Yıllardır uygulanan yanlış politikalar sonucu köylü üretimden koparılmış, tarlalar ekilmeden boşa bırakılmıştır. Bunun üç sebebi vardır.

Birincisi; köylü ürettiği ürünü değerinde satamamıştır. Ya toptancılara kaptırmıştır, ya da çürütüp derelere doldurmuştur. Yani zarar etmiştir.

İkincisi; tohum, gübre, zirai ilaç, mazot, sulama bedellerine yapılan aşırı zamlar üretim maliyetini aşırı yükseltmiştir.

Üçüncüsü ise; geçim sıkıntısına düşen köylülerin çıkış yolu olarak köyünü terkedip iş için büyük kentlere göç etmesidir.

Bu üç nedenle köylü tarlasını ekip biçmekten, üretimden soğumuştur. Tarlalar ekilmemektedir. Köylerde işgücüne sahip nüfus şehirlere taşınmıştır. Bunun sonucu ülke hayat pahalılığı, fiyatlarda artışlar ve enflasyon kıskacında kalmıştır.

Peki bundan kurtulmak için, tarlaların ekilip biçilmesini sağlamak için neler yapılmalı?

Bir defa miras nedeniyle parçalanan tarlaların ekilip biçilemeyecek şekilde küçülmesinin önüne geçilmelidir.

Çiftçinin girdi maliyetleri asgariye çekilmeli, köylü sübvanse edilmelidir. İthal ürünler için dışarıya ödenen paranın en az yarısı köylüye destek olarak verilmelidir.

Köylüye tarlaya tohumu atmadan önce mutlaka avans verilmelidir. Köylünün ürettiği ürünlere alım garantisi verilmeli, yurt içi ve yurt dışı pazar bulunmalıdır.

Üretilen ürünlerin saklanması için yeteri kadar soğuk hava depoları yapılmalı, kurutulmuş sebze ve meyve üretimi için tesisler kurulmalıdır.

Devlet üretim planlamaları yapmalı. Hangi ürünlerin nerelerde ne kadar üretileceğini ihtiyaca göre tespit etmelidir.

Fiyat artışlarının ve enflasyonun önüne geçmek için köylü yeniden tarlasını ekip biçmeye, üretmeye ısındırılmalıdır.