Kendisini beğenmek, kendisini üstün görmek, büyüklenmek, insanın aslının bir damla su olduğunu unutarak sanki yeri göğü haşa ben yaratmışım gibi kendisine hava vererek gurura kapılmak anlamına gelen, Allah’ın şiddetle haram kıldığı ve büyük günahlardan biri saydığı, insanların da nefretini çeken adi bir sıfattır. Bunun tam tersi ise alçak gönüllülük, nefsini topraktan aşağı gören, aslını, neslini unutmayan, insanları ayırımsız eşit gören ve eşit tutan, Allah’ın yücelttiği ve insanların da saygı duyduğu yüce bir ahlaktır.

Unutmayınız ki, büyüklük, yücelik Allah’a mahsustur. Yüce insan demek mecazi, arızi, yani geçici bir sıfattır.

Kibirli insanlar, ulu Allah’ın en sevmediği, alçakgönüllü, sevecen, bağırları yerde olan mütevazı insanlar ise en çok sevdiği insanlardır. Çünkü kibir en kötü, tevazu ise en iyi bir ahlaktır.

*

Şu noktayı hiç unutmayalım ki, şeytanı şeytan yapan onun kibridir. Çünkü şeytan en nankör varlıktır. Kendisini meleklerden, cinlerden ve insanlardan daha üstün görüp ulu peygamber ve ilk insan Hz. Adem’e secde etmemiştir. Allah’ın Adem’e secde edin emrine bütün mahlukat melekler boyun eğmiş, ama şeytan, “ben dumansız ateşten yaratıldım, Adem ise topraktandır, ateş topraktan güçlüdür. Toprağı yakar. Zayıfın güçlüye secde etmesi gerekir” diye fasit, bozuk bir mantıkla Allah’a isyan etmiş ve Allah’ın kapısında nankör olarak ebediyyen tard edilmiş, yani kovulmuştur (Araf 12). Tevbe de edip pişman da olmamış, isyanda ısrar etmiş, üstelik insanları mutlaka azdırıp onların cennete gitmesini engelleyeceğine ve çirkin, haram işleri onlara güzel göstererek işletip cehenneme gitmelerini sağlayacağına da yemin etmiştir.

Şeytanı bu korkunç duruma onun kibri düşürmüştür. İnsanların da baş düşmanı olmuştur. Onun için kibirli kişiler Müslüman olsalar bile şeytanın sıfatı olan kibirliliği üzerinde taşıdıkları için şeytanlaşmışlardır. En kısa zamanda tevbe edip bu durumdan kurtulmaları gerekir.

İnsanlara tepeden bakmak, onları küçük görmek, kendisinin de bir insan olduğunu unutup kibre kapılmak azim bir günahtır.

*

Bu husustaki Ulu Allahımızın ve Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed SAV.in emir ve tavsiyelerine kulak verelim.

“Allah’a ibadet ediniz. Ona hiçbir şeyi asla ortak, yani şirk koşmayınız. Ona-babanıza itaat ediniz. Yetimlere, yoksullara, kimsesizlere, yakın ve uzak akraba-komşu ve arkadaşlarınıza, dostlarınıza, yolda kalmışlara, size hizmet eden çalışanlarınıza yardım ve iyilik ediniz. Sakın gücünüze, kuvvetinize, makam, mevki ve varlığınıza güvenip de kibir ve gurura kapılmayınız. Allah kendini beğeneni, böbürlenen ve kibirlenenleri asla sevmez.” (Nisa suresi 36. Ayet.)

Yüce Allah yine buyurur: “Ey kibirlenenler, yeryüzünde büyüklenerek, kibirlenerek, böbürlenerek yürüme. Çünkü bu halinle ne yeri yarabilirsin, ne de boyun dağları aşabilir.” (İsra, 37. ayet.)

“Çünkü insan çok zayıf (aciz, zavallı) yaratılmıştır. Onun için Allah insanların yükünü hafifletmek ister. (Nisa, 28. Ayet)

Peygamberimiz Hz. Muhammed SAV. de; “Kim alçakgönüllü ise Allah onu yüceltir, yükseltir. Kim de benlik, kibirlilik, üstünlük satarsa Allah onun bağrını yere serer.”

R.SAV.’e bir kadın geldi. R.SAV.i görünce kadın korkusundan titremeye başladı. Sevgili peygamberimiz, kadına, “Ne korkuyorsun, ben de senin gibi bir insanım. Kuru arpa ekmeği yiyerek büyüdüm. İnsanlar bir tarağın dişleri gibi eşittirler. Hiç kimsenin kimseye, Arabın Aceme, Acemin Araba bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir” buyurdular.

*

Görüldüğü gibi kibirlilik, Allah düşmanlığıdır. Allah’a düşman olanın kurtuluşu yoktur. İnsani farklılıkları, alim-zengin, makam-mevki, güç-kuvvet sahibi olmak Allah’ın insana verdiği geçici nimetlerdir. Hesabı sorulacaktır. İnsanın kendisini farklı görmesi bir zandır. Zannın ise gerçekle bir ilgisi yoktur. Sakın yanılgıya düşmeyelim.

“Kalbinde zerre kadar kibir olan cennete giremez” sözü R.SAV.e aittir. Güzelliğine güvenme, bir sivilce seni mahveder, zenginliğine güvenme bir çıngı seni yok eder. Makamına güvenme bir emir seni makamsız bırakır. Ya Allah’a inan, Allah’a dayan, Allah’a güven. Hiç kimsenin sana yardım edemediği an ulu Allah sana yardımını ihsan eder.

“Büyüklük taslayanların yeri zinhar kesin cehennemdir.” (Zumer, 72. ayet)

Namaz niçin yüce bir ibadettir? Çünkü insan vücudunun en büyük organı baştır. Onun yüzü ile secdeye kapandığımız için namaz yüce bir ibadettir. İnsanlara secde etmek ise küfürdür.

İnsan topraktan yaratılmıştır. Gönlü yerden alçaktadır.

Mevlana ne diyor; Aydınlanmada güneş gibi ol, alçak gönüllülükte toprak gibi ol. Herkes onu çiğneyip geçiyor da o yine insanlara rızık vermeye devam ediyor.

Unutmayınız, şeytanın gözü kafasının üstündeymiş. Onun için kafası göğlerde. İnsanın gözü önünde olduğundan gözü daima yerde, secde yerindedir. Zaten yolda yürürken bile sağa sola bakınarak gitmek bile uygun değildir. Daima önüne bakmak iyidir. İslamda ben ve benlik yoktur. Ben ben demek şeytanlıktır. Onun için ben ben diye konuşmamalıyız.

Netice: Dünyasına, dünya benim diyenin, dün gittim be yasına.

Allah’a emanet olunuz. Amin.