İki şair… İkisi de ülkesini seven…

İkisinin de Atatürk’e saygısı büyük…

Biri sol kampın okumadığı, diğeri sağ kampın…

Biri sol kampın uzak durduğu, diğeri sağ kampın…

Oysaki biri muhafazakâr değerleri yüksek, diğeri sosyalist değerleri yüksek iki yurtsever idi…

Biri muhafazakâr değerlerle şiir yazan, diğeri sosyalist değerlerle…

Biri Çanakkale Destanı’nı yazan, diğeri Kuvayı Milliye Destanı’nı…

Biri “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” diyen…

Diğeri “Dörtnala gelip uzak Asya’dan / Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan / Bu memleket bizim” diyen idi.

Yani Mehmet Akif, yani Nazım Hikmet…

* * *

Zaten bu ülkede iki şair çok hırpalanmıştır.

Sağ kamp Nazım Hikmet'i hırpalamıştır, sol kamp Mehmet Akif’i.

Sağ kamp Nazım'a hain demiştir, sol kamp Akif’e.

Oysaki ikisi de inançlarından ödün vermeyen, biri sosyalist kimlikle, diğeri muhafazakâr kimlikle boyun eğmemiş iki yurtsever idi.

de ülkesini terk etmek zorunda kalmıştı. Nazım dönemeden ölmüştür 3 Haziran 1963'te, Mehmet Akif döndükten sonra ölmüştür 27 Aralık 1936'da.

* * *

Ve bugün, Mehmet Akif’in ölüm yıldönümüdür.

93 yıldır cumhuriyetle kavgalı olduğu sanılan bir şairin…

de sol kampın uzak durduğu, sağ kampın istismar ettiği bir şairin ölüm yıl dönümü. Mehmet Akif Ersoy baba tarafından Arnavut, anne tarafından Özbek kökenlidir.

Osmanlıda son dönemin, Cumhuriyette ilk dönemin önemli şairidir. “Vatan şairi” ya da “milli şair” olarak anılır.

“İki insan vardır” demişti. “Zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşen, zaman geçtikçe yüzsüzleşen!” demiş ve bu sözle, özellikle siyasette çirkinleşen yüzleri göstermek istemişti.

Akif şairdir, öğretmendir ama ilk mesleği veterinerliktir. Hoş da bir anısı vardır:

Ukalâ biri Akif e yaklaşarak sorar: “Affedersiniz, sizin için baytar diyorlar.”

Akif hiç istifini bozmaz, “Evet, yoksa bir yerin mi ağrıyordu?” der.

* * *

Ve Anadolu işgal edilmiş, Sevr Anlaşması imzalanmış, Anadolu emperyal ülkelere parsellenmiştir. Ama Anadolu direnmektedir.

Ve Atatürk’ün önderliğinde “Kurtuluş Savaşı” başlamıştır.

Akif, Atatürk'ün daveti üzerine Ankara'ya gelir. Burdur Milletvekili olarak yemin eder. 1920-1923 arası milletvekilidir. Ama o, inancı gereği şehir şehir, cami cami gezer, halkı vatan savunmasına çağırır.

19 Kasım 1920 Cuma günü Kastamonu'dadır. Ünlü Nasrullah Camii kürsüsüne çıkar, “Sevr Anlaşması”nı anlatır. Halk, bu kölelik anlaşmasını şimdiye kadar başka kimseden bu kadar açık, bu kadar anlaşılır, bu kadar heyecanlı dinlememiştir.

Halk birlik olmaya, direnmeye çağrılmıştır. Öyle bir heyecan yaratılmıştır ki, konuşmanın metni Anadolu'nun bütün illerine, sancak ve kazalara, valilere, kaymakam ve müftülüklere gönderilir. Halkın duyacağı şekilde yüksek sesle okutturulur.

* * *

Akif inançlı bir kişidir. İnançlı bir yurtseverdir.

Onun bu kimliğini en güzel Nazım Hikmet vurgulamıştır. Bursa cezaevinde yazdığı “Kuvayı Milliye Destanı”nda der ki;

“Saat beşe on var / Kırk dakika sonra şafak sökecek.

Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak.

Bilmem ki nasıl anlatsam / Akif, inanmış adam.”

Evet, o gün Anadolu'nun ve İstanbul'un işgaline karşı mandacılığı isteyenler vardı ve de memnundular. Ama hemşerimiz Soner Yalçın der ki;

“Memnun olmayanlar da vardı: Mustafa Kemal ve bir avuç arkadaşı... Samsun'a çıktılar. Onu kısa bir süre sonra Mehmet Akif gibi yurtseverler takip etti.”

İşte Akif, böyle bir şair idi...

* * *

Ve soralım şimdi: Mehmet Akif, aslında kimlerin şairidir?

İnancını emperyal küresel gücün hizmetine sunan cemaat ya da cemaatlerin mi?

Anadolu topraklarını Amerikan ve NATO üsleriyle dolduranların mı?

İslam dünyasını yeniden dizayn eden Amerikan projesine alkış tutanların mı?

Evet, kimin şairidir Mehmet Akif? Elbette, verilecek cevap bellidir.

O, bu ülkenin İstiklal Marşı'nı yazan… O, verilen parasal ödülü almayan...

O, Çanakkale'de emperyal işgale dur diyen yüzbinlerce şehidin destanını, yani Çanakkale Destanı'nı yazan... Ve o, inanç değerleri yüksek bir yurtsever olan...

Yani o, cumhuriyet karşıtlığına ve karşıtlarına bırakılmayacak olan bir şair, bizim şairimiz, bu ülkenin şairidir.

Evet, o bu ülkenin, bu toplumun şairidir. Şairidir ama…

(Yarın)