Bu, insanoğlunun en büyük dertlerinden olagelmiş ve bir türlü de bunun ciddi bir biçimde önüne geçmek gibi bir çare düşünen olmamıştır.

İnsan bir türlü kendisi olamamış, kendini bir başka yer ve bir başka konumda göstermek için adeta büyük özen göstermiştir.

Şımarmıştır.

Oysa ki, kendi gibi olmak o insanın farklı ve orijinal bir yanını göstermesi bakımından daha çekici ve daha anlaşılır olarak, bir güzellik ve bir çeşit olarak, daha güzel, cazibeli bir hal almaya daha çok namzet sayılır; öyle daha çok kabul görür. Varsa o güzel yanı işlenerek bir insan olarak, sağlıklı bir insan olarak toplumdaki yerini alır ve kendisinin kabiliyetleri ile bir işlevsel nitelik kazanır.

Bu tür yani kendisi olamayan bir insanın gülünç olması mukadderdir.

Bir arkadaş çok güzel bir şey söyledi: “Dekartes  ‘Düşünüyorum öyleyse varım’  demiş ya, hayır , şimdi  ‘görünüyorum öyleyse varım’ diye bir çaba var galiba” diyor.

Bu doğru bir söz. İnsan o yana doğru kaydı,  eğildi. Bu akıllı telefonlar vasıtasıyla daha çok arttı.

İnsan iyiden iyiye YABANCILAŞTI.

Kendi kendine YALANCI BİR İNSAN TİPİ YARATTI.

Güzel yerlerde görünmek, şatafatlı bir hayatın içinde olmak gibi bir derdi var insanın.

Bunun tek bir nedeni var. Aslında bu psikologların, hatta psikiyatristlerin konusu, ama bir iki şey de ben söyleyim.

İnsan kendine dönmek, kendi ile yüzleşmek istemiyor ve bundan kaçıyor.

Kaçmasının temel nedeni asıl kimliğini görecek, karmaşalarını görecek, bir komplekse kapılacak, bunlarla başedebilmek için eğer gücü ve aklı yetiyorsa uğraşmak, bunların üstesinden gelerek ruhsal yapısını daha sağlıklı kılacak ve daha huzur içinde yaşayarak verimli ve yaratıcı bir kimse olarak toplumdaki yerini alarak bir saygı da kazanacaktır.

Kendi olamayan bir insan yeteneklerinin de farkında olamaz. Bu yeteneklerini geliştirmek konusunda adım atmak ta istemez. Korkaktır.

Bu konuda mükemmeli arar. Hiçbir insan mükemmel değildir. Mükemmele erişememiştir. Hatta, dahi olabilen ve böyle nitelenen insanların bile yanlışları olmuştur.

Hatalar yapmıştır. Ve fakat hatalarını görmüş bunu düzeltmeye çalışmıştır.

Işıltılı bir şeyi özlemek gerçeklikten kopuştur. Ancak gerçeklik dikkate alınarak bir hayat insanı hoşnut ve huzurlu kılar. Huzur da insansal bir durumdur.  Huzurlu bir insan gerçeklikten kopmaz ve ona göre davranır.

Aksi halde her davranışı, her sözü sırdır.

Kendini belli eder.

Bir şeyi kapatayım derken bir başka yerden açık verir ve bu farkedilir.

Gösterişe ne kadar meraklıyız.

Yaptığımız ev, giydiğimiz giyecekler, velhasıl yaptığımız her şeyde bir gösteriş bataklığına saplanıyoruz.

Her şeyle birlikte insan da bozuldu.

Yeni Türkü Topluluğu da Murathan Mungan’ın sözleriyle  'Biz büyüdük ve kirlendi dünya’ diyor ya…

Bunun için bir araba dolusu kitap yazılır.

Hint Veda'larında 'Neysen o ol’ denir.

Nasılsan öyle olsana, bu daha güzel ve sağlıklı bir şey değil mi? (Mevlana)