Bu benim rüyamdı…

Tabii ki, sahtekarlığı, hileyi, hurdayı benimseyemeyen ve mutlu sonla biten hikayelere alışkın olan çocuk yaşım geçtikten sonra anladım ki,

Hayat her zaman rüyalardaki veya  filmlerdeki gibi olmuyormuş.

Hayatta iyiler daima kazanır lafı ise fani dünya hayatı için çok da geçerli olmasa gerek.

Çünkü,

Benim çevremde iyi olan hiç kimsenin kazandığını göremedim.

Yaşımızda artış var,

Yaşamımızda artış var,

Akaryakıtta,  kiralarda, vergilerde artış varken nüfusumuzda artış olmasaydı haksızlık olurdu değil mi?

Şimdi bakalım, yetkililere ve iktidar partisine göre yasal(!) olan  nüfus artışına;

2007 yılında yapılan seçimlerdeki seçmen sayısı 42 milyon 800 bin iken,

2011 yılında yapılacak seçimlerde bu sayı 52 milyon 700 bine yükselmiş.

Tabii bu durumda seçim barajını geçebilmek için gereken oy miktarı da fazlalaşmış bulunuyor.

4 yılda, seçmen niteliğindeki insan sayısının gösterdiği artış gerçekten akıllara zarar!

Bu insana has bir üreme şekli değil.

Bakteri misali bölünerek neredeyse bir ülke kadar çoğalmışlar. Ve bölerek tabii ki...

Her aileye 3 çocuk denmesinin üzerinden 8 değil de 18 yıl geçmiş olmasın sakın!

Ülke, aradaki kayıp zamanda derin bir uykuda olabilir mi sizce?

Uyan ey halkım uyan!!

Uyku vakti çoktan geçti.

Hava sıcak, mis kokulu, sanki bugün her zamankinden daha aydınlık...

Uyan Türkiye uyan.

Uyan da güneşi gör artık.

“BEN BİLMEM AĞAM BİLİR” zamanında mısınız hala yoksa?

Hani eskiden köy ağaları vardı ya,

Baskılar,

Diktalar,

Karın tokluğuna insanlıktan çıkarırcasına çalıştırmalar,

Hiçbir hakkının olmaması…

Ağandan habersiz helaya bile gidemez durumları.

Sözünün üstüne hele bir söz söyleyin de görün.

DESTUR!!

“Garı istiyem!!” diye yırtınan bir ses.

Düzene karşı gelmek kimin haddine!

Yoldan sapanların hali ise  kötek! ( o zaman ağanın aklına Silivri gelmiyordu herhalde…)

Ağa tek ama ağanın yalakası da çok!

Hatırladınız mı bunları. En azından yaşı daha genç olanlar Kibar Feyzo filminden  anımsayacaktır.

Elbette ki hatırlamışsınızdır.

Tekerrürden ibaret olan yakın tarih unutulur mu hiç?

Hani demokrasiyi ileriye götürmüşlerdi?

Hani ifade özgürlüğü vardı?

Hani fişleme son bulacaktı?

Hopa’da yaşananlar son örneği işte.

Başkaları yapınca ortalığı ayağa kaldıranlar, aynı şeyi kendileri yapınca neden hesap sormuyor?

Şu biline ki;

Artık benim güzel halkım, evinde oturup koyun gibi olanı biteni izlemediğinden, gözleri açıldı.

CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu ekranlardan halka seslenirken,

“Devleti yönetmeye talip olanların topluma karşı sorumluluğunu  ve kendi  bireysel çıkarları için değil de millet için yapılması ya da yapılmaması gerekenleri” anlatması ile rahatsızlık başladı.

Hırpalanan, dövülen, onuru rencide edilen, yoksullaşan gözler, artık mağduru görmeli.

Ankara’lı, Konyalı, Bursalı, Hopalı, Şırnaklı, Harranlı, Edirneli gözler bunu görebilmeli!!

KİBAR FEYZO rolünü üstlenenlerin, hiç de kibar olmadığını görmeli!

Göremezse mi?

O zaman Ağandan habersiz helaya bile gidemezsin halkım!

Her Gününüz Güzel Olsun.