Kelimelerin en güzellerinden birisi de kıymetli olan her şeyin başına eklediğimiz sevgi sözcüğüdür.

Allah sevgisi, peygamber sevgisi, ana-baba sevgisi, evlat, yar, yaran sevgisi, iş, aş, eş, mal, mülk, makam, mevki, yani dünya sevgisi gibi... Bu sevgilerden birisi de kitap sevgisi, okuma aşkıdır. Biliyorsunuz ki coşkulu sevgiye aşk denir.

Okuma aşkı ve kitap sevgisi, bugünkü insanlığın ulaştığı, hepimizin borçlu olduğu fen ve teknolojiye dayalı medeniyetin kaynağıdır ki, biz buna ilim ve bilgi diyoruz.

İnsanlık bugünün medeniyetine planlı, programlı, verimli çalışmalar ile müspet ilimlerle ulaşmıştır. Yüksek  kültüre sahip milletler bu duruma eğitim ve öğretime verdikleri önemle ulaşmışlardır. Burada unutulmaması gereken en önemli husus, fen ve teknolojinin, müspet ilimlerin ahlak ve maneviyat ilimleri ile yoğrulması şartıdır. Yoksa netice hüsrandır. Devletimizin, cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “İlimsiz din topal, dinsiz ilim kördür” İlim ve din birbirinin mütemmimi, tamamlayıcısıdır. Şimdi yüce dinimizin bilgiye, ilime, alime verdiği öneme bir göz atalım.

Dünyada ilme-bilgiye öğrenmeye İslam dini kadar önem veren ne bir din ve ne de bir sistem vardır. Çünkü, dinimizin ilk emri oku, ilk ayeti okudur. Bu öyle bir emirdir ki, inanan her mümin kadın ve erkeğe farzdır. Yani olmazsa olmazdır. Kur’an’ın ilk suresi oku ile başlıyor. Kur’an’da en çok geçen kelimelerden birisi ike kitap… İlmin  kaydedildiği eser anlamındaki kitap kelimesidir. Bu da okuma ve öğrenmenin planlı, programlı, sistemli ve devamlı olan eğitimi ifade etmektedir.

R.SAV.’in de, “beşikten mezara kadar ilim iste” buyurması, bunu anlatmaktadır. “İlim Çin’de bile olsa onu arayıp bulunuz” tavsiyesi ise ilmin kaynağı ne olursa olsun onu alın demektir. “Alimin mürekkebi şehidin kanı kadar kutsaldır”. “İlim yolunda yürümek vatanını, milletini, dinini, namusunu düşmana karşı korumak için çarpışan mücahit gibidir” buyurması, ne kadar manidardır. “Alimin ölümü, alemin ölümüdür.” Hz. Ali. R.SAV. hazretleri de “Bana bir harf öğretenin kulu, kölesi olurum” buyurması, bilginin, alimin değerini belirtmesi bakımından önemlidir. R.SAV. efendimiz, “Alimler cennet ağaçlarıdır. Bilgileri de o ağacın tatlı meyveleridir” buyurması ilim ve ilim adamlarının yüceliğini anlatmaktadır.

Burada anlatılmak istenen ilim faydalı bilgilerdir. İnsanlığın, kainatın yararına hizmet eden ilimlerdir. İnsanın dinini, dünyasını mamur edecek olan ilimlerdir. Bu bakımdan R.SAV. bir duasında, “Yarabbi, faydasız ilimden sana sığınırım” buyurmuştur.

Yunus’un dediği gibi, “İlim ilim  bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır.”

Menarefe Hefsehu, fekad arefe rabbe hü: Nefsini bilmeyen rabbini bilmez buyurulmuştur. Bedenine ruhuna bakan insan rabbini bulur.

Netice: Bir milletin fertleri ne kadar bilgili ne kadar okumuş, kültürlü, ne kadar dürüst ahlaklı ise o toplumlar o kadar medeni ve huzurlu toplumlardır. İlim fenni ve teknolojiyi, bu ise zenginliği getirir ki bu da refah toplumunun özelliğidir.

İşte bunların hepsi okumakla öğretim ve eğitimle elde edilmektedir. Meşguliyetimiz ne olursa olsun, çocuklarımızın, gençlerimizin eğitimine son derece önem verilmelidir. Toplumda önemli olan okur-yazar oranının yüksekliği değil, okuma alışkanlığının yüksek oranda olmasıdır. Elin Avrupalısı bile kitap okuyor. Okumanın tiryakisi olmak zorundayız. Bu ise okumayı sevmekle, okuma aşkıyla olur. Bu bakımdan oku, oku oku. Durmak yok, okumaya devam. Ölüm sana gelinceye kadar oku.