ŞİMDİ KENDİ NOT DEFTERİMDEN DERLEME İBRETLİ SÖZLER

Esirgeyen, bağışlayan ,yaratan, yaşatan, yaşam için bütün nimetlerini emrimize sunan, sonra öldüren, hesa ve kitap için bizleri bütün hayvanat ve haşeratla birlikte mahşerde mizan terazisi başında toplayıp ince ve seri bir hesapla mahşer halkının gözleri önünde bütün gizli sırlarımızı ortaya dökerek mahkemede sorgulayacak, sonra da herkese hak ettiğini mükafat, (ödül-cennet) ve mücatat (ceza-cehennem)ini verecek olan ulu Allah’ın adıyla başlarım. Kovulmuş şeytanın şerrinden rabbi tealaya sığınarak söze başlarım:

- Fani dünya hoştur amma, akıbet, mevt, sonu ölüm olmasa. Cenneti Ala hoştur amma, şiddeti nar, cehennem olmasa.

- Hak tecelli eyleyince her işi asan eder. Yaratır esbabını (sebeplerini) bir lahzada (bir anda) ihsan eder.

- Hak kulundan intikamın yine kul ile alır. Bilmeyen ilmi ledünni bunu kul yaptı sanar.

- Zulüm asla payidar olmaz. Hak eden belasını bulur.

- Ak dağda nahak (haksız) yere sürüye saldıran, kara dağda tuzağa basar.

- Zulüm ile abad olanın ahırı kahır ile berbat olur, alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.

- Yokuşun dibinde ata arpa fayda etmez, ırmak geçerken at da değiştirilmez.

- Sözüne sahip ol. Doğru bile olsa her doğru söz her yerde söylenmez. Laf var halk içinde söz var hulk (boğaz) içinde.

- Gadap ve öfke canavar sıfatıdır. Yapmayacağı kötülük yoktur.

- Öfkeli insan su görmüş kuduza benzer. Damlayı derya görür. Öfkeyi yenmek kuduzu yenmekten daha zordur. Bir anlık öfke bin anlık zarar açar.

- Nankör insan suyunu içer, çanağına....

- Nankör insana iyilik yapan kötülük görür. (Hadisi şerif)

- Besle kargayı, oysun gözünü.

- Dilencinin kimsede alacağı yoktur.

- Darılan abdalın zenbili boş kalır.

- Daha bacağını çarık, kaşe kumaştan sarık olmaz.

- Soyulmuş kemikte et, perhiz edende dert olmaz. (Fikret Hoca)

- Sevgili sevginin esiridir. (Muhiddini Arabi)

- Ayıp arayan göz hüneri, asi evlat pederi görmez.

- Cimriden ihsan beklemek mermeri kemirmeye benzer.

- Dervişlik olsaydı taç ile hırka, ben dahi alırdım otuza kırka.

- Fırat kenarında ayaklarını Fırat’ın soğuk sularına batıran insan, çöldeki susuzun halinden anlamaz. Onun için derdini söyleme bi derde (dertsize) el açma sakın namerde. (Keşfihal)

- Her canlıya hak layık olanı verdi. Tırtılın dişi olsaydı ormanı yerdi.

- Kediler haftada bir gün uçabilselerdi serçelerin nesli biterdi.

- Hicran (ayrılık yarası) en müessir duadır. Muzdarıbın (ızdırap çekenin) duasından yer gök inler.

- Zengine tokalaşmak, ısırgan otuna el sürmeye benzer.

- Şemsi Şitaya (kış güneşi), cilveyi nisaya (hanımların cilvesine), iltifatı ümeraya (amirlerin yakınlığına) güvenme.

- Cihanda bi kusur insan bulunmaz velakin her kusur teftiş olunmaz.

- Kimseye baki değildir mülki dünya, simüzer (altın gümüş) bir harap olmuşsa gönül, tamir etmektir hüner. Buna fani dünya derler, durmayıp daim döner. Ademoğlu bir fenerdir, akıbet bir gün söner.

- Aldanma dünyaya sakın, akıbet mutlak ölüm elbette senin d ebir gün buraya düşer bir gün yolun, sönmüştür güneşin, solmuştur gülün.

- Kılınç yarası iyileşir, dil yarası yürekte kalır.

- Ta ezelden akrabaydık, akrabayız biz bize. Sıramız meydana çıktı bakmaz olduk yüz yüze. Görmedim ben akrabanın akrabaya halisane baktığını, akrep bile yapmaz akrabanın akrabaya yaptığını.

- Kimseyi kırıp dökme, kesin olan ölüm var. Dünya çok kısa andır, ağlayacak halin var.

(SÜRECEK)