere, kadere, meleklere nasıl inanıyorsak buna da inanmak zorunluluğumuz vardır. Çünkü bunlar imanın şartıdır. Miracın bizi ilgilendiren birincisi, buna şüphesiz inanmaktır.
İkincisi, Miraçta bize emredilen 5 vakit namazdır ki miraçta farz kılınmıştır. Miraçtan önce de namaz var idi, ancak sistematik düzenli ve tertipli, yani bugünkü şekliyle farz kılınmıştır. Yani namaz müminin miracıdır. Yani Allah’ı görür gibi ona ibadet etmektir? Buna ihsan denir ki, sen onu göremiyorsan da o seni görüyor. Namaz ulu Allah’la kulun konuşmasıdır. Fatiha suresi bunu ifade eder.
Miraçtan bizi ilgilendirenin üçüncüsü; Hz. Peygamber AS.in diğer peygamberlerden üstünlüğü, onun ümmetinin diğer ümmetlerden üstünlüğü ve Muhammed ümmetine, Miraçta sonsuz af ve bağışlama ve resulüllaha ümmetlerine şefaat etme yetkisinin verilmesidir ki bu da çok önemlidir. Mübarek gün ve gecelerde Hz. Muhammed SAV. Sabahlara kadar başını secdeden kaldırmaz. Ümmetinin affını ister ve bizler için dua ederdi ki bu konuda miraçta kendisine müjde verilmişti.
Miraçta bilinmesi gereken dördüncü bir husus; bu kutsal yolculukta R.SAV.e kainatın sırları açılmış. Müşahedeler olmuş. Bunlardan bir kısmını ulu Allah’ın müsaadesi ile Hz. Peygamber AS. Bizlere açıklamış. Geçmişten ve gelecekten ve olabilecek olaylardan haber vermiş ve bizleri uyarmıştır. Örneğin kıyametin alametleri, fen ve teknolojik sırların çözüleceği, mahşer halleri, sırat, mizan, cennet ve cehennemin ahvaline dair değerli bilgileri bize vermiştir.
Netice olarak; yüce Allah sonsuz bir kudrete sahiptir. Miraç olayı ulu Allah’ın yüceliğinden bir katredir. Hiçbir güç onun yanında söz sahibi olamaz. Tek çare onun sonsuz rahmetine, affına, mağfiretine sığınmaktır ve kutsal nebi Hz. Muhammed SAV.in yolundan gitmektir.
Miraç gecesine ait özel bir ibadet şekli yoktur. Ancak bu geceleri fırsat bilip kendimize gelmeli. İstikametimizi düzeltmeli, kaza namazlarımızı kılmalı. Bilenler Kur’an’ın metni ve manasını okumalı ve anlamalı. Geçmişlerimize, geleceğimize, akraba ve dostlarımıza dualar etmeli. Sağların bu gece vesilesi ile kandillerini kutlamalı, büyükler, kimsesizler, hastalar ziyaret edilmeli. Böylece manevi gücümüzü kuvvetlendirerek Ramazan’ı şerife daha şuurlu ve hazırlıklı girmeliyiz.
Kandiliniz mübarek olsun. Haneniz huzur ve nurla dolsun.