Bu ve benzeri ayetlerden anlaşıldığına göre, Allah ve resulüne iman, Allah’ın ve resulüllahın verdiği hükme ram, (uymadıkça) olmadıkça iman etmiş olunmuyor. R.SAV.in hakemliği esastır. Verdiği hüküm, söylediği söz kesindir ve bütün ilgilileri ve müminleri bağlayıcıdır. Bu konuda insanların-müminlerin teveih hakkı yoktur. Çünkü, Allah ve resulünün hükmünü inkar küfürdür. Uymamak ise isyandır. Günahtır. Bunun adına dinde itaat denmektedir. İşte R.SAV.i sevenin, sevmenin şartlarından birisi bu misillü itaattir.
Toplumda hangi sınıf ve kişiler olursa olsun, işleri sünnete uygun olmalıdır. Toplumda bunu sağlamanın sonucu, mahkemeler boş, hapishaneler boş, cemiyette huzur, güven, emniyet olacaktır. Bunların olduğu yerlerde mutluluk olur. Aksi ise anarşidir.
Başka bir ayette; “Resul size ne getirmişse onu alınız.. Sizi neden men etmişse ondan kaçının” buyuruyor. R.SAV. de bir hadisinde, “Bütün ümmetim cennete girecek, illa meneba istemeyenler hariç” buyurmuş. Cennete girmeyi kim istemez. Ya resulüllah. Bütün çabamız bu değil mi dediler. O zaman R.SAV. “Gale men etüni min ümmeti. Dehallel cenneh.” “Ümmetimden bana itaat edenler, bana uyanlar cennete gireceklerdir.” “Vemen asanimin ammeti fekad eba.” “Ümmetimde bana aşi olanlar giremez” buyurdular. Demek ki, Resulüllaha itaat Allah’a itaattir.
Hz. Muhammed SAV.e isyan Allah’a isyandır. Bu husus sadece R.SAV.e mahsus değildir. Bütün geçmiş peygamberlerde aynıdırlar. Demek ki, dünya ve ahiret saadeti ancak Hz. Muhammed’e uymakla sağlanır. Çünkü o üsvetün hasenetün, bizler için insanar için en güzel örnektir, rehberdir, modeldir, mürşittir. Yani herşeydir.
R.SAV.e itaat onun sünnetine uymak, sünneti (yolu) üzere yaşamaktır. R.SAV. efendimiz, “Zaman gelecek ortalık fesada kargaşaya boğulacak, o zaman sünnetime sarılan kurtulacaktır. Çünkü benim sünnetim Hz. Nuh’un gemisi gibidir. Binenler sahili selamete varır” buyurdular.
Yüce dinimizin emir, yasak ve tavsiyeleri itikat, inanç, ibadet, ahlak ve muamelatla ilgili olur. Bunlar da farz, vacip, sünnet, müstehap şeklinde uygulanır. Farzın terki haramdır. Vacibin terki tahrimen mekruhtur. Yani haramdır. Sünnetin terki R.SAV.in şefaatinden mahrumiyettir. Diğerleri ise sevap eksikliğidir. İşte bunların hepsi de R.SAV.e itaat anlamına gelir.
R.SAV.e sadece ümmeti değil, gayri müslimler, inançsızlar, batıl dinlere mensup olanların, ileri seviyede ilim , fen ve teknolojide yücelmiş veya büyük ilim adamları, idareciler de hayranlıklarını gizleyememişler, Hz. Muhammed’e övgülerini dile getirmişlerdir.
Yüzlerce örnekten birini arzedelim:
Alman birliğini sağlayan Alman devlet adamı Prens Bismark demiştir ki (Ben Almanya’nın Achın şehrinde heykelini dikmişler. Gördüm ve hitabesini okuttum. Büyük bir devlet ve ilim adamı): “Muhtelif zamanlarda insanlara gönderilen (ve insanlar tarafından kendi yaşama arzularına göre kuralları değiştirilen), sonra Allah tarafından gönderildiği söylenen semavi kitapları tam ve etraflıca tetkik ettim. Gördüm ki, bu kitaplar değil bir milletin, bir ailenin bile mutluluğunu teminden uzaktır. Fakat müslümanların kitabı Kur’an ve onun yüce peygamberi Hz. Muhammed SAV. Müstesnadır. Kur’an’ın ve Resulüllah Hz. Muhammed’in her sözü Kur’an’ın her kelimesi ilim, hikmet ve ibretlerle doludur. Bu kitap asla Muhammed’in sözü olamaz. O beşeri bir dimağın eseri olamaz. Ancak ilahi bir kudretin lisanıdır. Şunu iddia ediyorum ki, Muhammed SAV. Seçilmiş ve özel yaratılmış bir şahsiyettir. Bunları inkar etmek, bütün ilmi gerçekleri inkar etmek anlamına gelir. Ey Muhammed SAV. İnsanlık senin gibi mümtaz, seçilmiş bir şahsiyeti bir kez görmüş, bir daha göremeyecektir.
Sana muasır bir medeniyet olamadığım için çok üzgünüm ya Muhammed SAV. Huzurunda ihtiramla (saygı ile) eğiliyorum” demiştir.
Buna benzer yüzlerce övgü yapılmıştır. Ancak bunlar R.SAV.i yüceltmez. Çünkü onu Allah cc. hazretleri yüceltmiştir. Ama bunlar bir gerçeği, bir gayri müslimin (hem de yüksek ilim sahibi) dilinden duyulması diğer insanlara örnek olması açısından önemlidir.
SÜRECEK