Bu konuda Şinasi Kara'nın bir değerlendirmesini aktarmak istiyorum.

TARIMSAL ÜRÜN ile kalkınma olmaz, katma değer yaratılmaz, sermaye biriktirilmez. Tarımsal ürün, insanları tembelliğe iter.

"On dönüm bostan, yan gel yat Osman'' anlayışından Batı istifade ediyor. Tarımsal üretim aşamasına hapsettiği toplumları ''Din ile uyutmak'' kolay. İdare etmek kolay. Ekonomik artığını elinden almak da kolay. Mal ve sermaye piyasası kanalından kendine bağlamak ve sömürmek kolay.

Kolay çünkü, bir cep telefonu satıyor, bir kamyon buğdayı elinden alıyor.

Batı bu avantajı bırakmaz. Nitekim bırakmamıştır. 1946 yılında, Amerikalılar, Türkiye hakkında rapor yayınlıyor. Raporda ''Siz tarımsal ürünlerde ihtisaslaşın, sanayiyi boş verin, tarımda kullanacağınız kazma-kürek-saban üretmek yeterlidir'' deniliyor. Biz size uçağı bedava vereceğiz propagandası ile uçak fabrikası kapatılıyor.... Türkiye’nin sanayileşmesine engel her türlü politika uygulanmaya başlanıyor.

Fakat, ekonomik gerçekler doğruları insanların kafasına vura, vura öğretir. 1955’den itibaren, ortaya çıkan cari açıklar, ülkeyi sanayileşmeye zorluyor. Batı ısrarla, ülkemizin sanayileşmesine engel politikaları uyguluyor. Dönemin Başbakanı Menderes çareyi Rusya’da buluyor.

Başbakan Menderes, Rusya ile 10 adet fabrika yapmak üzere anlaşma yapıyor. Batı, bunu af etmiyor. Başbakan Menderes fabrikalar ile ilgili anlaşmayı imzalamaya gitmeden önce, darbe ile idam ediliyor. Ancak, Türkiye, Ruslar sayesinde 10 adet fabrika kurmayı başarıyor. Bunların en önemlileri Aliağa Rafinerisi, Seydişehir Alüminyum Tesisleri, İskenderun Demir Çelik Fabrikalarıdır.

Sanayinin tadını alan Türkiye, her yörede bir fabrika açmaya başlıyor. Rahmetli Demirel için Büyük Türkiye kavramı, sanayileşme ile ilgiliydi. Rahmetli Demirel ve ekibi, açılan küçük bir atölyeyi dahi, büyük bir olaymış gibi kutlardı.

Batı harekete geçmekten geri kalmadı. Fabrika açmak için kaynak gerekliydi. Kaynaklar sınırlıdır. Kaynaklar, başka sahalara aktarıldığı zaman, sermaye yetersizliği yüzünden sanayi kurulamaz.

Bu kuralı Batı, GAP projesi ile başarılı şekilde uygulamıştır. Propaganda basit idi. Sulama ile tarımsal üründe bire bin alacaksınız. Dünya Bankası kanalıyla, bu amaçla kullanmak üzere kredi açıldı. Kredi yeterli gelmedi. İş de yarım kalamaz. Ülke kaynakları 25 yıl süreyle taşa toprağa yatırıldı. Sonuç ortada, tarımsal üretimde bire bin verim alınmadı. Ama, ülke kaynaklarını boşa harcadı ve kaynak yetersizliği yüzünden ülke sanayileşemedi.

Aynı propaganda devam ediyor. Demekki, Batı ve uzantıları propaganda ile amaçlarına kolay ulaşıyor.

Şu gerçeği aklınızda bulundurun. Türkiye'de tarımsal ürünün, milli gelir içerisindeki yeri yüzde 5 civarındadır. 2021 yılında, Türkiye, 806 milyar dolar Milli Gelir üretti. Bu gelirin yaklaşık 40 milyar doları, tarımsal üretimden oluşuyor. Bu üretim içerisinde, ülkede üretilen fındık, fıstık, arpa, buğday, üzüm-incir-elma-kayısı, domates, beyaz ve kırmızı et gibi tarımsal ürünlerin tamamı var.

806 milyar dolar hasıla - 40 milyar dolar tarımsal ürün = 760 milyar dolar sanayi ve hizmetler sektöründe üretiliyor.

İstediğiniz kadar tarımsal üründe artış sağlayın, sonuç ortada. Tarımsal ürün ile refah elde edemez, gelişemez, sermaye biriktiremezsiniz.

Sizi aç kalmak ile korkutanların amacı farklı. Geri kalmanız isteniyor On dönüm bostan yap, yan gel Osman yat, Batı’nın işine geliyor.

Sanayi üretimine ağırlık vermemiz ve bilhassa yüksek katma değer yaratan teknolojik yatırımlara, kaynaklarımızı aktarmamız gerekiyor.

MsoNormal>Hayat devam ettiği müddetçe ibadet de, kabahat de devam eder. Önemli olan hayırda süreklilik, istikrar, şerden hemen uzaklaşmaktır. İbadetleri ciddiye almak canımız pahasına namazlarımızın kazalarını yapmaktır. Çalışanın başaramayacağı iş yoktur. Sabır, metanet, kararlılık ve süreklilik başarının sırrıdır. Bir karınca ağzına aldığı buğday tanesini kale duvarının dibinden tepesine 99 kere çıkarıyor ve düşürüyor. Usanmıyor, yüzüncüde başarıyor. Az da olsa güzel işlerimiz ibadetlerimiz devamlı olsun. İşlerin en hayırlısı az da olsa devamlıdır buyuruyor R.SAV. Unutmayın okyanus suyunun aslı bir damladır. Damlaya damlaya sel olur, göl olur, ırmak olur, ırmak olur deniz.

Her geceniz Kadir, her gününüz Bayram, ömrünüz mutlu, coşkulu, seyran olsun. Yürekleriniz Ramazan aşkı ile dolsun. Virüs ve benzeri belalar insanlığın üzerinden def-ü ref olsun. İnsanlık selamet bulsun. Aklını başına alsın.

Amin.